Filistin ziyareti

  • GİRİŞ17.03.2018 09:22
  • GÜNCELLEME19.03.2018 07:08

Filistin’e destek amacıyla İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi’nin düzenlediği Kudüs ziyareti izlenimlerinden önce kısaca Kudüs tarihi hakkında bilgi giriş yaparsak bu ziyaretin anlam ve önemini sanırım daha iyi ifade etmiş oluruz.   Kudüs, Hz. Adem (a.s.)’dan sonra gelen bir çok peygambere ev sahipliği yapmış dünyanın en eski, tarihin kapısı, kadim bir İslam şehridir. Okuduğumuz, dinlediğimiz ve gördüğümüz o ki; Kudüs kadar istilaya uğramış tarihi ve kültürel değerleri harap edilmiş ve değiştirilmiş bir başka şehir sanırım dünyada yoktur. Surların içerisine hapsedilmiş mazlum, mahzun ve yetim şehir Kudüs, şimdi yeni bir kurtarılış için nefesini tutmuş bekliyor.

“Allah katında tek din İslam’dır” ayetinden hareketle Kudüs; başta İslam, tahrife uğramış Yahudilik ve Hristiyanlık olmak üzere üç semavi dinin bir arada yaşadığı ve mensupları tarafından büyük değer atfedilen, mazisi bin yıllara sâri kadim bir şehirdir. Peygamber kabirleri, makamları, Kubbetü’s Sahra, Mescid’i Aksa, Ağlama Duvarı, Diriliş Kilisesi gibi daha birçok dini öneme sahip mekânlar burada bulunmaktadır. Müslümanlar için Kudüs’ün önemi: Ruhi yahut Ruh maal cesed olarak Allah’ın Resulü son peygamber Hz. Muhammed (s.a.v)’in Allah katına yükselmesi ki biz bu hadiseye “Miraç” diyoruz.  Kur’an-ı Kerim, “Kulunu (Muhammed’i) bir gece Mescidi Haram’dan (alıp,)  kendisine bazı ayetlerimizi göstermek üzere, çevresini mübarek kıldığımız Mescid’i Aksa’ya götüren Allah, her türlü noksan sıfatlardan uzaktır. Şüphesiz ki, o her şeyi hakkıyla işitendir, her şeyi hakkıyla görendir.” (İsra Suresi-1) Hz. İsa (a.s)’ın Allah’ın katına çekildiği, ancak çarmıha gerilmediği arz ve Müslümanların ilk kıblesi olmasıdır.

 

 

Kudüs’ün bilinen tarihinin M.Ö. 4000’lere dayandığı Tunç ve Demir çağlarından itibaren Babil, Pers, Yunan, Roma, Bizans ve M.S. 636 yılında Hz. Ömer döneminde Kudüs’ün alınmasıyla “Kud’sü Şerif” adı verilmiştir. Emevi, Abbâsi, Fâtimi, Eyyûbi, Memluk ve Osmanlı dönemlerine ait eserlerin yaşadığı bu mübarek şehir, Abdü’l Melik b. Mervan, Selahaddîn-i Eyyûbi ve Yavuz Sultan Han’ın fetih ve hizmetleri ön plana çıkmaktadır. 1400 küsur yıl İslam himayesinde bulunan Kudüs, 1917’de önce Balfour  Deklerasyonu’nun  ardından İngilizlerin işgali ile elimizden çıkmıştır. Bugün de bilfiil ABD desteği ile Siyonist ırkçı İsrail’in işgali altındadır. Tarihi süreci içerisinde mimaride mahalle ve meydan geleneğinin korunduğu Kudüs’te bugün dahi Müslüman, Yahudi, Hristiyan ve Ermeni mahalleleri mevcudiyetini devam ettirmekte olduğu bilgisi verildi. Mescid-i Aksa ve çevresi Müslüman Mahallesi olarak varlığını devam ettirmektedir. Ancak Mescid-i Aksa’ya giriş kapıları İsraillilerin kontrolündedir.

Ziyaretimize gelince; özellikle Mescid-i Aksa ve Kubbetü’s Sahra’da huşu içinde kıldığımız namazlarda rahmani bir esinti, feyz ve bereketi ile sanki gönlümüzün Allah’a arz haliydi. Çünkü Kudüs, Mekke’den sonra Allah’a açılan arzın kapısıdır. Bu bilinçle duamızı yapmalıyız, talebimizi Rabbimize iletmeliyiz. Rahatlıkla ifade etmeliyim ki Ak Parti ve CHP’li Meclis Üyelerinin Kudüs ziyaretindeki birliği, beraberliği, arkadaşlığı, tek sesliliği, ibadetlerindeki ruhi derinliği ve tesanütü takdire şayandı. Özellikle cuma ve yatsı namazı sonrası caminin içi ve dışı bayram sabahını andırıyordu. Cemaatin yarısı Türkiye’den gelenlerle doluydu. Filistinli kardeşlerimizin “Erdoğan” muhabbeti inanılmaz derecede coşkulu. Organizasyon ise, bir o kadar titiz ve güzel hazırlanmıştı. Temenni ederim Kudüs ziyaretinde tanık olduğum  ‘anlayış birlikteliği’ mecliste devam eder ve Türkiye’ye örnek olur. Çünkü Filistin Davası milletimizindir. Bu Coğrafya, bizlerden böyle büyük bir sorumluluğu üstlenmemizi istiyor. ‘Nemize lazım, bize ne, bizi ne ilgilendirir’ gibi serzeniş ve söylemlerin dönemi artık kapanmıştır. Aksi halde tarih bizden bunun hesabını sorar ve bedeli de ağır olur.

Ziyaretimizin ilk günü cuma; “Doğu Kudüs’te Batı Kudüs’te Bizim” teması adı altında bir maraton düzenlenmiş bu münasebetle ziyaret mekânlarına giden yollar ve meydanlar kapatılmıştı. Her sene sadece ‘Doğu Kudüs’te’ yapılması spordan öte bir anlam taşımaktaydı. Kudüs Belediyesi ve İsrail Devleti hizmetleri Batı Kudüs’e ve Yahudilere götürmekte, Doğu Kudüs’te Filistinlilerden vergi alınıyor, hizmet ise yok. Yetmedi imara izin verilmiyor. Filistinlilere yönelik ağır vergiler, ekonomik ambargo, psikolojik ve fiili baskı, yıldırma, torakları zorla kamulaştırma gibi uygulamalarla Müslümanları dışarı atarak nüfusu İsrail lehine değiştiriyorlar. Doğu Kudüs’te yıkılmaya başlamış Müslüman mezarlığını TİKA yeniden tamir, bakım ve onarımlarını yapmak suretiyle inşa etmiştir. Abdülhamid Hân tarafından yaptırılan tarihi ‘Hicaz Demir Yolu’nun’ izleri dahi ortadan kaldırılmıştır.

Tarihi El-Halil şehrine doğru giderken yeşillikler içerisinde çoğunlukla çardaklı ve modern üzüm bağları, zeytin bahçelerinin çevrelediği El Halil yahut Halilu’r-RahmanFilisti’in en eski şehirlerinden biridir. Sırasıyla İbrahim (a.s), İshak (a.s), Yakup (a.s) ve Yusuf (a.s)’a ev sahipliği yapmıştır. Roma, Haçlılar ve daha sonra Selehaddîn-i Eyyûbi Miladi 1187’de şehri teslim almış ve Kiliseyi Mescid’e çevirmiştir. Siyonist bir fanatik terörist 25 Şubat 1994’te Cuma günü namaz kılarken Müslümanların üzerine yaylım ateşi açarak 29 kişinin ölümüne, 300 kişinin de yaralanmasına sebep olmuştur. Bu elim ve acı dolu hadisenin ardından İsrail, camii ibadete kapatmış ve ardından Yakup (a.s)’ın kabrinin bulunduğu tarafı Sinagog’a çevirerek ikiye bölmüş ve baskılara dayanamayarak Cami’yi tekrar ibadete açmıştır. Camii’nin mihrap mumluğu Padişah Abdülhamid Han tarafından gönderilmiş olup mumluğun halkasında ismi yazmaktadır. Ziyaretimizin son günü Osmanlıya ait eserlerle dolu liman şehri Yafa’da, II. Mahmut tarafından yaptırılmış ‘Mahmûdiye Camii’ ile sahile kenar ‘Balıkçılar Camii’ tarihi kayıtlara göre 1670 yılından önce yapıldığı bilinmektedir. Osmanlı mimari tarzı çeşmeler, evler, dükkânlar ve farklı amaçlar kullanılan askeri kışla ve ayrıca imarethane ve aşevleri bütün Filistin’de mevcuttur. Ancak bu eserlerin bir kısmı İngilizler tarafından yıkılmış, bazılarına İsrail tarafından el konulmuş ve payımal edilmiştir.

Mehmet Akif Ersoy, Kudüs’ün kaybedildiği haberini nasıl aldığını şöyle anlatıyor: “Umumi Harpte Viyana’da idim. Bir gece Viyana Kiliselerinin çanları çalmaya başladı. Otelin penceresinden baktım cadde de her elde bir mum, herkes haykırıyordu. Hemen sokağa fırladım. Bir dükkancıya:  -Müttefikimiz Avusturya’nın kazandığı bir zafer haberi mi var! dedim. Adam: “Zafer de söz mü? Dedi. İngilizler, Müslümanlardan Kudüs’ü aldılar. Mukaddes  Şehir Hilal’den kurtuldu, Haç’a kavuştu” dedi. Acı, hüzün, elem ve keder dolu bir veda. Ey kardeşim, tarihe bir de bu taraftan bak. Zira geçmişini bilmeyenin geleceği yoktur. İşte biz tarihin muhasebesi için Kudüs’te olduk.

Bu münasebetle bizlere bu imkânı sağlayan Başkanımız Sayın Mevlüt Uysal Beyefendiye ve AK Parti Grup Başkan Vekili Sayın Temel Başalan Beyefendiye takdirlerimi arz ediyorum.

Vesselam.

Yorumlar14

  • SUAT GÜN 6 yıl önce Şikayet Et
    Mehmet Abi'nin yerinde görerek, müşahede ederek, gezerek not ettiği Kudüs hatırasını yüreğim sızlayarak okudum. Allah'ın izni ile Mübarek Kudüs'ümüzü zulüm ve işgalden yakın bir zamanda kurtaracağımıza olan imanım tamdır. Duygu ve düşüncelerini veciz bir şekilde kağıda nakşeden abimizin eline ve yüreğine sağlık.
    Cevapla
  • Ekrem Ekici 6 yıl önce Şikayet Et
    İlk Kıblemizi ziyaretimiz makbul olsun inşallah ! Yer,yer tarhini ve olayların gelişmelerini kaleme aldığınız bu yazınız için çok teşekkür eder,izlemlerinizi aktararak,yeni bilgileri belleğimize aktardığınız için yüreğinize sağlık diyorum. Selam ve dua ile...
    Cevapla
  • Bülent koçer 6 yıl önce Şikayet Et
    Dedem fatihin istanbul alıp hemen akabinde ayasofyayı kiliseden camiye çevirmesi hac ve hilal savaşı yani iman ve küfür savaşı adem peyğamberden günümüze kadar devam eden savaş selehaddin eyyubi hz'leri kudusün hiristiyanların elindeyken hiç gülmemesi gülmeyecem demesi inşaAllah fatihin emaneti olan ayasofya bir an önce açılır. Çünkü alemi islam türkiyeye bakıyor.hocamdan Allah razı olsun. İslam alemi osmanlının şefkatini şimdi türkiye ile görüyor inşaAllah
    Cevapla Toplam 1 beğeni
  • Ahmet Avşar 6 yıl önce Şikayet Et
    Efrâdını câmî ağyârını mani dir yazınız.Mevlam da güzel eyleye kaderdeki yazınız.Allâh cc razı olsun...
    Cevapla
  • Nezir Demircan 6 yıl önce Şikayet Et
    Eviniz ma’mur seferiniz makbul olsun inşallah,vesselam.
    Cevapla
Daha fazla yorum görüntüle
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat