Kızgınlıkla baş etme yolları

  • GİRİŞ05.06.2014 08:56
  • GÜNCELLEME06.06.2014 17:51

Diğer yandan öfkeli olma durumu olarak da biliriz bu kelimeyi. Demek ki duygular ısınıyor ve öfkeyle birlikte kızgınlık hali devreye giriyor. 

Aşk kalbe girince akıl seyahate çıkar zannediyoruz milletçe; ancak aklımızı yolculuğa çıkaran tek sürecin aşk olmadığını öğrenecek kadar çok tecrübe edindim. Zira öfke ve kızgınlık devreye girdiğinde de insanların aklı/fikri yokmuş gibi davranmalarına defalarca şahit oldum. Hep birlikte olmaya devam ediyoruz gerçi.
Kızgın bir milletiz artık! Ve öfkeli.
İnsanlar kızgınlık durumunda birbirinden farklı tepkiler verir. Tepkilerinin çokluğuna ve hangi durumlarda nasıl tepkiler verdiklerine baktığımızda ortalama birkaç zeminde karşılık verdiklerini görürüz. Olay değişir, kişilerin isimleri değişir, tavır ve davranışlar değişir ama kızgınlık sonrası verdiğimiz tepkinin temel davranış ilkeleri değişmez.
Kızgın insan ne yapar?
Bazı kişiler kızdığında “kısas” duygusu geliştirir. 
“O öyle yapılmaz, işte böyle yapılır..!” tarzında konuşmalar ve davranışlar gösterir. Günümüz şartlarında en fazla karşılaştığımız kızma davranışlarının birisi budur. Eşi tarafından aldatılan eş, kızdığı için benzer şekilde eşini aldatmaya yönelebilir. Annesine çok kızan çocuk, annesinin kendisini anlamama davranışına, onu anlamadığını gösteren ters bir davranışla karşılık verir. Yapılan bu tür davranışlar bir anlamda misilleme hissi verir. “O öyle yaptıysa, ohhh canıma değsin, ben de böyle yaptım…” gibi. 
Bazı kişiler ise yukarıdaki ilk gruptan farklı olarak “emretme/hükmetme” duygusu geliştirir.  
“Demek bana rağmen böyle yapıyorsun öyle mi? Bundan sonra şöyle yap da gör bakayım dünya kaç bucak! Sözümden dışarı çıkmayacaksın! Bundan böyle ben ne söylersem o olacak!” tarzı konuşmalar ve bu anlama gelen davranışlar gösterir. Yaptığımız bireysel terapiler, aile terapileri ve yaşam koçluğu hizmetlerinde görüyoruz buna benzer binlerce örnek. Kızan kişi, muhatabını alt etmek ve kendi istediği davranışa razı etmek için çok uyguluyor bu yöntemi.
Üçüncü grup davranış modeli “kendini kendi içine saklama” diye tarif edebileceğim geriçekilme yöntemi. Bazı kızgın kişiler, yaşadıkları sorunla ve yaşanılan kişiyle ne yapacaklarını bilemediklerinde veya onunla olan iletişimi bir miktar beklemeye almak istediklerinde bu yöntemi deniyor, kendisini geri çekiyor. Konuşmuyor. Cevap vermiyor. Bir anlamda karşısındaki kişiyi susarak veya konuşma/iletişim kalitesini geriye çekerek cezalandırıyor. “Madem öyle, seninle konuşacak hiçbir şeyim yok! Yüzüme muhtaç ol, sesime kurban ol!” tarzı davranışlar veya konuşmalar yapıyor.
