Abdullah Öcalan ne düşünüyor?

  • GİRİŞ02.08.2015 10:50
  • GÜNCELLEME02.08.2015 10:56

Ne oldu da PKK bir anda ortalığı ateşe verdi? Üstelik çatışmada değil, en hain, en sinsi, en kalleş yöntemlerle neden polisleri , askerleri uykularında, trafik ışığında, vatandaşa yardımcı olurken, babasıyla telefonda konuşurken öldürmeye başladı? Bu, hiç kimsenin arkasında duramayacağı vahşeti ne hesapla yapıyor olabilir?

Başta Diyarbakır olmak üzere bölgeden ve İstanbul-Ankara’dan bu meselenin içinde yaşayan ya da hayatını bu soruna vakfetmiş ve aklını duygularına kaptırmamış birçok kişiyle konuştum. Bunların içinde Öcalan’ı tanıyan akil isimler ve HDP’liler de vardı. Yapılan açıklamalara baktım ve biraz geriye giderek 7 Haziran öncesi ve sonrasını bir karede birleştirdim. Vardığım sonuç şudur:

İntihar saldırısı

PKK’nın bir anda topyekun saldırıya geçmesi varlığını devam ettirebilmek için bir hamle. Çözüm sürecinin başarıya ulaşması ve bu yolda silahsızlanma kongresinin toplanması Kandil’in işlevinin bitmesi demek. Halbuki bitmek değil, var olmak istiyor ve bunun savaşmaktan, silahların üzerinde oturmaktan geçtiğini biliyor. Kandil’in varlığını etkisizleştirebilecek güç ise Öcalan. Zaten hortlayan şiddet bir nevi Öcalan’ı etkisizleştirme operasyonu. İmralı’yı soyutlayarak 7 Haziran’da bir zafer kazanıldı. Devlet Öcalan’la görüşmeye devam ediyor ancak Öcalan şu aşamada devreye girmeyi erken buluyor. Örgütünün üzerinde etkisiz görünmek, kurşununu harcamak istemiyor.
Gelelim Kandil’e... Bu kez Kandil için dış şartlar farklı, çünkü Türkiye devleti ilk kez bu kadar meşru. ‘Silahtan vazgeç, gel konuşalım’ diyor. Eskiden Kürtlerin varlığını inkâr eden, siyasetin yolunu tıkayan, sırf Kürt olduğu için insanları kör kurşunla yok eden bir devlet vardı ve o zaman silahı anlatabiliyordunuz, ancak şimdi yok.,

Yazının tamamını okumak için tıklayınız...

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat