İzzetin tamamı Allah'ındır (1)

  • GİRİŞ28.08.2014 12:14
  • GÜNCELLEME28.08.2014 12:54

Ama içimden bir kuvvet devreye giriyor ve beni bilgisayarın başına çakıyor.

Yazı yazmakla kendimi mi tatmin ediyorum, yoksa gerçekten birilerine şu veya bu şekilde bir faydası oluyor mu bilmiyorum!

Bazen bir siyasi metinde veya bir hitapta, birebir kendi cümlelerimle karışılaştığım oluyor.  Yahut altı ay önce yaptığım bir izahı, bir konuşmada yakalıyorum. O zaman ‘belki?’ diyerek kendime bir pay çıkarıyorum. “Madem ki birileri bunun farkında öyleyse sürdürmeliyim yazmayı” diyorum.

Gündem dedikodularını yazmamaktan hoşlanmıyorum. Şişenin içindeki balı tarif etmek gibi geliyor bana. İşin asılından habersiz etrafında dönüp dolaşıyorlar çoğu kere. Ben de istiyorum ki vukuatın arkasındaki hikmetten/sebepten söz edeyim! Bazen bir veya iki yıl sonra karşılaşılacak bir olayı aktarıyorum, erken olduğu için ayıplanıyorum. Bazen herkesin aynı noktadan baktığı bir işe aykırı noktadan baktığım için dışlanıyorum.

Mamafih çok itibarlı bir insan da değilim. Toplumsal itibar, taraftarlıktan doğar. Bir fikre, bir takıma, bir misyona bir siyasi yaklaşıma müfritane taraftar olursanız, onun taraftarları ve karşıtları nezdinde bir itibarınız olur. Ama böyle gündelik mesellerde taraf olamıyorsanız, bertaraf oluyorsunuz.

Maalesef zihnimi, meseleleri tüm yönleriyle görmekten alıkoyamıyorum. Bu da sıkı taraftarlığa mani oluyor.

Tabii ki benim de sıkı taraftarlıklarım var.

Mesela dinler arasında, tavizsiz taraftarı olduğum din İslam’dır. O dinin nasıl yaşanması gerektiğini gösteren yol ve yöntem olarak taraftarı olduğum şeriat, İki Cihan Serveri, bir danelik muhabbetine canımı vereceğim Hz. Muhammed Mustafa’nın getirdiği –ki o aynül hakikattir. Hayru halkillahtır- şeriattır. Ama bu, bende, “bir tek ona uyanlar cennete gider, diğerleri gitmez!” tekelciliği yaratmıyor. Bunu söyleyince ‘tahripçi’ oluyorum!  Kimin nezdinde? Atalarından kalma dini kültürü, din zannedenler nezdinde! Fes takıp şalvar giymedikçe cennete gidilmeyeceğini sananlar nezdinde!

(Resusullah zamanında çölden bedeviler gelirdi ve derlerdi ki, “Ya Rasulallah bize İslam’ı anlat! Ta ki biz de inanıp Müslüman olalım!”

Şimdi farz edin ki ben bedeviyim ve çıkıp şehrinize (Medine’nize) geldim. Hadi beni ikna edin ki İslam olayım!

Beni ticaretinizle mi, ahlakınızla mı, dostluğunuzla mı, kültürünüz ve bilimsel icatlarınızla mı güzel şiirleriniz ve temizliğinizle mi, ikna edersiniz? Hangi halinizle beni ikna edersiniz ki İslam iyidir! Şimdi siz bu halinizle gidip cennetin başköşesine kurulacaksınız ama yukarında saydığım tüm sıfatlarda bizden daha ilerde olanlar gidip cehennemde zıbaracaklar öyle mi?

Aklınız alıyor mu?)

Kitaplar arasında Kur’an’a taraftarım. Fakat bu, diğer kitapların da hak olduğu hakikatini bende yok etmiyor. Zaman zaman onlardan bir kıssayı alıp günün meselelerine tetbik ederim. Bir de bakarım ki başlamışlar, “Sen gizli Yahudi misin, Sen Tevrat’ı Kur’an’dan üstün mü tutuyorsun” gibi cahil cahil yaveler. Ve yazık ki itibar da onların tekelinde(!)

‘Dinin, bu zamanda nasıl yaşanacağına ve yaşatılacağına dair birer üsluptan ibaret olan cemaatler’ arasında Bediuzzaman Hazretleri'nin uslubünü/yolunu ihtiyar etmişim. Referanslarımı ondan alıyorum. Kur’an’ı onun yaklaşımları üzerinden anlamaya çalışıyorum. İslam dünyasının, bu zamanda ancak onun cüzüm önerileriyle felaha çıkacağına inanıyorum. Ama bu bende, diğer cemaatlerin hakikatini kıymetsizleştirmiyor.  Böyle olunca yine beyne-beyn sayılıyorum. Diğer cemaatler beni Nurcu diye red ediyor, Nurcu’lar da, “tam bizim gibi değilsin/iktidarı açık açık desteklemiyorsun” diye soğuk bakıyor.