Bir başka davranış şekli var ki –maalesef çok az sayıda insanın uyguladığı- kaliteli şekilde kızgınlıkla baş etme yöntemi uyguluyor. Kızgınlığıyla sakin bir şekilde baş ediyor. Kendisinin farkında, karşısındaki kişinin duygularının farkında olabiliyor ve kendisiyle karşısındakinin beklentileri arasında köprü oluşturmayı başarıyor. “Şu an kızgın olabilirim ama kızgınlığım geçtikten sonra da seninle ilişki içinde olacağımı biliyorum. Kızgınlığımın sana, bana ve ikimizin arasında olup bitenlere zarar vermemesi için dikkatli olmaya çalışıyorum!” dercesine davranıyor. 
Kızgınlık yönetilebilen bir duygudur. Öfke ve kızgınlık yönetilir. O sizin yönetmesin diye siz onu yönetmeyi öğrenirseniz hem siz rahat edersiniz hem de birlikte yaşadığınız kişiler.
Öfke kontrol eğitimleri verirken aktardığımız bazı prensipler var. O prensipler yaşam biçimi haline getirilirse, insanlar evet kızabilirler ancak kızmadan kaynaklanan yıkıcı ve olumsuz durumların devreye girmesine müsaade etmezler. 
Öfke bu! Gelir! Kızgınlık bu! Uğrar bir anda duygunuza! Geldi diye etrafı yakıp yıkması, sizleri perişan etmesi gerekmez!
O halde neler yapalım sorusunun cevabını sıralayayım hızlıca:
1.    Öncelikle neye kızdığınızın farkında olun. Öfkeli ve kızgın kişilerin tipik ortak özelliği neye kızdığını bilmemesi. Kızıyor ama, neye? Belli değil! Hepinizin ortak tecrübesidir diye tahmin ediyorum, bir şeye bağırıp çağırıyorsunuz, yatıştıktan sonra aslında o şeye bağırmadığınızı, başka şeylerin birikim yaptığını dile getirerek özür diliyorsunuz. Bağır, rahatla, özür dile… bağır, içini boşalt, af dile… olur mu böyle? Tabii ki olmaz, olmamalı.
2.    Kızmaya başladığınızda, kızmaya başladığınızın farkında olmanız çok önemli. Öfke yönetimi eğitimi alan kişiler, kızmaya başladıklarında kızdıklarının farkına varıp iç dünyalarında kendilerini kışkırtacak düşüncelere dalmazlar. Kızgınlığı makûs talih olarak yaşayan kontrolü zayıf kişilerse, kızdığını fark ettiği gibi bir de üzerine üzerine benzin döker sanki. Kendini fitilleyip, iyice öfkelendirip, nerde ne kadar olumsuz hal var onu düşünüp sakin kalmayı başarabilene madalya takmak lazım bence. Niçin? Çünkü öyle bir tecrübe madalyayı hak eder de ondan.
3.    İnsanlar en fazla çaresiz hissettiklerinde, köşeye sıkıştıklarında, çözüm üretemediklerinde kızarlar. Dolayısıyla kızgın olmanıza neden olacak durum her neyse, o konuda birden fazla alternatif oluşturmaya çalışın. Diyelim ki her Pazar dışarı çıkmak veya adam gibi bir gezi programı yapamamakla ilgili aile içi gerginlik yaşıyorsanız, eşinize sorun, hafta sonu sizinle birlikte plan yapmak için müsait mi? Adam evet dedi. Peki deyin ve kocanızla plan yapın. Fakat bir yanınız da bilsin ki geçtiğiniz haftalarda olduğu gibi eşinizin patronu çağırabilir. Bunun için yedek planınız olsun. Siz hem onunla hem o’nsuz plan yaparsanız zaten kızmanıza gerek kalmaz. İşinize bakmaya devam etmiş olursunuz. 
4.    Mutlaka gerekirse bireysel destek (terapi, danışmanlık veya yaşam koçluğu hizmeti) alarak kendinizi güçlendirin. Kişilik yapılanmanız güçlü olduğunda, insanları ve hayatınızı yönetme ve yönlendirme kapasiteniz genişlediği zaman rahat olursunuz. Kendisine söz geçiremediği gibi çevresine söz geçiremeyen kişi çok öfkeli olur. 
5.    Her kızgınlık ve öfke aslında bir mesaj içerir. Bu mesajın farkında olmak ve durumu karşı tarafa aktarmak esastır. Bunu ya bağırıp çağırarak ya etrafa caka satarak ya da kelimelerle sakin şekilde ifade ederek aktarırsınız. Hangi aktarımı yapacağınıza siz karar vereceksiniz. Konuşarak aktarmak, doğru kelimeleri ve doğru konuşma üslubunu kullanmak çok önemli. Demek ki bu yanınızı harekete geçireceksiniz. Denediniz olmuyorsa, bunun için de yöntem öğrenmelisiniz.
6.    Öfke ve kızgınlık anları, alınganlık yani her şeyi üzerine alınma ile tavan yapar. Dolayısıyla yaşadığınız ve sizi kızdıran şeyin niye sizin başınıza geldiğine değil, olayın çözümüne odaklanın. Sizin şahsınıza özel yapılmış gibi düşünmeyin. Çünkü alınganlık yaparak bakarsanız sinirlenirsiniz. Alınganlık yapmadan durumun ne olduğunu anlamaya çalışırsanız çözüme ve işin oluruna odaklanırsınız. Beyin bu illaki bir şey üretecek! İyi düşünce üretmesine olanak sağlamazsanız, kışkırtıcı ve yıkıcı düşünce üretmeye başlar.
7.    Kızgınlaşmaya başladığınızı fark ettiğinizde burnunuzdan kocaman derin nefes alın, içinizde bir süre bekletin ve ağzınızdan yavaşça verin. Ve bunu en az 25-30 kez yapın. Bunu yaparken de kendinize “Sakin ol, her şey çok güzel olacak. Her şey yoluna girecek.” gibi içinizden sakin olmanızı telkin eden cümleler geçirin.  
8.    Kızmaya başlayan kişinin ilk yaptığı hatalardan birisi karşı tarafı dinlemekten vazgeçmesidir. Bunu sakın yapmayın! Ne kadar kızgın ve öfkeli olursanız olun, karşı tarafın ağzından çıkan cümlelere odaklanın ve size nasıl bir mesaj verdiğini anlamaya çalışın. Öfkenizle dinlediğiniz cümleye yüklediğiniz anlamla, anlamaya çalışarak dinlediğiniz cümleye yüklediğiniz anlamın ne kadar da birbirinden farklı olduğunu görüp şaşıracaksınız!
9.    Kızgın olduğunuzda konuşma hızınıza fren yapmayı unutmayın. Kızgın kişi, öyle bir konuşur ki sanki motor takmış zannedersiniz. O hızla konuşurken de öyle şeyler söyler ki kendisi bile neler söylediğini takip edemez. Yıkar, ezer, geçer, gider. Oysa sakinlik modeli ve öfke eğitimi almış kişi frene basmayı bilir. Kendisine dur komutu verir. Böylece ne söylediğine bakabilir. Karşısındakini incitmeden meramını anlatabileceği doğru ifadeyi bulabilir.
10.    Kızgınlaşmaya başladığınızda, baktınız ki öfke artıyor, dikkatinizi dağıtacağınız başka alanlar bulun. Yüzünüzü yıkayın, gidin mutfaktan bir bardak su alıp için, sevdiğiniz birini arayın, müzik dinleyin… neyle mutlu olacaksanız ve rahatlayacaksınız onu yapın. Hatta normal anlarınızda, sizi neyin rahatlattığını bulun, öfke anınızda bu malzemeyi kullanabileceğinizi düşünün. Böylece öfke anında sizi rahatlatacak malzemeyi heybenize koymuş olacaksınız. İhtiyaç anında uygulamaya geçersiniz. 


Son olarak bir uyarı yapayım, bunun anlaşılması çok önemli! 
Her kiminle ne yaşadıysanız, kızgın olmanıza neden olacak olay her neyse, onu sadece siz yaşamıyorsunuz. Karşınızdaki kişide sizinle aynı durumda. Sizin hissettiklerinizin aynısını o da hissediyordur, siz kızıyorsanız o da kızıyordur. Dolayısıyla kızıp bağırıp çağırmak sadece size ait bir özellik değil. Herkes bağırır, herkes sinirlenir, herkes ağzına geleni söyler, herkes freni patlamış kamyon gibi dere teper düz gider. 
Peki amaç bu mu? Ağzımıza geleni söyleyip içimizi rahatlatmak, ama rahatsız ilişkiler oluşturmak mı?
Öyleyse devam edin. Yıkın, kırın, geçirin, üzün, üzülün…
Yok eğer öyle değilse lütfen kızgınlığınızla ve öfkenizle baş etmeyi öğrenin. Kendi başınıza yapamıyorsanız birkaç seans yardım alarak bunun üstesinden gelmeye gayret edin.
Sevgiler…

Not: 1) Öfkenizi kontrol altına alabilmek için yol yöntem öğrenmek isterseniz Nesil Yayınlarından çıkan “ÖFKE KONTROLÜ” isimli kitabımdan istifade edebilirsiniz. Pratik uygulanabilir yöntemler öğretiyorum. Okudunuz, olmadı, o halde birebir eğitim almaya gelin.
2) 4 Haziran 2014 Çarşamba günü saat 14.30’da Arnavutköy Belediyesinin katkılarıyla düzenlenen “Öpücük Kutusu-Ergenler ve Aileler” konulu konferansıma gelebilirsiniz. Yer: Arnavutköy Belediyesi Kadın Kültür ve Sanat Merkezi

 Mehtap KAYAOĞLU (Psikolojik Danışman&Psikoterapist)
0212 5830022 – 0533 4880600
www.yuzlesme.tv
mehtap.kayaoglu@yuzlesme.tv
mehtapkayaoglu@gmail.com
http://www.facebook.com/psk.mehtapkayaoglu
htttp://www.twitter.com/mehtapkayaoglu

Yorumlar5

  • fatma k 5 yıl önce Şikayet Et
    oğlum sen ne ayaksın ne senin sitene girerem nede kitabına bakaram zaten sitene siyah nur adında bay çok bilmiş girmiş durmadan hadis paylaşmış imam olmuş başımıza
    Cevapla
  • fatoş 5 yıl önce Şikayet Et
    pardon beğenmiyorum tuşu olarak gördüm yoksa beğemiyecektim
    Cevapla
  • siyahnur 9 yıl önce Şikayet Et
    öfke kontrolüyle alakalı bir kaç hadis.. Öfke şeytandandır. Şeytan ise ateşten yaratılmıştır. Ateşi söndüren de sudur. Onun için, biriniz öfkelenince hemen abdest alsın! Ebû Vail radıyallahu anh. Ebû Dâvud. Biriniz ayaktayken öfkelenirse, hemen otursun. Öfkesi giderse iyi, gitmezse hemen yatsın. Ebû Zer radıyallahu anh. Ebû Dâvud. Kim, öfkesinin gereğini yerine getirmeye gücü yettiği hâlde, kendini firenlerse, Allah onu, kıyamet gününde, yaratıkların huzurunda çağırır ve hurilerden dilediğini almakta serbest bırakır. Sehl radıyallahu anh. Tirmizî. Öğretin, kolaylaştırın ve güçleştirmeyin! Biriniz kızdığı zaman, sussun. İbn Abbas radıyallahu anh. Ahmed. "Siz kime pehlivan dersiniz?" "Yenilmeyen kişiye." "Hayır, asıl pehlivan, kızgınlık anında öfkesine hâkim olan kimsedir," buyurdu. İbn Mesûd radıyallahu anh. Müslim.
    Cevapla
  • siyahnur 9 yıl önce Şikayet Et
    öfke kontrolünde nebevi usül . Siz mütedeyyin pedegog ve psikologlar artık ne zaman davranış bilimlerinde dinsiz ecnebilerin fikriyatını bu millete kakalamaya devam edeceksiniz merak ediyorum Oysaki biz müslümanlar olarak her vakit ittiba etmemiz gereken en birinici şahsiyet Rasulullah (s.a.v.) değil midir?. Çocuklara özgüven diye diye firavun gibi bir nesil yetiştirdiniz. Oysa alçakgönüllülük ve tevazu da gayet güzel hasletlerdir. Özgüven diye diye çocuklarda alçakgönüllülüğü tevazuyu sildiniz süpürdünüz. Öfke kontrolü ile alakalı bir çok hadis mevcutken mütedeyyin psikologlar dahil filozof bilmem kimin sosyolog düşünür bilmem kimin fikirlerini (ki çoğu ateist menşeilidir) millete kendi fikirleri gibi yutturulmaya çalışıyor. Daha ne zamana kadar bu şekilde devam edeceksiniz. Biraz da nebevi tarzı araştırın Allah Rasulu ne demiş onu insanlara aktarmaya vermeye çalışın.
    Cevapla Toplam 2 beğeni
  • fatma k 5 yıl önce Şikayet Et
    sana soran oldumu hadis ver diye
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat