Eğitimde Yeni Yol Haritası

  • GİRİŞ25.05.2019 09:40
  • GÜNCELLEME27.05.2019 09:18

    Vizyon 2023’e doğru ara tatiller ve liselerle ilgili açıklanan yeni model, müspet ve menfi yönde eleştirilere muhatap oldu. Önümüzdeki eğitim ve öğretim döneminde müfredat programını aksatmadan devreye alınacak kasım ve nisan aylarında birer haftalık ara tatil, çocukların sosyal etkinliklere, tarihi ve kültürel mekânların ziyaretlerine, okul kulüp çalışmalarına katılımlarının sağlanması, yönetici ve öğretmenlerin ise; veli ve zümre toplantıları, mesleki gelişim çalışmaları, sosyal etkinlik ve proje çalışmalarının değerlendirmelerinin yapılmasının hedeflendiği ifade edildi. Gelişmiş ülkelerde de ara tatiller uygulanmaktadır. Avrupa ortalamasının 220 gün olduğu yaz tatili bizde 180 gündür. Dini ve ulusal bayram tatillerini de buna ilave ettiğimizde uzun bir süreyi kapsadığını ifade etmeliyiz. Bu durumun, eğitimden uzaklaşmaya, unutkanlığa, bilgi kaybına, zihinsel dağınıklığa ve derslere olan adaptasyonu etkilediği ifade edilmekle birlikte, iklim, tarım işçiliğine dayalı bölgesel şartlar ve ekonomik durum bunu gerekli kılıyor diyenler de vardır. Her ülkenin kendine özgü koşulları bu düzenlemeleri zorunlu kılmaktadır.

 

 

      Zorunlu ve seçmeli dersler listesine bakınca Türk Dili ve Edebiyatı ile Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi derslerinin her sınıf seviyesinde zorunlu olması bazı seküler kesimlerin hastalıklarının tekrar depreşmesine sebep oldu. Bu dersler; “ezberciliğin, dindarlığın ölçümü ve geri kalmışlık” olarak lanse edildi. Uluslararası alanda rekabet etmenin olmazsa olmaz koşulu Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersinin müfredat programından çıkarılması mıdır? Bu zihniyet ne içinde bulunduğu toplumu tanıyor ve ne de dünyada gelişen eğitim trendlerini takip ediyor. Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersi, Anayasa ile zorunlu olduğu tarihe kadar müfredat programında yoktu. Bu durumda eğitimimiz, dünyada hangi alanda başarıya imza attı? Hangi alanda söz sahibi oldu? Buna bağlı olarak ülkenin gelişmişlik seviyesi nereye ulaştı? Maalesef övgü, sövgü ve hamaset değerlerimizi altüst etti. Ahlak ve değerler sistemi olan İslam’a ve tarih boyunca ondan beslenen bu topluma hakaret, küfür ve aşağılama görev kabilinden sayıldı. Seküler ahlaksız kesim her fırsatta İslam’a saldırdı, alay etti ve devşirme kültürün taşıyıcısı oldular. Hayatın gerçeklerinden habersiz, duygusuz, bencil, ihtiraslı, kuralsız ve saygısız bir nesil yetişti. Bırakalım şu Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi üzerinden yıllardır yürütülen riyakârlığı, ikiyüzlülüğü ve samimiyetsizliği. Eğitimde bir başarı hikâyeniz vardı da bunu Din dersleri mi engelledi? Merhum Cemil Meriç, “bu ülkede din düşmanlığı yoktur, İslam düşmanlığı vardır,” diyerek bu malum zihniyetin sadece İslam’a düşmanlığını ifade etmiştir. Zaten Anayasa ile zorunlu olması kabul edilen bu dersin, Kur’an-ı Kerim’in öğrettiği, peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v)’in sözleri ve hayatı ile örneklenen, İslam bilginleri ve ahlak önderlerinin çalışmalarıyla ve gelecek tasavvurlarıyla yönlendirilen ciddi, usul ve esasa uygun bir müfredat programıyla bu dersler işlenmedi.

      Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk’un açıkladığı programa göre Edebiyat, Din Kültürü ve Matematik dersleri her kademede zorunlu. Tarih ve mukayeseli, objektif gözlemlere göre hazırlanmış Felsefe derslerinin de zorunlu olması gerektiğini düşünüyorum. Lise eğitimi süresince öğrencilerin kabiliyet ve ilgi alanlarına göre tercih edecekleri Müzik, Resim,  Beden, Yabancı Dil, Finansal Matematik, Veri Analizi ve optimizasyon, Biyoteknoloji, Enerji Sistemleri, Yapay Zeka, Küreselleşme, Çevresel Güçlüklere İnovatif Yaklaşımlar, Sosyal Medya, Kültür ve İnsan Hakları dersleri seçmeli dersler arasında yer almaktadır. Söz konusu bu seçmeli dersler alanında uzman ve akademisyenler tarafından verilmesi halinde önemli gelişmelere zemin olacağı bir gerçektir. Bu konuda akredite eğitim kurumları ile ortak sertifikasyon programlarının düzenlenmesi daha faydalı olacaktır. Gelişmiş ülkelerin eğitim trendleri de bu yönde seyretmektedir. Önemli olan kaliteli eğitim, üretim ve istihdama yönelik çalışmaların ciddi bir şekilde yapılmasıdır. Ancak eğitim gibi hayati bir konuda bugünkü ücret ve maaş politikası ile bütün bu işlerin üstesinden gelinmeyeceği bir gerçektir.

 

 

      Bütün bunların yanında öğrencilerin sosyal, duygusal, tasarım ve uygulama becerilerini geliştirmek için, Hayal-Etkinlik-Yaşam (HEY) temalarında çalışmaların değerlendirilmesinin yapılması ve işverenlerin beklentilerini karşılamak üzere; Tasarım Beceri Atölyeleri, Sertifikalı Programlar ve Portfolyo çalışmalarıyla işverenlerle öğrencileri buluşturmak önemli bir adımdır. Bir diğer önemli gelişme bilgi ile hayat arasında bağlantılar geliştirerek bilginin özümsenmesini ve hayatta kullanılmasını amaçlamak üzere “Bilgi Kuramı Teorisi” derslerinin konulmasıdır. Bilgiyi ezberleme yerine bilginin kaynağını, nerede nasıl kullanacağımızı öğrenmemiz gereklidir. Sonuç itibariyle ister zorunlu ister seçmeli, asıl üzerinde önemle durulması gereken husus; verimli, kaliteli, disiplinli ve ahlak temelli bir eğitimdir.

Vesselam

      

 

Yorumlar11

  • Serkan 4 yıl önce Şikayet Et
    Kaleminize sağlık hocam hayırlı kandiller
    Cevapla Toplam 1 beğeni
  • Ekrem EKİCİ 4 yıl önce Şikayet Et
    Umarız ki, bu güzel ön görüleriniz yetkililer tarafından dikkate alınır da, umumiyetin arzu ettiği milli eğitim,
    Cevapla Toplam 2 beğeni
  • Ekrem EKİCİ 4 yıl önce Şikayet Et
    Tabeladaki gibi değilde içeriği olarak hayata geçirirler.! Selam ve dua ile...
    Toplam 1 beğeni
  • Lokman 4 yıl önce Şikayet Et
    Kaleminize ve yüreğinize sağlık Müdürüm. Tespitleriniz yerinde. Allah'a emanet olunuz.
    Cevapla Toplam 3 beğeni
  • abuzer kılınç 4 yıl önce Şikayet Et
    selam aleyküm. tabiattaki varlıkların her birisi bir işe, bir itiacı gidermeye, ondan bir şey yapmaya yarar. ama biz insanı ve dolayısıyla onun yavrusunu her şeye yaratmaya çalışıyoruz. acaba eğitimde başarısız olmamızın veya görünmemizin sebebi bu olmasın. Selam ve dua ile.
    Cevapla Toplam 1 beğeni
  • Nezir Demircan 4 yıl önce Şikayet Et
    Hocam,Merhum Cemil Meriç’ in “Bu ülkede din düşmanlığı yoktur,İslâm düşmanlığı vardır.” sözü,makalenizin anafikri olarak bize çok güzel mesaj vermiştir.Umarım yetkililer bu konuda gerekli tashihi yapmada samimi davranır,hürmetlerimle.
    Cevapla Toplam 3 beğeni
Daha fazla yorum görüntüle
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat