Helal gıda sertifikasyon programı

  • GİRİŞ03.02.2018 09:18
  • GÜNCELLEME05.02.2018 07:56

“Helâl Gıda Kavramı” 1,5 milyarlık İslam dünyasında ve ülkemizde yeni yeni gündeme gelmeye ve bir değer kazanmaya başladı. Müslümanın hayatında haram ve helâl hassasiyeti hem kişinin kendisi, hem de üreten, pazarlayan ve satışını yapan ticari kurumlar içinde dikkate alınması, önem verilmesi gereken bir durumdur. “Helâl Belgelendirme” muteber, ehil olan ve yetkilendirilmiş bir kurumun İslam’a göre yasak olmayan ürünlere verilen uluslararası belgeye denir.

  İslam, hayatımızın her alanında uymamız gereken kurallar koymuştur. İnsan hayatında zaman sınırı koymaksızın haram ve helâlin alanları ve sınırları bellidir. Allah, Kuran-ı Kerimde “O, size yalnız şunları haram kıldı: Ölü hayvan, kan, domuz eti, bir de Allah’tan başkası adına kesilen hayvanlar. Sonra kim bunlardan yemeye mecbur kalırsa, başkasının hakkına tecavüz etmemek ve zaruret ölçüsünü geçmemek şartıyla ona da bir günah yükletilmez. Çünkü Allah çok bağışlayıcıdır, çok merhametlidir.” (Bakara 173) buyurmaktadır.

 

 

  Neyin helâl, neyin haram olduğunu ve bunların sınırlarının neler olduğunu belirleme yetkisi Allah’a (c.c.) aittir. Bize düşen görev helâl ve haramların neler olduğunu bilerek, hayatımıza uygulamak ve yaşamımızı bu kıstaslara göre sürdürmektir. İnsanın inançlarına, değerlerine uygun yaşama isteği “İnsan Hakkıdır.” Hiç kimse bu durumu görmezden gelemez. İnsan Hakları Evrensel Beyannamesinin 25. ve 1. maddesi ile Anayasa’nın 172. Maddesinde bu haklar açıkça ifade edilmiştir. Helâl ve haramın sınırları yemek yemekten, ticarete, iş hayatına, sosyal ilişkilerden, yaşam tarzına varıncaya kadar hayatımızın her alanını kapsamaktadır. Bu bakımdan Müslümanın hayatını kolaylaştırmak açısından her kurum üzerine düşen sosyal sorumluluk görevini yerine getirmelidir.

Bilindiği üzere başta ABD ve İsrail olmak üzere dünyanın birçok ülkesine gıda maddelerinin ihracatı aşamasında Yahudi Cemaatinin “Kosher Belgesi” zorunluluktur. Bugün Almanya, ABD, Fransa, Avusturya gibi Müslümanların yoğunlukta olduğu ülkelerde ithal edilen gıda ürünlerinde “Helâl Sertifikası” aranmaktadır.

  Helâl ve haram kadar sağlık ve besin güvenliği de göz ardı edilemez. Özellikle gıda sektörünün üretim ve satışında hijyenin önemli bir yeri vardır. Ülkemizde ilk defa Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın himayelerinde 23-25 Kasım 2017 tarihlerinde İstanbul’da 52 İslam ülkesinin katılımıyla 5. İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Helâl Fuarı ve Dünya Helâl Zirvesi yapıldı. Helâl Bir Yaşam Tarzı” temasıyla gerçekleştirilen 5. İİT Helâl Fuarı ve Dünya Helâl Zirvesi, Discover evants organizasyonunda İslam Ülkeleri Standartlar Metroloji Enstitüsü (SMIIC) ve İslam Ticaret Geliştirme Merkezi (ISDT) iş birliği ile düzenlendi. Zirvede konuşan Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi, Türkiye olarak çok önemli bir adım attık. Helâl Akreditasyon Kurumu’nu (HAK) kurduk, diyen Zeybekçi;

“Bu kurum yılsonunda çok güçlü bir kurum olarak hepinizin hizmetinde olacak. SMIIC’in bir kuralı var; helâl akreditasyonu yapacak kurumların tamamı Müslüman olmalı, yaptığımız iş doğru bir karar. Bizim helâl akreditasyon işimizi neden başka gayr-ı müslim ülkeler yapacak Allah aşkına? Neden o yapsın ki?” dedi.

Bu son derece hayati bir konu ve doğru bir değerlendirme. Helâl ve sağlıklı gıdaların erişimine kolaylıkla ulaşılması konusunda “Helâl Belgelendirme” hakkında Müslümanların bilgilendirilmeleri gerekir. Helâl ve haram konusunda Kur’an, Sünnet, İcma, Kıyas’ı esas alarak mezheplerin ortak görüşlerine ve hükümlerine göre hazırlanan SMIIC Helâl Belgelendirme Standartları; Türk Standartları Enstitüsü’nün Diyanet İşleri Başkanlığı ile işbirliği içerisinde çalışarak oluşturduğu ‘Adapte Türk Standardı’ kabul edilerek 4 Temmuz 2011 tarihinde “Helâl Gıda Belgelendirme” başlamıştır.

Dünyada ve Türkiye’de yürürlükteki gıda mevzuatı, gıda katkı maddeleri, ülkelerde üretilen ürünlerin ithalat, ihracatı, fabrikasyon olarak imal edilen, gıda, ilaç, kozmetik vb. ürünlerinin kaynağının, üretim ve üretiliş yöntemlerinin, hammadde ve katlı maddelerinin bilinmemesi ve GDO’lu ürünler nedeni ile İslam ülkelerinde helâl, temiz ve güvenilir ürünlerin üretimini, gıda ürünlerinin satışını yapan yerlerin ve gıdaların hijyeni garanti altına alan “denetim ve belgelendirme” ihtiyacı hâsıl olmuştur. Ancak İslam ülkelerinde ve Müslümanların yoğun olarak yaşadığı Avrupa şehirlerinde çok sayıda farklı standartların ve sertifikasyon programları ve kullanılan logolar tüm üretici ülkeleri önemli risklerle karşı karşıya bırakmaktadır.