(Şu paralelcilik çıkalı beri Bediuzzaman'a da tavır konulmaya başlandı kimi kesimlerde ama o bahse girmeyeceğim! Son iki hafta da en az üç aklı başında adam, “abi senin yazılarını okuyoruz ama Bediuzzaman’ı referans göstermen pek hoş olmuyor. Onun ismini anma yazılarında” dediler. )

Ne isteniyor?

Bir tarafı seçeceksin, öbürünü ret ve inkâr edeceksin. Bu da bana uymuyor!

Milletler içinden Türk’ün taraftarıyım. İstiyorum ki hayır hizmetler, şu milletin eliyle beşere verilsin.  Ama bu beni ırkçı yapmıyor. Kürdün gözyaşı da Arabın çaresizliği de, Boşnak’ın ağıtı da Karabağın feryadı da Türkistan’ın sahipsizliği de Irak Türkmenlerinin nalesi de yüreğimde taze bıçak yarası gibi sızlıyor. Bir şey yapamamanın utancıyla tükenip gidiyorum… Dikkat ederseniz Filistin’den bahsetmedim. Çünkü herkesin bildiği tek o. Onu da yüzümüze gözümüze bulaştırmışız. Ben artık Filistin ağıtı duymak istemiyorum. Çünkü Müslümanlar denilen toplumun İslam denilen toplumun aczini orası kadar gösteren başka bir yara yok!

Bunun dışında bir taraftarlığım yok. Hadiseleri, olayları, siyasi ekipleri -aklımın erdiği kadarıyla- iyi ve kötü sıfatlarıyla seviyor veya eleştiriyorum. Mesela AK Parti! Bir sempatim yok, bir nefretim de yok. Yaptıkları her iyi işi destekledim. Oy vermek gerektiğinde de –bir nur talebesi olarak- ekseriyetin ittifak ettiği büyük parti olarak ona verdim. Ama bu beni, ona taraftar etmiyor. Taraftar olamadığımız için de yanlışlarını da görebiliyorum. Onu söyleyince de Ak Parti düşmanı oluyorum.

Yazık ki rağbet gören daima ‘hak’ olmuyor, hak olan da daima rağbet görmüyor.  Ben haktan yana olmayı tercih ettim. O yüzden de hiçbir zaman rağbet görmedim. Bazen bütün değerleri sıfırlamak ve yeni baştan ayıklayarak yüklemek gerektiğine inanıyorum. Böyle yapmaya cesaret edemedim bugüne kadar ama hızla o kararar doğru zorlandığımı hissediyorum. Sanırım bunu yapmaya kendini mecbur bilen milyonlar var artık! Zira artık islamî olan yeterince ahlakî değil, ahlaki olan da Müslümanların yanında itibar görmüyor!

Bazen değersizlik ve itibarsızlık nefsime ağır gelir. Kızımın nikâhında hissettiğim gibi! Meğer ne kadar az dostum varmış. Yazı yazdığım site, çıkıp konuştuğum radyo, her çağrılarına koştuğum dost tvler vs. hiç biri yoktu. Eh, benim de hatam olmadı değil. Herkese alla pullu davetiye yollamadım, çoğunu samimi bir telefon mesajıyla davet ettim ama yine de bu kadar itibarsızlığı nefsime anlatamadım!

Sonra düşündüm ve Kur’an imdadıma yetişti; “İzzetin tamamı Allah’ındır” dedi. Nefsime baktım ve ona şöyle dedim:

İnsanların senden bir menfaati var mı?

Hayır!

Senden bir korkuları var mı? Yani işlerine, itibarlarına, mevkilerine senden bir zarar gelebilir mi?

Hayır!

Peki, insanlar neden sana itibar etsin?

Allah bile, insanı itaate çağırırken, karşılığında bir teşvik ve bir de tehdit koyuyor:  İtaat edersen, cennetim var. Etmezsen, Cehennem seni bekliyor.  Ona göre?

“İzzetin Allah’a ait olması” gerçeğini daha doğur anladım. Bir şeyin Allah’a ait olması durumunda insan sanıyor ki, ‘ben iyi olursam’ -o da tam olarak nedir bilmiyorum-  Allah bana o izzeti verir”.

İşte öyle olmuyor. Çünkü izzetin bir insanda karar kılmasının gerekçeleri her asırda değişiyor. Yoksa daha düne kadar bu siyasi ekiplere karşı çakın sevgili yiğit soyaddaşıma, bu inanca da onan felsefesine, bu siyasi ekibe de ta temelden karşı olan sevgili mahpeykerlere bu kadar itibar nasıl gelip ulaşırdı. İnsanların kendi aralarında icat ettikleri yol ve yöntem izzetin dağıtımında da etkili oluyor.  

Demek ki sıkıntı bende! Ne iktidardan yanayım ne muhalefetten yanayım. Ne o beni kendi cennetine alıyor ne ötekisi!

Bu yaştan sonra değişmek de zor olacağına göre biz bu itibarsızlığa razı olacağız!

Allah vere de buradaki basiretsizliğimiz ahiretimizi de karartmasın! Eğer orada da itibar ve izzet aynı yöntemlerle dağıtılıyorsa, vâ esefa!

(İlk fırsatta Ahmet Davutoğlu ile girdiğimiz döneme dair bir iki tahlil yapacağım inşallah!)

[1]) Bu yazıyı yazmasaydım, samimiyetimi sorgulayacaktım. Çünkü en umduğum insanların bile kızımın nikahına -ki tek çocuğum var- gelmemesi hakikaten nefsime dokundu.

Mehmet Ali Bulut- Haber 7

mabulut@gmail.com

Yorumlar11

  • Fatma Deniz 9 yıl önce Şikayet Et
    Mehmet Ali abi,sizi yakın gecmişte bir tv programda izledim sunucu hanıma nasıl hissediyorsanız öyle hitab edebilirsiniz dediniz,bende hislerimle RUHUN DEŞİFRESİ,le başladım.Asla yazmayi bırakmayın dogru bildiğiniz yol benim gibi güclü imanı yakalamak isteyenlerin yolu olur inşallah.
    Cevapla
  • mustafagültekin 9 yıl önce Şikayet Et
    Saygıdeğer hocam,. hayatım boyunca ben de doğru bildiklerimi söylediğim ve yaşadığım için hiçbir zaman önemli mevkilere gelemedim. Hep bunun Rabbimin bir imtihanı olduğunu düşündüm. Elimden gelebildiği kadar kendimi karamsarlıktan uzak tutup şükretmeye ve işimi yapmaya çalıştım. Tabiki yaradılışımız nedeniyle bazı duyguları bastıramıyoruz. Bu duruma isyan ettiğim olmadı mı oldu Ama şimdi siz yazı yazmayı bırakırsanız kanımca yanlış bir karar vermiş olursunuz. Giderek aklıselimin yerini fanatizme bıraktığı Türkiye'mizde sizi sessiz bir şekilde takip edip bilgi ve fikirlerinizden faydalanmaya çalışanlar olduğunu aklınızdan çıkarmayın. Selamlarımla.
    Cevapla Toplam 3 beğeni
  • Aykiri ve Icten 9 yıl önce Şikayet Et
    Helal olsun.... Adam gibi adamsin. Kizina mutluluklar dilerim. Sen, ben, biz, imalat hatasiyiz, riyakarlik yapamadigimiz icin hicbir koyde yerimiz yok.
    Cevapla Toplam 1 beğeni
  • Mustafa Fidan 9 yıl önce Şikayet Et
    Kızınızın evliliği hayırlı olsun. Hocam kız çocuğunuzu gelin etmenin yoğun duygusallığı yazınıza yansımış. Allah mesut bahtiyar etsin. Nur talebelerine siteminizi duygusallığınıza veriyorum ancak bu duygusal atmosferden çıktığınızda bir nur talebesi olarak kendinize yakıştıramadığınız şiddetli siyasi tarafgirliği diğer nur talebelerine yakıştırmanızın şık olmadığını anlayacaksınızdır inşallah. Nur talebelerinin size olan tepkilerinin nedeni iktidara taraftar olmamak değil ancak son yaşananlar üzerine, nur talebelerinin medyadaki önemli mümessilerinden biri olmanız hasebiyle ciddi bir analiz ve hak ve batılı İslam ve Nur talebeliği çizgisinde değerlendirmemeniz olabilir. Yazılarınızın devamı bekliyoruz. İleriki yazılarınızda gülen gurubundaki savrulmanın Üstadın hangi prensiplerini terketmelerinden kaynaklandığını analiz edeceğinizi umuyorum. Selametle kalın.
    Cevapla Toplam 1 beğeni
  • hakan ünlü 9 yıl önce Şikayet Et
    Mübarek Hocam. Eğer ki yazılarınıza ara verir veya yazmayı bırakırsanız Hakkım olan ilminizden istifade edemiyeceğim için hakkımı helal etmem bunu bilesiniz. Ayrıca şunu da belirtmek isterim ki internette olsun tv kanallarında olsun sizi nefes almadan dinlemekteyim ve her gün haber7 ye bakarım ki yazınız çıkmış mı? Cenabı Rabbül Alemin ilminizi genişletsin şeytanın ve nefsin tüm şerlerinden korusun,sizi takib eden kullarını sizden mahrum eylemesin.amin. Selam ve dua ile
    Cevapla Toplam 5 beğeni
Daha fazla yorum görüntüle
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat