Cihangir ateşi

  • GİRİŞ29.07.2014 09:34
  • GÜNCELLEME29.07.2014 09:34

Cumartesi günü Tayyip Erdoğan’ın mitingini izlemek için kente gittiğimde de, yakınlarımızdan helallik alarak geldiğim Diyarbakır’ı hatırladım yine. Hava kararmadan otelimize dönmek zorunda olduğumuz, arkamıza bakmadan yürüyemediğimiz, yolda Jitemcilerin, beyaz renaultların tacizlerinden sakınmak için “kalabalıktan yürüdüğümüz” zamanları.

Çok şükür 5-6 yıldır mazide kötü birer anı o karanlık yıllar. Ülkenin Başbakanı İzmir’e nasıl gidiyorsa, olması gerektiği gibi artık buraya da öyle geliyor. 2 yıldır, Cumhuriyet tarihinin belki de en büyük toplumsal barış projesi olan Çözüm Süreci’nin kurumsallaşmasıyla birlikte de Diyarbakır’ın İstanbul’dan bir farkı kalmadı. Yılmaz Erdoğan’ın savaş yıllarını anlatan şiirindeki gibi, “bir ülkeden bir iç ülkeye” değil, gece yarılarına kadar yaşayan bir kentten “diğerine” geldiğinizi hissediyorsunuz artık Diyarbakır’a vardığınızda. Gecenin bir yarısı, kafanız eserse, sıcaktan bunalırsanız Boğaz’a iner gibi eskiden nice cana mezar olmuş Hevsel Bahçeleri’nde bir gezinti yapabilirsiniz mesela. Sanat Sokağı’nda kahvenizi içip, ara sokaklardan nostalji yaparak otelinize yürüyebilirsiniz.

Ne yazık ki bu barış ikliminin düşmanları çok. Ülkenin bir kısmında yaşayan vatandaşlar için normal olan bu havayı, bölgede yaşayan vatandaşları için âdeta lüks sayıyorlar. Kürtlerin bu hakkını, taviz karşılığında kendilerine bahşedilmiş bir lütuf diye yorumluyorlar. Bir cumhurbaşkanı adayının anadili Kürtçe olan bir kentte düzenlediği mitinginde açılan Kürtçe afiş üzerinden bölünme senaryoları yazıyorlar. Kimilerinin haysiyet ayaklanması dediği Gezi günlerinde polis müdahalesini eleştirmek için attıkları “doğudakine gül, batıdakine cop” manşetleri de hâlâ aklımızda...

Haklısınız “faşistler ne kadar da faşist” diye yakınmanın âlemi yok. Barış Sürecine desteğiyle onları tarihin çöplüğüne çoktan süpürdü bu halk. Ne var ki savaşın ceremesini çekmiş, içinde barış geçmeyen cümle kurmayanların, 90’larda kafa tuttukları mahalle baskısına barışın kurumsallaşma aşamasında teslim olmalarını anlamak mümkün değil.

Yazının tamamı için tıklayın...

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat