Karne hepimize lazım!

.

  • GİRİŞ20.01.2020 11:02
  • GÜNCELLEME20.01.2020 11:02


Öğrenciler karnelerini alıp dinlenmeye çekildiler.
Dönem içindeki performansları, sınavlarla ve diğer etkinliklerle ölçülüp öğretmenleri tarafından değerlendirildi ve kendilerine takdir edilen notları karnelere işlendi…
Karne, okul, öğrenci kavramlarını birbiriyle ilintili unsurlar şeklinde düşünürüz çoğunlukla... Sadece öğrencinin karne ile değerlendirilmesi bir parça haksızlık mı ne? Peki yıl boyu hastasına hizmet veren doktor performansına göre bir karne almayı hak etmiyor mu? Vergi dairelerindeki memur, gazetedeki muhabir, okuldaki öğretmen, karakoldaki polis, bekçi, marketteki kasiyer, kurumları bekleyen güvenlik görevlisi, belediye otobüslerini kullanan şoför vs...
Siyasilere, bildiğiniz gibi her seçim zamanı oy kullanarak bir nevi karne veriyoruz. Siyasilerin bile üç beş yılda bir karne aldığı bir dünyada, bütün meslek grupları da o karneden mutlaka almalıdır...
Mesela aile doktoru… Sağlık ocağına gittiniz ve sizi doğru dürüst dinlemedi bile, onun dikkatsizliği yüzünden hastalığınız ağırlaştı! Tam tersi de olabilir, işini iyi yapan doktorunuz sayesinde siz sıhhatinize kavuştunuz. Şimdi bu doktor bir karne almayı hak etmez mi? Hastaların doktor hakkındaki kanaatleri, Sağlık Bakanlığının elini güçlendirir.
Pek çok doktorun hastalara ve hasta yakınlarına nasıl davrandığını gözlemlemiş birisi olarak söylüyorum ki doktorlara, ara ara mutlaka ama mutlaka manevi değerlerin hatırlatıldığı söyleşiler düzenlenmelidir… İnsanlara herhangi bir canlı muamelesi çeken çok sayıda doktor var bu ülkede.
Bir bekçisinin performansı mahalle sakinleri tarafından ölçülürse şayet o kişi işini daha dikkatli yapmaz mı? Güvenlik açısından iyi olmaz mı? Bu karne için, bekçinin dikkati üç beş katına çıkar…
Gelelim öğretmene…
Öğrencilerin notlarını veren, karnelerini düzenleyen, performansını ölçen bu meslek erbabı kendisini geliştiriyor mu acaba? Öğrencinin bilgisini ölçerken kendi bilgisi ne durumda? Üniversitede gördüğü derslerin dışında kendini geliştirmek için ne gibi faaliyetlerde bulunuyor, elinde bunu destekleyen bir veri var mı?
Öğretmenlik mesleği bir milletin geleceği için hayati bir meslektir. Çünkü genç kuşakların yetişmesinde, gelişmesinde, millî ahlak ve seciyenin, millî ülkünün aktarılmasında en faal ve en etkin meslek, öğretmenlik mesleğidir. Bu meslek erbabına da birkaç senede bir karne düzenlenmelidir. Bazı kimselerin dillendirdiği -bu karneyi öğrenciler versin- sorumsuzluğuna elbette düşmeyeceğiz. Bu anketler, öğrencilerin bilgi dağarcığından istifade edilerek, öğretmenin kişisel çalışmalarına bakılarak yapılabilir.
Şu hususu belirtmeden geçemeyeceğim...
Bir öğretmen düşününüz, ülkede ne olup bitmiş haberi yok, ilgilenmiyor, haber dahi dinlemiyor, kendi kültür ve medeniyetine dair bir telakkisi yok, ülkenin yarınlarına karşı herhangi bir heyecan duymuyor… Bizim medeniyet dairemize ait olan her ne varsa tümüne karşı, Anadolu irfanına bigâne, selam alıp, selam vermeyi, nezaket ve nezaheti ve adabımuaşereti dahi unutmuş!
Bu öğretmenin yetiştirdiği öğrenciyi bir tahayyül ediniz…
Bu tip öğretmene bir değil, bin karne şart!
Belediye otobüsüne bindiniz. Adama bir şey soracaksınız, cevap vermeye tenezzül etmiyor… İnsanlara da kullandığı otobüse de hor davranıyor! Yüreğiniz ağzınızda yolculuk yaptırıyor size… Şimdi bu şoför bey şöyle kallavi bir karneyi hak etmez mi?
Bir yargıç mesela, yıl sonu bir karneyi hak eder! Aldığı kararlar yerinde mi, doğru muhakeme etmiş mi? Usulüne göre davranmış mı? Karne diyorum, karne!
Hasılı, bu karne işi yetişkin kimselere daha çok lazım sanki!
Ülkede işini yapanı da yapmayanı da bu milletin görmesi şart!

Türkiye

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat