Erdoğan’ın tam 12 yıldır adeta nakış gibi işleyerek inşa ettiği siyasi mimariyi yok sayarak siyaset yapmak da, topluma yön vermek de mümkün değildir. 

Hala eski Türkiye’nin kodlarıyla siyaset yapmakta, gazetecilik faaliyeti yürütmekte ısrar edenler de biliyorlar ki Türkiye’de son 12 yılda çok şeyler değişti. Eğer biraz olsun Türkiye’ye bakmayı denerlerse eski tip ayak oyunlarıyla, kirli siyaset yöntemiyle siyaset yapılamayacağını, ideolojik ve sınıfsal temele dayalı infaz manşetleriyle gazetecilik yapılamayacağını çok rahatlıkla görebilirler. 
Birilerine halihazırda Türkiye’de ihtilal niteliğinde değişimlerin yaşandığını nasıl anlatmak gerekir bilemiyorum. Üstelik geçtiğimiz iki yıl içinde özellikle Gezi kalkışması ve 17-25 Aralık paralel darbe teşebbüsünün hesabı sandıkta hiç tereddüde mahal bırakmayacak şekilde sorulmuş olmasına rağmen, eski Türkiye unsurlarının bunu bile anlamaması bir zeka sorunu mudur, yoksa patolojik bir hal midir açıkçası anlamak mümkün değil. 
Paralel yapının birer aparatı haline dönüşmüş bulunan muhalefet ve bazı medya kurumlarının haline bakın ki, her yenilginin ardından sanki hiçbir şey olmamış gibi dönüp gerici oyunlarına devam ediyorlar. 
Mesela paralel örgüt 17 Aralık sonrasında Allah’ın hükmüne bile müdahale etme pervasızlığını göstererek, “Tayyip Erdoğan ölecek, yakında onun işi bitiyor” benzeri edepsizliklerle suikast faaliyetinde bulunmaktan çekinmedi. Ancak şimdi görüyoruz ki hala akıllanmamışlar, şu günlerde bile “Recep Tayyip Erdoğan’ın sağlık raporuna ulaştık. 6 ay ile 1 sene içinde ölecek. O yüzden sonuna kadar direnin” şeklinde yeni bir kirli propaganda başlatmışlar… 
Bir zihniyet gericiliği yüzünden doğru bir Türkiye ve toplum okuması yapamayan muhalefet ve eski Türkiye medyası da tıpkı paralel unsurlar gibi müflis tüccar görüntüsü sergilemeye devam ediyor. Bu iflah olmaz muhalefet ittifakı bekledi ki AK Parti’deki nöbet değişimi sancılı olacak, Tayyip Erdoğan’ın çizdiği hedefler akamete uğrayacak. 
Ama tam aksine Erdoğan partideki değişim sürecini adeta tereyağından kıl çeker gibi başarıyla yönetti ve Başbakan Ahmet Davutoğlu ile gelecek on yılın AK Parti’sini inşa ederek, bütün hisselerini krize yatıranları bir kez daha elleri boş bıraktı. 
Dün parlamentoda okunan hükümet programı da çok açık bir şekilde ortaya koydu ki, Davutoğlu başbakanlığındaki AK Parti hükümeti çözüm süreci, ekonomik hamleler, büyük yatırım projeleri ve en önemlisi de paralel örgütle mücadele gibi hayati konularda icraatlarına kesintisiz devam edecek. 

Devamı için tıklayın >>>