Bu sadece Türkiye’nin yası mı?

  • GİRİŞ13.10.2015 10:18
  • GÜNCELLEME13.10.2015 10:18

İçlerinden çıkmış ve fakat onlara çok yabancılaşmış elitler zümresinin boyundurluğunda kendini idame ettirmeye çalıştı Ortadoğu, Afrika ve uzakdoğuya uzanan doğu. Zorba liderleri, batı demokrasilerinin dostuydu da dokunulmazlıkları vardı. Bin Ali, Burgiba, Saddam, Esad, Sedat ve uzun zaman Pehlevi ve Kaddafi. Kendi halklarını inim inim inleten rejimlerin indirilemez liderleri oldular. Hep batı demokrasilerinin himayesinde. Hep onların güvencesinde. Hep cür’etkâr ve fütursuzca. Onlar zulmetti, Avrupa ve Amerika başka taraflara baktı.

Sonra zaman geldi artık değişmeleri gerekti. Daha doğrusu değiştirilmeleri gerekti. Eskilerinden bıktılar yenilerini tayin etmeleri gerekti. O da Arapların ayaklanmasıyla daha da elzem oldu. Muhammed Buazizi kendini feda etti, milyonlar dalga dalga yürüdü, o sırça köşklerde, o inci kulelerde, o altın ve kadifeye sarmalanmış rejimlerde bir bir sona varıldı. Oldu da iyi mi oldu? Öyle zannettik. Ama küfür ehli durmadı. Boş hiç durmadı. Haritayı çizmeye çoktan koyulmuştu bile. Giden gitti ama gelen gideni daha da arattı. Mübarek’in koltuğu Sisi’ye kaldı. Kaddafi kazığa oturtuldu belki ama eşkıya cirit atar oldu.

Bir yükselen Türkiye vardı, ona da dokunamaz olmuşlardı. Öyle dediler, böyle dediler, allem edip kallem ettiler, One Minute diyen Türkiye’ye bir türlü nüfuz edemediler. Ümmette bir umut varsa, bir umut kaldıysa o da Türkiye’den parlayacaktı. Şimdi işte tam da ona dönmüş namlular, kurşun sıkmaya çalışıyorlar. Kardeşi kardeşe, Kürdü Türk’e düşman etmenin yolunu arıyorlar.

yazının devamı için tıklayınız

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat