Teşekkürler Sayın Cumhurbaşkanım!

  • GİRİŞ27.11.2014 08:08
  • GÜNCELLEME28.11.2014 08:45

Milli Eğitim Bakanlığının 24 Kasım etkinlikleri kapsamında, bizler de ikamet ettiğimiz il Kocaeli’yi temsilen davetliyiz. Ankara güz mevsimini aceleden uğurluyor gibi. Ankara caddelerinin şemsiyesi olan yaşlı çınarlar yine bir kış mevsimini karşılamak için, sararan yapraklarını cömertçe tozum tozum savuruyorlar. Ancak Ankara bu sararmış yüzüyle çok güzelmiş!

Ankara sararmış endamıyla yorgun gözükse de devlet diri, iri ve dimdik ayakta!

81 Vilayetimiz birbirinden güzel ve aydınlık öğretmenlerini ilim ve irfan meşalesini bir arada tutsunlar, bu aşk ve vicdan mesleğini bir kez daha devlet ricaliyle buluşup dile getirsinler diye Ankara’ya uğurlamışlar.

Bu program kapsamında hocalığımın yanı sıra yazarlığımın o ayrıntıcı, gözlemci taraflarıyla görüyorum ki dünden bugüne çok şey değişmiş! Bu arada Sevgili Üniversite Hocam, Öğretmen Yetiştirme Genel Müdürü Doç. Dr. Ali Yılmaz’ı görünce adeta bir ikilem yaşıyorum. Karşısında öğrenci oluyorum yeni baştan. Bu meslek işte böyle bir meslek… Aslında daima taleb etme ve talebe olma zorunluluğunuz var.

Milli Eğitim Bakanlığı gerçekten de çok ciddi bir dönüşüm geçirmiş. Bir iletişim hocası olan, Başöğretmenimiz, Hocamız, Bakanımız Nabi Avcı gibi bir ilim ve irfan ehlinin nezaket ve nezahet dolu ilgisi, bizleri çok mutlu ediyor. O bir siyasetçiden çok, bir hoca, bir baba, bir sevgi ve hoşgörü adamı.

MEB tarihinin bana göre en dirayetli ve aynı zamanda en başarılı Müsteşarını yakından tanıma fırsatı buluyoruz. Hemen hemen her öğretmenle tek tek ilgilenen,  tevazuyla ve nezaketle bütün gün öğretmenlerinin yanında olan MEB Müsteşarı Sayın Doç. Dr. Yusuf Tekin Beyefendi bütün öğretmenlerin ilgisini çekiyor. Etrafını saran öğretmenlerinin sorularını bıkmadan, sabırla ve sükûnetle tek tek cevaplaması, onları kırmayıp fotoğraf çekmesi,  öğretmen camiasının hiç de alışkın olduğu bir tarz değildi. Bu sıra dışı üslup ve tavır herkesin hayranlığını kazandı. Bütün hocalarımız adına kendilerine ve bütün MEB mensuplarına, buradan teşekkürlerimi sunuyorum.

Başbakanımız Ahmet Davutoğlu, öğretmenlere “Değerli Meslektaşlarım” hitabıyla güne farklı bir hava kattı. Başbakanımız yine o kendine has irfani ve mana yüklü konuşmasını yaparken, öğretmenler adına bendenize tevdi edilen “çiçek takdimi” için gerçekten de Allah’a şükrettim. Zira gerçekten de Başbakanımız ne zaman konuşsa sanki üniversite anfisinde yeni bir ders dinliyormuşçasına notlarımı alırım. Her konuşması bendenize fikir ve mana derinliğiyle bambaşka bakış açıları kazandırır.

Ve Cumhurbaşkanımızın Resepsiyonu!

Ak Saray’da ilk resepsiyon hocalara nasip oldu.

Cumhurbaşkanımızı bu saray üzerinden algı operasyonu yaparak yıpratmaya çalışan bir takım bedevi ruhlu kimselerin, bu sarayı ne kadar abarttıklarını da bizzat sarayı gördükten sonra müşahede ettim.

Seksen milyonun ve bütün Türk ve İslam dünyasının Reis-i Cumhuru, Lideri, Hamisi olan zirve bir isim Cumhurbaşkanımız. Yazılarımı okuyanlar bilirler ki söz konusu Cumhurbaşkanımız olunca benim için akan sular durur.  Belki de bu samimi sevgimden olacak, Resepsiyonda belki de ilk kez Cumhurbaşkanımızın elleriyle yaptığı ikram bizim masaya ve bizlere nasip oldu. Ne diyelim niyet hayr olunca akıbet de hayr oluyormuş!

Cumhurbaşkanlığı sarayı muhteşemdi.

Allah, bu ülkeye uzun bir zamandan sonra neredeyse yüzyıl sonra bir lider nasip etti. Birileri kusura bakmasın, böylesine bir halk adamı, bir dava adamı, bir cesaret adamı bu milletin artık kalbindedir. Bir kuru binayı bile kendisine çok görecek kadar vicdan fukarası olmuş, büyük millet ve büyük devlet olma hayaline ve fikrine yabancı, bedevi ruhlu kimselerin bunları anlaması ne yazık ki çok zor…

Ak Sarayda akıncı cedlerimizin, Selçuklunun, Osmanlının nakışlarını ve izlerini buldum. Hâsılı kelam bu saray bu ülkeye çok yakıştı vallahi!

Sayın Cumhurbaşkanıma bu nazik daveti için, sevgilerimizi, saygılarımızı ve teşekkürlerimi sunuyoruz.

 

Meryem Aybike Sinan/Haber7

meryemaybike@gmail.com

Twitter: @aybikesinan

meryemaybike.sinan@facebook.com

Yorumlar4

  • Mustafa 9 yıl önce Şikayet Et
    Meryem hanım, hissiyatımıza tercüman oldunuz, teşekkürler...
    Cevapla
  • Kayhan ALTAN 9 yıl önce Şikayet Et
    Ebleh biraderim.. Hissiyatını ve esbab-i mucibesini bizlere de aktarmak istemiş.. Eğer herkes fikriyatını ve hissiyatını kendine saklasa nasıl edebiyat doğar,nasıl şiir ve roman hasıl olurdu.. Ayrıca sen neden eleştirini Hanımefendiye yollamıyor da sanki yorumun bir matahmış gibi burada kakafoni yaratıyorsun a sersem.. İşte cühela her yerde zırt diye ortaya fırlar ama ''şecaat arzederken merd-i kıpti sirkatin söyler''.. Yahu her işe maydonoz olmasanız çatlar mısınız?İlle ağzı olan konuşacak..
    Cevapla Toplam 2 beğeni
  • Mehmet 9 yıl önce Şikayet Et
    Kıskandık valla Aybike Sultan. Şiirsel anlatımınız için teşekkürler.
    Cevapla
  • Ersin Kalay 9 yıl önce Şikayet Et
    Abla teşekkür için telgraf gönderseydin neden yazı yazdın ki?
    Cevapla Toplam 1 beğeni
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat