Erdoğan liderliği ve 15 Temmuz

.

  • GİRİŞ20.07.2017 09:24
  • GÜNCELLEME20.07.2017 09:24

Bir ülkenin siyasal ve toplumsal gelişme ve dönüşümünde siyasi liderliğin önemi büyüktür. Özellikle tarihsel dönüm noktalarında liderin verdiği karar, ülkesinin geleceği için belirleyicidir.
Diğer taraftan ülke liderliğine aday olan aktörlerin de bu tarihsel dönüm noktalarındaki tutumları, kararları ve davranışları söz konusu kişinin siyasi geleceğini belirler.

15 Temmuz gecesinde, Erdoğan ve Kılıçdaroğlu’nun darbe girişiminde verdiği tepkiler üzerinden, her iki aktörün siyasi liderliğinin mahiyeti daha net anlaşılabilir.

Bugün CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun “kontrollü darbe” söylemi, darbe gecesi ve sonrasında darbeye karşı net bir tavır koyamamasının sonucudur.

Bu anlamda FETÖ’nün amacına uygun şekilde darbe girişimini çarpıtarak ve FETÖ yerine hükûmeti suçlamaya devam ederek liderlik sorumluluğunu perdelemeye çalışıyor.
***
15 Temmuz darbe girişiminin önlenmesinde ve sonrasında FETÖ ile mücadelenin belli ölçüde başarıya ulaşmasında en önemli unsur, Erdoğan’ın göstermiş olduğu siyasi liderliktir.

Bu bağlamda Erdoğan liderliğinin etkisini iki açıdan ele almak mümkün.

İlki, Erdoğan’ın 17–25 Aralık sonrasında birçok eleştiri ve riski göğüsleyerek FETÖ ile mücadeledeki kararlılığıdır. Darbe gecesinde halkı sokaklara davet etmesi ve kendisinin de halkla buluşması da bu konuya dâhildir.

17–25 Aralık sonrasında, FETÖ’yü tüm yönleri ile ülke için ne kadar büyük bir tehdit olduğunu topluma anlatması, toplumda FETÖ’ye karşı bir teyakkuz oluşturmuştur. Dolayısıyla kalkışmanın FETÖ tarafından gerçekleştirildiğinin anlaşılmasıyla halkın büyük çoğunluğu, vatan savunması için sokaklara çıkmıştır.

İnsanların sokaklara çıkması ise, FETÖ’cülere karşı psikolojik üstünlüğün sağlanarak özgüvenlerinin sarsılması anlamına gelmekteydi. 

Ayrıca Erdoğan’ın kararlı bir tutum takınarak Atatürk Havalimanı’na gelmesi, toplumun özgüveninin pekişmesini sağladı. Böylece halk, darbe ve işgal girişimine canı pahasına direndi.

Darbe ve işgal girişiminin başarısızlığa uğratılmasında Erdoğan liderliğinin ikinci boyutu ise onun 2002 sonrası izlediği siyasetle ilgilidir.

Erdoğan döneminde Türkiye’de toplum ve siyaset dönüşmüştür. Millet, darbelere karşı mücadelede özgüven kazanmıştır. Geçmişte darbeleri savunan yapılar, siyasi kültürdeki değişimle birlikte, darbe karşıtı bir pozisyonda hizalanmak ya da suskunluğa bürünmek zorunda kalmışlardır.

Erdoğan döneminde medya çok sesli hâle gelmiş, geçmişte darbeye destek veren çıkarcı elit gruplar dönüşüme zorlanmış, yerel yönetim bürokrasisi başta olmak üzere devlet içinde darbeye direnecek yapıların oluşmasına imkân sağlanmıştır.

Diğer taraftan, Erdoğan döneminde orta sınıf güçlenmiş, muhafazakâr çevreler merkeze taşındığı için özgüvenleri artmış ve darbelere direnebilecek bir konuma gelmişlerdir.

Sonuç olarak, Erdoğan’ın en başından itibaren krizlerle mücadelesi ve her krizin sonunda siyasal öğrenme sürecini tecrübe etmesi, 15 Temmuz zaferinin kazanılmasında en önemli etkendir.
 

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat