Siz de ''Cığız'' mısınız?

  • GİRİŞ05.09.2011 08:06
  • GÜNCELLEME05.09.2011 08:06

Siz de “Cığız” mısınız?

Cığız’ın anlamı TDK sözlüğünde “oyunbozan, mızıkçı” anlamlarına gelir ki hala anadolunun birçok şehrinde kullanılır bu eski kelime... Çocukluğumda benim de çokça kullandığım cığız’ın nasıl olduysa kelime dağarcığımdan düştüğünü geçtiğimiz gün ısrarlı davetini reddettiğimde bir çocukluk arkadaşım kullanana kadar farkında bile değildim.

Sevgili Yasemin ne kadar “cığız” olduğumu hatırlattı bana yeni baştan.  

Gülümsedim ve uzun uzun düşündüm bu hatırlatmanın üzerine. Eskiden sadece oyunlarda, özellikle de kızlarla yaptığımız “ evcilik oyununda” cığız olduğumu hatırladım, bir de yarışlarda yenileceğimi hissettiğim zamanlarda cığız olurdum galiba… Neyse ki unutmuşum!

Oysa şimdilerde öyle mi ya…

Küçük çocuklardan çok biz yetişkinler mızıkçıyız. Yaşını başını almış erkek ve kadınların minik ve basit mevzulardan ne tür tartışma ve kavgalara giriştiğini hayretle ve ibretle seyrediyoruz. O dedi, sen dedin, ben demiştim ki… Diye başlayan ve sonu küskünlüklere hatta ciddi tartışma ve kavgalara varan bu türden meseleler çevremizde yığınla yaşanıyor maalesef.

Takıntılı ve önyargılı bir ruh haliyle attığımız bütün adımlarımız, ettiğimiz bütün sohbetler, yaptığımız tartışmalar bizleri hatırı sayılır bir mızıkçı yapıyor biz farkında bile olmadan!

Yaşı kemale ermiş kadın ve erkeğin bu çocukça tavrı sergilemesi beni hep hayal kırıklığına uğratmıştır. Her türden ortam ve mekânlarda bir araya gelen insanların sanki kılı kırk yararcasına, kusur ararcasına kırılacak, gücenecek konu aramaları da hakikaten çok düşündürücüdür. Ne birbirimize iltifatta ne de tenkitte orta yolu bulamıyoruz artık.

İnsafsız, gururlu, kendini ve nefsini aşamamış, iç dünyalarında fırtına ve kavgaların bitmediği kimselere dünyayı bağışlasanız üzerinde konuşacak, kızacak, eleştirecek ve suratını asacak bir mevzuyu da mutlaka bulurlar, emin olunuz.

Özellikle sanat, edebiyat, fikriyat gibi sahalardan beslenmemiş, ruhsal dengeleri oturmamış, durulmamış, kendi iç zafiyetlerini terbiye ve tasfiye edememiş kimselerin basit meseleler üzerindeki tepkileri ne yazık ki büyük ve incitici oluyor! Fani işlerin, fani sorunların, fani hüzünlerin etkisi bu insanlarda büyük oluyor. 

Oysa cihana böyle oyunbozanlık yapmak için gelmemiştik biz!

Mızıkçılık çocukluğumuzda çok yaralayıcı olmaz, küskünlüklere meydan vermezdi. Cığız olan çocuk kısa zamanda oyun alanına dönerdi benim bildiğim. Oysa yetişkin insanlarda bu o kadar kolay olmuyor. O gün cığız olan arkadaşı bir kalemde siliveriyor ve işini bitiriyoruz ne yazık ki. Ertesi gün telefon rehberimizde bir meftanın son izlerini de yok ettikten sonra kaldığımız yerden hayat oyununa devam ediyoruz.

Hepimiz bir parça mızıkçı, oyunbozan veya cığızız!

En sevdiğimiz insanın kaç isteğini reddettik bu güne kadar? Veya kaç arkadaşımızın kalbini kırdık, kaç kez çocuğumuza hak etmediği cevaplar verdik, kaç defa kendimizi kurtarmak adına çevremizi kandırdık! Say say bitmez. Hatırlamıyorum bir edebiyat dergisinde okumuştum galiba…

Hepimiz birer yalancı,
Hepimiz birer çocuk,
Hepimiz birer asabi,
Hepimiz birer mızıkçı,

Ve hepimiz birer yolcuyuz…
Gemisi karaya oturan!

Diyordu şair… Dünya hayalhanesindeki bu renkli ve karmaşık hayat perdesinde hepimiz başrol oyuncusu edasıyla, esasında kendimizi kandırıyoruz. Başrol oyuncusu olduğumuza dair algımız öylesine yerleşmiş ve pekişmiş ki yüreğimizde, kendimizden başka bir doğru ve gerçeği görmüyor ve bilmiyoruz.

Ancak aslında kendi kurduğumuz oyunda hiç başrolde değiliz, hiç olmayacağız ve hiç olmadık! Zira hiçbir oyun tek başına oynanmaz!

Artık bu curcunada birbirimizi dahi dinlemiyoruz, sadece konuşuyoruz. Herkes anlatıyor, bir şeyler söylüyor, yapıp ettiklerinden dem vuruyor, durmadan egosu konuşulsun istiyor, hep kendisinden söz edilsin, dünyanın merkezi kendini sanıyor… Yani patlamaya hazır şişkin bir ego ile bütün oyunların başrol oyuncusu olmak adına hile de yapılıyor, oyundan da çıkılıyor, kavga da ediliyor, cığız da olunuyor!

Cığız olmanın, mızıkçı olmanın vardığı yol açıkçası “hazımsızlık” kapısıdır ki bu kapıdan giren “kıskanç” olarak çıkar. Ünlü Mutasavvıf Hacı Bektaşı Veli ünlü eseri “ Makalat’ta” bu hususta diyor ki:

“Önce akıl, hayâ ve ilim geldi. Sonra öfke, tama, haset… Azizim imana gel imana. İman rahmandan, şüphe şeytandandır. Şüphe gelirse iman; iman gelirse şüphe gider.”

Sanırım ki mızıkçılığın da, tamahkârlığın da kıskançlığında temelinde razı olamamak vardır. Her ne olursa olsun eldekilerle yetinmek, razı olmak, O’na teslim olmak bütün dertlerin yegâne devası. Razı olduğumuz zaman, kadere tam bir teslimiyetle boyun eğdiğimiz zaman ruh haletimizde ne kıskançlık, ne tamahkârlık, ne mızıkçılık ne de öfke yer bulacaktır!

Kulluğumuzda kendimizle yarışmanın en büyük başarı olduğunu kabul etmek ne büyük erdemdir zira. Daha huzurlu ve hoşgörülü bir cemiyetin geleceği bir nevi buna bağlı değil midir sevgili okurlarım?

Muhabbetle Kalınız!

Meryem Aybike Sinan/ Haber7
meryemaybike@gmail.com

Yorumlar2

  • İbrahim Dursun 12 yıl önce Şikayet Et
    Cancağızım İmanda şüphe olmaz/Olmamalıdır!/Yalnız diğer huslara gelince..-1. İman esaslarında Allah cc şüphe istemiyor..-Sakın şüphelenenlerden olma?-ikazı var..Amma velakin kalbin mutmain olması için:İbrahime(as)ın Bakara suresinde 260.ayette geçen (mealen)-Rabbim ölüleri nasıl dirilttiğini bana göster!-mesajı ile bir önceki ayette yine sevgili bir kulun:-Allah burayı ölümünden sonra nasıl diriltecek?-dedi.Bunun üzerine Allah cc onu yüz yıl ölü bıraktı.Sonra diriltti..-ikazları bize mutmain olmak içinde kulların bazan böyle şöyleri isitediğinide gösteriyor..Bunun harince şeytanın vesveseleri ve nefsin ivalarını için alan şüphelerde kuvvetli ima sahiplerinde temizlenmesi gereken şüphelerdir.Bunlar imana zarar vermesede mutmain ve temiz bir kalp için gereklidir.Bunlardan başka birde tecessüs vardır ki,buda mesuliyeti gerektirir.Bütün bunlardan başka ilmi konularda şüphe ise İCADLARA kapı açan şüphelerdir.Ki ,imana zararı olmadığı gibi insanlara BULUŞ YÖNÜNDEN faydasıda vardır.Hemde çoktur.Şimdilik bu kadar!.VesSelam
    Cevapla Toplam 1 beğeni
  • Kaan28 12 yıl önce Şikayet Et
    Evet ben de bir cığızım!. Gerçekten de ne zaman köşeye sıkışsak mızıkçılık yapıyoruz.topluca. en üsten en alttaki kimseye kadar. çok hoş bir yazıydı. tebrikler.
    Cevapla Toplam 1 beğeni
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat