Vergilerimiz daha ne kadar evlatlarımızı şehit etm

Dün HDP’nin Seçim Bildirgesi açıklandı. Eş başkanlar esprileriyle özgüvenli bir görüntü vermeye çalıştılar ama Figen Hanım’ın tedirgin kıpırdamaları, Selahattin Bey’in terleyen yanakları, sattığı ürünün kalitesine inanmayan pazarlamacıları andırıyordu.

  • GİRİŞ03.10.2015 10:39
  • GÜNCELLEME04.10.2015 09:37

Neyse, biz içeriğe bakalım.

Sunumda eleştirilecek çok şey var ama ben sadece “Özyönetimin yasalaşması” vaadinden bahsedeceğim.

***

PKK son saldırılarında çok farklı yöntemler kullandı.

Artık namlular değil, kablolar ölüm kusmaya başladığını gördük. Kandil’den kumandalı katiller, uzaktan kumandalı; kalleş saldırıları daha çok tercih eder olmuş.

Bu tür saldırılar için ciddi bir hazırlık aşaması gerekiyor. Ve bu hazırlıklar, bir teröristin; tek varlığı kalaşnikof ile yapabileceği şeyler değil...

Açılan dev çukurlara yüzlerce kilo patlayıcı yerleştirildikten sonra üzeri öyle bir itinayla asfaltlanmış ki, fark etmek mümkün değil. Böylesini İstanbul Büyükşehir Belediyesi bile beceremiyor.

Sadece patlayıcı gizleme hizmeti mi?

Van Büyükşehir Belediyesi’ne ait kamyonda 100 kg. amonyum nitrat, 26 adet patlayıcı madde...

Suruç belediyesine ait araçta uzaktan kumandalı bomba...

Diyarbakır, Siirt, Cizre, Nusaybin, Silopi, Varto, Yüksekova, Dargeçit, Lice ve daha nice ilçeleri köstebek yuvasına çeviren kilometrelerce hendekler...

“Yok artık” demeyin ama görevi asker-polis öldürmek olan belediye elemanları!..

Yanisi şu...

HDP’nin belediyeleri teröre hizmette sınır tanımıyor.

Peki artık bir ‘Türkiye partisi’ olmaya karar veren HDP, Kürtlere değil, Türkiye düşmanlarına hizmet eden bu belediyelerine nasıl bir tavır koydu acaba?..

Bu belediyeler nereye bağlı?

Kabul ediyorum, yukarıdaki anlamsız bir soruydu...

Çünkü, HDP kurmayları her fırsatta ‘bölgesel yönetim talepleri’ni tekrarlıyor. Hatta bu vaat, dün açıklanan seçim bildirgelerinde de yer almış.

Yani, her şeyini teröre hizmet için seferber eden bu yapı yeterli bulunmuyor ‘yerel demokrasi’ gibi ambalajlarla Kandil’e öz; özüne üvey bir yapı hayal ediliyor.

HDP, “Kandil’in birkaç defa zorlayıp beceremediği şeyi biz kanunla yapacağız” diyor.

Bu bizi pek şaşırtmadı da...

Devletin verdiği kaynakları teröriste hendek kazmak için kullanan, bırakın yol yapmayı, yapılanları da harabeye çeviren bu belediyeler Ankara’ya bağlı değil mi?..

Ben çok merak ediyorum...

Türk milletinin verdiği vergilerin, yine bu milletin evlatlarını katletmek için harcanmasına daha ne kadar göz yumulacak?

KAFAMA TAKILANLAR..

Ya Kandil’deki  silahlı gençler?

HDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş dünkü bildirge sunumunda üzerine basa basa, “Vicdani ret yanlılarına hak veriyoruz. Eline silah almak istemeyen barış yanlısı gençlere askere gitmeme hakkı tanıyacağız” dedi.

Peki ya silah zoruyla ailesinden koparılarak eline keleş tutuşturulan, barış isterse öldürülen Kandil’deki gençler için bir diyeceğiniz yok mu acaba sayın Demirtaş?..

Tehdit deyince aklıma geldi...

Ahmet Hakan’a saldırı oldu, failler yakalandı; Organize Suçlar’da sorgulanıyor.

Ama bu sorgulamanın sonucunu beklemeye gerek kalmadan daha o gece suçlular bulundu!.

Ahmet Hakan’ı eleştiren herkes suçlu ilan edildi, cezası bile verildi!

Ama ne hikmetse, Ankara’dan Paris’e kadar uzanan bu ‘suçlular listesi’nde, yazarımız Hüseyin Gülerce’nin dün Star’da paylaştığı ve Paralel Yapı ile Doğan Grubu aşkı sona erince Ahmet Hakan’ın da hipermetroptan kurtulduğunu gösteren şu ayrıntı hiç yok:

Ahmet Hakan, 24 Eylül Perşembe günü köşesinde şunları yazdı: “Yürekten iman ederek söylüyorum: Türkiye’nin en önemli ve en büyük sorunudur Paralel Yapı... Tehditler almış olacak ki, ertesi gün şunları yazma gereğini duydu: “Ölüm tehdidi, protesto, kampanya falan...Vız gelir, tırıs gider.”

Kafama takıldı da...

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat