Servet Kabaklı Hakk’a yürüdü!

  • GİRİŞ29.08.2015 09:43
  • GÜNCELLEME29.08.2015 09:50

Türk Edebiyatı Vakfı Başkanı, Gazeteci-Yazar Servet Kabaklı dün akşam tedavi gördüğü hastanede vefat etti.

Bu yazıyı yazmak benim için ne kadar zor bilemezsiniz Sevgili Okurum.

Zira Servet Kabaklı Ağabey, bu sütunların müdavimiydi. Sıkı bir Haber7 okuyucusuydu. Birçok yazımdan sonra beni arayıp tebrik ettiği de, tenkit ettiği de olurdu.

Şu an nasıl kederliyim, nasıl üzgünüm anlatamam zira bu yazıyı Servet Ağabey artık okuyamayacak. Gözyaşları içinde kaleme aldığım bu yazı hayatımın en zor yazısı. Yazsam yürek dayanmıyor, yazmasam olmayacak!

Yaklaşık bir ay önceydi.

Balıkesir’e doğru seyrederken telefonum çaldı. Arayan Servet Ağabey idi. Sesi bitkin geliyordu. Tebrik etmek için aramıştı. Son yazıların muhteşem, devam et diyordu. Meselelere bakışın, analizlerin yerli ve bizden demişti, hiç unutmuyorum. Hükümeti birçok hususta destekleyen ama çözüm sürecine benim gibi mesafeli yaklaşan bir tavrı vardı. Ülkenin geldiği noktaya çok üzülüyordu.

Sonra iki kez kendisini aradım, hatırını sordum. En son geçen hafta aramıştım, tedavim devam ediyor demişti. Bendeniz de sanki sözümüz kadere geçermiş gibi, içime doğar gibi  “Aman ağabey, kendine dikkat et, lütfen tez iyileş” demiştim. “ İnşallah güzel kardeşim, inşallah yeni dönemde senin Mihri Hatun romanını konuşalım” demişti. Ama zorlanarak konuşması, soluğunun kesik kesik çıkışı canımı sıkmıştı.

Şimdi anlıyorum ki aslında biz geçen hafta can ağabeyimle meğerse vedalaşmışız!

Her bulunduğumuz mekânda etrafına bendenizi işaret ederek “Benim ikinci kızkardeşim” derdi. Ve Şeyhü’l Muharririn Ahmet Kabaklı döneminden beri Türk Edebiyatının yaklaşık kırk yıldır süregelen “Çarşamba Sohbetinin” yaza girmeden önceki son sohbetine bendenizi davet etmişti.

Fetih Haftası sonrasıydı.

Ve bendeniz de 1453 romanımla ilintili olarak Fetih ve Fatih’i anlatmıştım. O gün vakıfta yine kalabalık bir dinleyici topluluğu vardı. Sohbetten sonra odasında bir grup gazeteci ve edebiyatçıyla uzun uzun sohbet etmiştik. Servet Kabaklı Ağabeyi uzun zamandır tanıyan ve zaman zaman sohbetine tanıklık etmiş bulunan bir edebiyatçı-yazar olarak rahatlıkla ve içi burkularak söylemek durumdayım.

Biz toplum olarak Servet Ağabeyin kıymetini yeterince bilemedik!

Kuvvetli bir siyaset, tarih ve edebiyat bilgisi yanında ciddi bir devlet bilgisi, görgü ve birikimi de bulunan bu usta gazeteci-yazarımız Rahmetli Turgut Özal’ın yıllarca danışmanlığını yapmış, Türk dünyasının her türlü meselesini yakından takip edip çareler aramış bağrı yanık bir münevverdi.

Bir nezaket ve nezahet insanıydı.

Meselelerimize partiler üstü bakan akl-ı selim ve kalb-ı selim sahibi bir ak saçlıydı.

İrfan denizinin son dalgasıydı!

Türk Milliyetçiliğinin mukaddesatçı kanadını temsil eden gerçek bir ALPEREN idi...

Dün öğlen saatlerinde bir an aklıma geldi, arayıp Tuğrul Türkeş’in çıkışı hakkında düşüncesini alayım dedim ama sonra hastanede olduğunu, bitkin düştüğünü hatırladım ve vazgeçtim. Yüreğimin hissettiğini zavallı aklım da bilseydi arardım her halde!

Aramadım, aklıma uydum! Benim için Servet Ağabey bir dağ idi. Öylesine acım büyük.

Türk Dünyasının büyük bir ismini kaybettik.

Bütün Türk Dünyasının başı sağ olsun. Mekânı cennet olsun.

 

Meryem Aybike Sinan-Haber7

meryemaybike@gmail.com

Twitter:@aybikesinan

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat