Çalım atmak…

.

  • GİRİŞ31.07.2017 08:02
  • GÜNCELLEME01.08.2017 07:21

Geçtiğimiz hafta Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın Ak Partililere yönelik söylediği bir deyim, uzun zaman zihnimi meşgul etti. Bu deyimin uzun uzadıya üzerinde tartışılmasını doğrusu çok isterdim zira bu yükte hafif, pahada ağır deyim aslında çok şey ima ediyordu.

Diyordu ki Cumhurbaşkanımız:

“Önce şu hareketin kendi içinde birbirini sevmesi gerekir. Bize ne oluyor ki kendi içimizde birbirimize karşı çalım atıyoruz!”

“Çalım Atmak”  deyiminin sözlük anlamı burada futboldaki “çalım” değildi hiç kuşkusuz. Hava atmak, caka satmak, böbürlenmek, aşağı görmek, hafife almak gibi pek çok yan anlamı olan eski ve anlamlı bir deyim…

Peki, bu kelimeyi ilgili kişiler üzerlerine aldılar mı dersiniz?

Bilmiyorum.

Cumhurbaşkanımızın, her fırsatta Kıymetli Hanımefendiyle halkın arasına karışması, çat kapı insanlara misafir olması, onların sofralarına oturması, insanlara müşfik davranması toplumun en çok mutlu olduğu güzel ve anlamlı hasletler belki de.

Bu olgun ve güzel hasletlerin bazı insanlara örnek olması beklenirken ne yazık ki bu kabilden güzel ve asil fiil ve hasletlerden bir nebze ders bile çıkarmayan koltuk sahiplerine rastlar olduk!

Bir ve beraber yürüyen bir toplulukta en başta gelmesi gereken kaideler saygı, sevgi, nezaket, nezahet, vefa, hatır –gönül, diğerkâmlık olsa gerektir. Bu kabilden fiillerin aşındığı bir topluluk irtifa kaybeder!

Cumhurbaşkanımızın yukarıdaki cümlesini herkesin doğru okuması gerekir ve herkesin kendine bu anlamda çeki düzen vermesi gereği söz konusudur zira aksi takdirde gerekenin yapılacağı sinyali de bu cümlenin içinde barınmaktadır.

Bunca emek, bunca çalışma, bunca ümit, bir takım insanlara koltuk, şan şöhret tevdi etmek değildi elbette. Peki, kibir ve enaniyet ile daha aşağıdaki insanlara tepeden bakan, daha doğrusu “çalım atan” bu kabilden insanlar sistemden elenecek mi? Bakıp göreceğiz…

 

Bir başka husus…

Cumhurbaşkanımızın söylemlerini doğru okuyan insanların varlığı ve bu insanların gerek partide gerekse de kamunun üst kademesinde yer alması pek çok sorunun çözümünde faydalı olacaktır.

Özellikle “Kültür” konusu galiba en fazla üzerinde teşrik- i mesai yapılması gereken en önemli mevzumuz olsa gerektir.

Kültür konusu kendine doğru dürüst bir gündem bulamadı uzun zamandır! Cumhurbaşkanımız aslında sık sık kültür meselesine vurgu yapsa da bu söylemleri doğru okunamadı sanırım.

Son birkaç yıldır her Bakanlar Kurulu Revizyonunda ilgili Bakanların değiştirilmesi ilginç değil mi? Demek ki Kültür konusunda beklenen ciddi ataklar yapılmamış veya bir şeyler ağır gitmektedir!

Kültür Bakanımız Sayın Numan Kurtulmuş bu görevinde henüz çok yeni.

Ancak buradan kendilerine sesleniyorum:

Sayın Bakanım, Lütfen Kültür Bakanlığı bürokratlarını kültür adamlarından seçiniz zira kültür bir gönül ve aşk işidir. Yarınki Büyük Türkiye’nin sevdasını taşıyanların, ülküsü olanların, kültür adına söyleyecek sözü olanların ve her şeyden önce kültür adına çabası olanların bu kurumda söz sahibi olması gerekir.”

Kültür en az savunma sanayi kadar önemli bir alandır.

Tek bayrak, tek vatan, tek millet ve tek ülkünün temeli ancak kültürle atılır. Kültür, edebiyattır, mimaridir, tarihtir, musikidir, dildir, sinemadır, tiyatrodur, kitaptır… Milli Kültür Şurası en kısa zamanda düzenlenip gerekli çalışmalar için acil düzenlemelere gidilmelidir.

Ekonomide, ulaştırmada, sağlıkta, güvenlikte, şehirleşmede dev atılımları olan, ülkesine çağ atlatmış bir partinin Kültür gibi bir milletin varoluş alanlarına da dokunması elzemdir.

Kültür emperyalizmiyle ancak Milli Kültürümüze sahip çıkarak mücadele edebiliriz…

Meryem Aybike Sinan-Haber7

meryemaybike@gmail.com

Twitter: @aybikesinan

Yorumlar2

  • Mehmed 6 yıl önce Şikayet Et
    Yazılarınızı özlemiştik. Keşke eskiden olduğu gibi daha sık yazsanız...
    Cevapla Toplam 1 beğeni
  • Yasemin 6 yıl önce Şikayet Et
    Yazarın kendisi yazmış diye düşünüyorum
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat