Yarın Korkusu

.

  • GİRİŞ22.02.2018 08:11
  • GÜNCELLEME23.02.2018 07:12

 

 

 

 

Gençlerin arasına karışıp gözlem yapıyorum arada bir. Bir üniversite kantini, bir kitap kafede fırsat buldukça izleme fırsatı kolladığımı söyleyebilirim.  Sohbetlerini izlemek çok üzücü geldi bana..

 

Bizim gençliğimizde konuşurken iğneleme yapılırdı. Laf dokundurmak, can yakmaz, sadece uyandırırdı. Arkadaşı mahcup etmemek erdemdir, rahatsız etmemek.

 

Görebildiğim kadarıyla günümüz gençleri iğnelemeyi bilmiyor: Doğrudan kılıçtan geçiriyorlar birbirlerini.. Can yakmadan dokunmak, uyandırmak gibi bir yaklaşım gözlemleyemedim. Tam aksine en büyük acı verecek şekilde karşısındakinin canını yakma çabası var. İnternet ve sosyal medya, gençler arasında iletişimi geliştirmemiş, iyice bozmuş. Çok kaba geldi bana bu konuşmalar.

 

Kitap okumuyorlar. Bilgi, genlerine yüklenmiş sanki. Doğuştan sahipler din, bilim ve felsefeye.. Sanat, edebiyattan uzaklar.. Şiir okumuyorlar!

 

Hafıza ve hayal gücü yeterince kullanılmayınca akıl günlük olayları anlamlandırmada zorlanır. “ABD Afganistan’dan ya da Irak’tan askerini ne zaman çekecek?” diye bir naif soru soruldu diyelim. Hafıza, ABD’nin işgal nedenini ortaya koymayınca hayal gücü “işi bitirip gitme” hayaline kapılabiliyor bir şekilde.

 

Oysa hafıza, ABD işgalinin kalıcı olduğunu söylese, sorgulama başlayacaktır.

 

Gençlerin aralarında yaptıkları lakırtı ne bilgiye dayanıyor, ne kurallı akıl yürütme şeklinde ilerliyor ne de dil erdemli, içten bir şekilde kullanılıyor: Zihinsel melekelerin dumura uğradığını gösteren bulanık sorular, yanlış cevaplar ve uzayıp giden boş konuşmalar..

 

Bir gence sordum: “ABD’nin Afganistan’da hangi dağın içini oyup üs yaptığını biliyor musun?” dedim. Yüzüme boş boş baktı. Bir başka gence de “Irak ve Suriye’deki müzelerden kaçırılan tarihi eserlerin ekonomik değerini biliyor musun?” dedim. Kaç ton altın kaçırıldı? Kaç çocuk? Bilmiyor.

 

Ne doğu Akdeniz’e kıyısı olan ülkeleri sayabilirler ne de Basra Körfezi, Hint Denizi, Kızıl Deniz, Karadeniz ya da Hazar Denizi’ne kıyısı olan ülkeleri.. Coğrafyayı bilmiyorlar.

 

Tarihi bilmiyorlar. BMGK üyesi beş ülkeyi sayamıyorlar daha. Dünya güçlerini tanımıyorlar. Hangi ülkenin dış politikası nedir bilmiyorlar.

 

Çevrelerini de görüyoruz kuşkusuz. “Nadanlar üniversitede köşe başlarını tutmuşlar; medya, milli eğitim ve diyanette de..” deyip gençleri mazur görme modası çıktı son zamanlarda.

 

Sanırım gözden kaçırılan husus şu: Gerçekleri gündemden düşürmek ve konuşulmasını engellemek üzere kurulmuş bütün mekanizmalar.. Bilim, düşünce ve sanat afyona dönüşmüş Darülislam’da maalesef! 

 

Batıcılık, bütün bir Darülislam’ı kaplayan aymazlık! Bu hala anlaşılamadı mı acaba?

 

Batıcılık nedeniyle bilinç kapalı ve karar verme gücü kaybedilmiş.. Bilinç kapalı, çünkü Batılı kavramlar ve kuramlarla düşünülüyor. İpler zaten ellerinde değil!

 

İslam milletinin geleceği endişe veriyor: “Yarın korkusu” başladı bende!

 

 

 

 

 

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat