Bizi lüks batıracak

  • GİRİŞ16.04.2014 10:46
  • GÜNCELLEME16.04.2014 10:46

Lügat şöyle diyor: 'Aşırı gösteriş, şatafat'.

Bir kere inancımız ve geleneğimize göre 'gösteriş' zaten makbul bir şey değildir, temelinde 'kibir' vardır. Lüks bunun aşırısı oluyor, varın siz mânalandırın.

Bitmedi.

Lügatin verdiği anlamla devam ediyoruz: 'Gereksiz masraf. İsrafla belirlenen gösterişli yaşam tarzı'.

İş iyice anlaşılıyor. Şöyle ki 'lüks' esasen 'gereksiz' bir şeydir. Peki onu çekici kılan nedir? Elbetteki pis nefis.

Dinimizin yasakladığı bir şeydir 'israf'. Lügat diyor ki lüks 'israfla belirlenen gösterişli yaşam tarzı'.

Yani lüksü doğuran 'israf'tır.

Müslüman'a düşen lükse kaşı çıkmaktır.

Buna itiraz eden var mı, israfı savunan var mı?

Ha şunu söyleyenler olur. Lüks'ün hududu nedir? Neyi lüks sayacağız?

O kadar da karanlık bir mesele değil. Bir cevap: İki kişisiniz. Bir karı bir koca. İki katlı, sekiz on odası olan, havuzlu bir villa nedir? Lükstür. Eğer bu ülkede insanların kahir ekseriyeti başını sokacak bir konut bulamıyorsa; sizin şu villa lükstür.

Bir geline bir düğünde zavallı kızın taşıyamayacağı kadar altın takmak (on-on beş kilo) hem görgüsüzlük hem lükstür.

Hakkında üç beş yazı yazdığım büyük otellerin 'açık büfe'si lükstür. Yahu insaf. İki yüz çeşit yemek, tatlı, salata vb. Elbette tümü tüketilemiyor. Artanı ne yapıyorsunuz? Otel sahibi gururla dikiliyor: 'Biz israf etmiyoruz, artanını fakirlere dağıtıyoruz'. İçimden herifin suratını dağıtmak geçiyor. Ulan özrün kabahatinden büyük. Fakir fukara dediğin insan değil mi? Ona layık gördüğün senin yemek artıkların mı?

6 Nisan 2014 tarihli Star gazetesinden bir haber: 'İstanbul lüks harcamalarda Paris'ten daha fazla büyüdü'.

Şimdi bu sevinilecek bir durum mu, yoksa Müslümanı üzecek bir şey mi?

Paris'i sollayan İstanbul artış sıralamasında 500 ülke arasında 10'uncu olmuş. Vay halimize (Bana göre).

Mahkeme-i Kübra'da bunun hesabını nasıl vereceğiz.

Haber şöyle devam ediyor:

'The Boston Consulting Group (BCG), dünyada lüks tüketimin değişen dinamiklerini araştırdı ve buna göre İstanbul lüks tüketim harcamaları büyümesinde Paris'i geçti. BCG'nin 'Lüks Tüketimin Değişen Dinamikleri' raporuna göre, dünyada yıllık lüks tüketim harcaması 1.8 trilyon doların üzerine çıkarken, İstanbul lüksün yeni merkezlerinden biri olarak göze çarpıyor. Rapora göre Türkiye, özellikle İstanbul, global lüks tüketiminde ön plana çıkan merkezlerden biri haline gelmiş durumda. İstanbul, lüks tüketimdeki büyüme potansiyeli sıralamasında dünyada 10. sırada yer alıyor.

Lüks tüketiminin en büyük kısmını 1 trilyon dolarla lüks deneyimler (tatil, yemek, sanat, teknoloji vs.) oluşturuyor. Lüks otomobiller 440 milyar dolarla ikinci büyük kategori olurken, kıyafet, mücevher gibi kişisel harcamalar yaklaşık 390 milyar dolarla üçüncü en önemli kategori olarak yer alıyor.'

Bana göre 'kalkınma, büyüme, ilerleme' nefsin emirlerine uymaktır ve bu işin sonu yoktur. Elbette zelil olalım, şuna buna el açalım demiyorum. Yukarıdaki üç kavramın kararını tutturmak lazım.

Kitabımız bize 'Hududullah'ın kırmızı çizgilerini göstermiştir. Zengin de olsan tevazu içinde yaşayacaksın; servetini İslâm için harcayacaksın. Tıpkı Hz. Ebubekir gibi.

Yazının tamamı için tıklayınız

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat