YİNE, YENİDEN ERDOĞAN

24 Haziran seçimleri, siyasal sistem açısından Türkiye’de bir devrim oldu. Türkiye sathında seçim büyük bir olgunluk içinde geçti. Tarihi bir gün yaşandı. Son sözü vesayet yerine millet söyledi. Rekor bir katılım % 90, siyasal temsil % 98. Millet, % 52,6’lık bir çoğunlukla “Başkan Erdoğan” dedi. Yeni sistemin ilk Cumhurbaşkanı Erdoğan. Siyaset mühendisliği, statüko ve sosyal medyanın trollemesi, şiddet, nefret ve gerilim üzerine inşa edilen siyaset kaybetti. Ayrıca bu seçimde kesin kez “Erdoğan mağlubiyeti” bekleyen ABD, Batı, İsrail ve işbirlikçileri FETÖ, PKK ve “Sihirli Kürenin” etrafında dans eden Krallar kaybetmiş; ezilen, kanı akıtılan, sömürülen, aşağılanan ve sürgüne uğrayan mazlum İslam coğrafyası kazanmıştır. Cumhurbaşkanı Erdoğan, alın teri, göz nuru ve emeğiyle açık ara bu seçimi kazanmış, “Millet İttifakını da iyi sallamıştır”.  Bu münasebetle Başbakanımız Binali Yıldırım’ın göstermiş olduğu performans ve Devlet Bahçeli’nin kararlı duruşu takdire şayandır. İki bloklu seçimin kazananı “Cumhur İttifakı” olmuştur. Tarihin bu dönüm noktasında; söz de yetki de karar da artık milletin.

16 yıldır milletin teveccühüne layık olmuş bir liderin yükü ağırlaşmıştır.  Millet, Başkan Erdoğan ve AK Parti’ye bundan böyle daha ağır bir misyon yüklemiştir. Artık  “Cumhurbaşkanlığı Hükumet Sistemi” ile yönetileceğiz. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yeni sistemi bütün açıklığı ile halka açıklaması, sisteme hâkim olması fevkalade bir artı değer üretmiştir. Yeni sistemde; muteber insan kaynağı, finans ve zaman yönetimi, etkin koordinasyon, karar alma süreçlerinin hızlandırılması, dijital dönüşüm, küresel rekabet, yetki ve sorumlulukların dikkatlice yürütülmesi önem arz etmektedir. Bu görevlerin yürütülmesinde; liyakat, sadakat, tecrübe, bilgi ve birikim önemlidir. Peygamberimiz (s.a.v.):  “İş ehil olmayana verildiğinde kıyameti bekle” buyurmaktadır.  O halde işi ehline vermeliyiz.

Tahlile muhtaç bir başka önemli konu, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın aldığı oy ile AK Parti’nin aldığı oy arasındaki  % 7’lik makas, “Tayyip Erdoğan’a oy vereceğiz ama yerelde aynı hassasiyeti göstermeyeceğiz” ifadesinin sonucudur. Mütekebbir davranışlarıyla tabandan kopmuş, kendilerine ulaşılmaz bir kısım milletvekilleri, bazı belediye başkanları ve yöneticileri, partililer ve egosu yüksek bürokratlar, milletvekili tercih sıralamasında uygun olmayan ya da yapılan yanlışlıklar sebebiyledir ki İç ve Doğu Anadolu’da bazı iller başta olmak üzere ortalama % 7 oranında oy kaybına sebep olmuş ve bu durum parlamento aritmetiğine de yansımıştır. Milletvekili seçiminde memnuniyetsizlerin bir kısmı tepki olarak MHP diğer bir kısmı da İP’e oy verdiği görülmektedir. Şayet son haftada CHP ve Muharrem İnce’nin başta gizlemeye çalıştığı seküler sol Kemalist kimliği, “Apolet sökmesi” ile başlayan sert, çatışmacı, gerilim yaratan nefret söylemini arttırması, halkı sokağa davet etmesi, taraftarların “Gezi”yi hatırlatan taşkınlıkları, hiç bitmeyen “Erdoğan düşmanlığının” dayanılmaz hafifliği, patates-soğan muhabbetiyle birlikte intikam moduna girmeleri, olmasaydı bu oran biraz daha fazla olabilirdi. Özellikle  CHP’de ki bu salgın hastalığın depreşmesi AK Parti’yi hareketlendirmiştir. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın balkon konuşmasında, “Milletimizin sandıkta partimize verdiği mesajı da aldık. Önümüzdeki dönem milletimizin karşısına tüm bu eksikliklerimizi tamamlayarak çıkacağımızdan emin olunuz” ifadesi bir teminattır. Umuyor ve bekliyoruz ki, 2019’da yapılacak yerel seçimlere kadar söz konusu olumsuzluklar düzeltilir, sıkıntılar giderilir, yanlış tercihler yapılmaz, bu partinin dinamik unsurlarından sadece biri olan “garip gureba, fakir fukaranın” nabzı iyi tutulur, talepleri iyi etüt edilir, halkın isteklerine kulak verilir, çözümler üretilirse kayıpların kısa zamanda telafi edileceğine inanıyorum. Batı’nın eleştiri aygıtı olarak kullandığı ve kendi zihni yapısına hizmet ettirdiği “demokrasi” nin Türkiye’de işlemediği baskıcı rejim olduğu iddialarına da; katılımı, sükûneti, sağduyusu ve sonuçları ile bir cevap niteliği taşıyan 24 Haziran seçimleri; ülkemize, milletimize, İslam dünyasına ve insanlığa hayırlar getirmesini temenni ediyorum.

Vesselam.