Bu karışıklığın çözümü için İslam ülkeleri tarafından Dünya Ticaret Örgütü’nün belirlediği kurallar çerçevesinde İslami esaslara uygun “tek standart ve akreditasyon” mekanizmasının kurulması, uygulanması ve geliştirilmesi için eğitimle işe başlandı. Ancak bu şekilde sağlıklı bir “uygunluk değerlendirme ve belgelendirme sistemi” uygulanabilir.

Bu nedenle; İslam İşbirliği Teşkilatı’na (İİT) bağlı İslam ülkeleri Standartlar ve Metroloji Enstitüsü’ne (SMIIC) üye olan İslam devletleri arasında yapılan ticaretin olumsuz etkilenmemesi, var olan ve olması muhtemel risklerin giderilmesi, ürünlerin değişiminin hızlandırılması ve “Helâl Belgelerin” karşılıklı tanınması veyahut ortak bir sertifikasyon programının hazırlanması için üye devletlerin arasında acilen standardizasyon, metroloji, laboratuvar analiz yöntemleri geliştirme, uyumlaştırma vb. konularda yeknesaklığı sağlamak ve mesleki ve teknik eğitimlerin verilmesi gerekmektedir. Zaten SMIIC’de bu amaçlar için kurulmuştur.

  Bu karışıklığın çözümü için İslam ülkeleri tarafından Dünya Ticaret Örgütünün belirlediği kurallar çerçevesinde İslami esaslara uygun “tek standart ve akreditasyon” mekanizmasının kurulması, uygulanması ve geliştirilmesi için eğitimle işe başlandı. Ancak bu şekilde sağlıklı bir “uygunluk değerlendirme ve belgelendirme sistemi” uygulanabilir.

  Bu nedenle; İslam İşbirliği Teşkilatı’na (İİT) bağlı İslam Ülkeleri Standartlar ve Metroloji Enstitüsü’ne (SMIIC) üye olan İslam devletleri arasında yapılan ticaretin olumsuz etkilenmemesi, var olan ve olması muhtemel risklerin giderilmesi, ürünlerin değişiminin hızlandırılması ve “Helâl Belgelerin” karşılıklı tanınması veyahut ortak bir sertifikasyon programının hazırlanması için üye devletler arasında acilen standardizasyon, metroloji, laboratuvar analiz yöntemleri geliştirme, uyumlaştırma vb. konularda yeknesaklığı sağlamak ve mesleki ve teknik eğitimlerin verilmesi gerekmektedir. Zaten SMIIC’de bu amaçlar için kurulmuştur.

Helal Sertifikalandırma; ürünleri, katkı maddelerini, hazırlama ve işleme yöntemlerini, temizlik, sağlık ve hijyen şartlarını, İslami kriterlere uygunluğu, HACCP, ISO ve diğer kalite ve güvenlik şartlarına haiz Türkiye’de TSE’nin dışında bazı kuruluşlar  “Helâl Gıda Sertifikası” veriyor. Onlardan biri de HAN VAKFI’dır. Ülkemizde ciddi ve bilimsel çalışma yapan HAN VAKFI, “Helâl Üretim-Hizmet Yönetim Sistemi” ile “Helâl/Haram Rehberi”, “Denetim ve Belgelendirme Sistemini” kurmuş ve yetkilendirilmiştir. Eğitim ve sertifikasyon programları devam etmektedir. “Helâl Gıda Ar-Ge Merkezini” kurmuş, helâl akreditasyon için gerekli alt yapıya sahip bir kurumdur. Bu noktada çalışmaları bilimsel bir şekilde devam etmektedir.

Vesselam…

Yorumlar10

  • Velican Polat 6 yıl önce Şikayet Et
    Helal yemek helal yaşamayı beraberinde getirir hocam. Bilgilendirdiğiniz ve farkındalık belirttiğiniz için teşekkürler. Elinize sağlık
    Cevapla
  • Şeyda Top 6 yıl önce Şikayet Et
    Önemsemeyi ihmal ettiğimiz bir konuda aydınlatıldık, Teşekkürler...
    Cevapla
  • Nezir Demircan 6 yıl önce Şikayet Et
    Hocam,bana göre günlük hayatımızı ilgilendiren en isabetli yazınız bu olsa gerek.Damarlarımızda akan kanda direk etkisi olan haram-helal kavramı asla yabana atılamaz.Biz müslümanların en çok ihmal ettiği hassas bir konu.Herkesin kulağında küpe olması dileklerimle.
    Cevapla
  • ali 6 yıl önce Şikayet Et
    helal gıda belgesi alanlar ne kadar guvenilir ve bu firmaların urunleri ne kadar denetleniyor
    Cevapla Toplam 1 beğeni
  • Vedat Saglam 6 yıl önce Şikayet Et
    Tebrik ederim guzel ve bilgilendirici bir yazi olmus. Israilden hala GDO lu tohum aliyor muyuz? Bu konuda da bir yazi kaleme alirsaniz aydinlatici olacaktir. Turkiyede hala neden genetik muhendislik calusmalarina izin verilmiyor. Selamlar saygilar
    Cevapla
Daha fazla yorum görüntüle
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat