F.Gülen hareketinin en önemli görevlerini üstlenmiş olan, Nurettin Veren yaşanan gerçekleri tüm çıplaklığıyla gün yüzüne çıkarıyor. 

35 yıl sonunda toplu hipnozdan kurtulan Veren, toplumun bir daha uyumaması için ilk kez kendisi bir kitapta tüm gerçekleri, bir bir kaleme aldı.  

Sarsılacaksınız; F.Gülen Hareketi Türkiye’nin Kuşatılmasının bir hikâyesidir. 

Bugün Türkiye Cumhuriyeti’nin her Kurumu’na sızarak yerleşen hareket, muazzam bir güç haline gelmiştir. Medyadan, Polis Teşkilatına, Ticari alanlardan, Eğitim Kurumlarına, en önemlisi Ordu’ya kadar, inanılmaz örgütsel ağlar oluşturmuştur. 

Bu son derece iyi düşünülmüş iyi hesaplanmış ve büyük bir soğukkanlılıkla hayata geçirilmiş bir KUŞATMA STRATEJİSİDİR. 

İslam F.Gülen hareketinin yayılma taktiği olarak kullanılmıştır. Dinin ulviliği ve kutsallığı terk edilmiş, Din dünyevi bir araç, hatta rant haline getirilmiştir. 

Bir ülke toplu hipnoza sokulmak istenmiştir. 

Nurettin Veren bu hareketin ilk kurucularındandır. F.Gülen ile 35 yıl boyunca birlikte hareket etmiştir. 

Hareketin tüm taktik ve stratejilerinin ilk ağızdan tanığıdır. Nurettin Veren yaşadıklarını gördüklerini ve tanıklıklarını bir hareketin anatomisini çıkararak anlatmaktadır. 

Bu yönüyle bu Kitap, aynı zamanda (F.Gülen hareketini de içeriden inceleyen) ilk çalışmadır. 

Kitap sarsıcı, yıkıcı ve tedirgin edicidir. Toplu hipnoza karşı bir duruş ve uyarıdır. Cumhuriyetine, Milli ve Manevi değerlerine ve geleceğe sahip çıkanların muhakkak okuması gereken bir çalışmadır.” 

İşte 2006 yılında Kanaltürk’te yapmış olduğum Canlı Yayının, yazıya dökülerek, Kitaplaştırılmış hali olan, KUŞATMA ADLI KİTABIMIN ÖN VE ARKA KAPAĞINDAKİ YAZILARI SİZE AKTARMIŞ OLDUM. 

Birinci kitabım, F.Gülen’in Şifreleri olarak çıkmıştı. İkinci olarak ise, KUŞATMA Kitabım çıkmıştı. Üçüncü Kitabımda da aynı yıllarda, bu işin detaylarını anlatacak içerikte F.GÜLEN ABD’NİN TRUVA ATI adıyla yayınlanmıştı. 

Şimdi şu okuduğunuz satırlar, taa 2005 yılında Nurettin Veren’in hem Cemaate olan uyarıları, hem de Devlet Ricaline ve Askeri Erkânına nasıl bir maskeli İslam’la Milletin aldatıldığı, Dinin Maske olarak kullanıldığı, Devlet Gemisinin dibini delecek bir ihanet şebekesi olduğu, şeklindeki eksen kaymasına uğramış, mensupları mankurtlaşmış olan bu yapılanmayı anlatmak için yazılmıştır.  

Bu uyarıların 2005 yılında yapılmış olması, bugünkü bu işte kendini sorumsuz ve suçlu görmeyenlere bir mesaj olması için, bugün köşemizde bunu dile getirdik. 

En azından sorumluların ve gazetecilerin, bu kitaptaki şeylerin bir iftira mı veya bir gerçeklik tarafı var mı diye sormalarını hep bekledim, o tarihten bu yana cemaatin baskılarıyla, hem ben itibarsızlaştırıldım, hem bu kitaplar piyasadan toplattırıldı, hatta bu kitabı yayınlayanlar Cezaevlerine atıldı, telifleri yasaklandı. Ayrıca en son F.Gülen yaptırdığı değişik kumpaslarla ve iftiralarla beni suçlu duruma düşürüp, ailemi elimden aldıktan hariç birde basın yoluyla F.Gülen’e tehdit ve iftira davaları açarak, 4 yıl hapse çarptırılmamı kendi Hakimleri ve Savcıları ile sağladı.  

Benim kendimi aklıma ve müdafa etme imkanım olmadığını bildiği için dilediği gibi, hile ve kumpaslarını üzerimde uyguladı. 2014 yılında Kırklareli Cezaevine girdim. 

Şimdi bu satırlarını okumuş olduğum kitap, diğer gazetecilerin bende F.Gülen olayının karşısındayım diyenlere, bir hatırlatma ve vicdanlarına dokunmak için, tekrar gündeme getirip, ön ve arka sayfalarındaki yazıları tekrar buraya aktardım. 

Bu meseleyi ben de önceden fark etmiştim diyenlerin, vicdanlarına yuh olsun. Beni bu kadar yakından tanıdığı halde, yine de Gülen’in yanında yer almak, yine de bana münafık ve fitne demeye devam etmek, bir sefer olsun bu söylediklerimin doğru ve yanlış olduğunu test etmeyi veya tasdik etmeyi aklına getirmeyenlerin vicdanına da yuh olsun.  

Şu anda hâlâ Siyasi konumunu, her şeye rağmen Ak Parti bünyesinde devam ettirenlerin, Cemaat elemanlarını en kılcal damarlara kadar taşıyanları biliyorum. Bunların hâlâ Ak Parti bünyesinde, vicdan rahatlığı içerisinde, oturabilmelerine hayret ve ibret ile bakıyorum. 

BU ÜLKENİN EKMEĞİNİ YİYEN, İŞADAMLARINA VE DEĞİŞİK BELEDİYELERİN BÜNYESİNDE BULUNAN, PARALELE DESTEK VERENLERİN, VİCDAN RAHATLIĞIYLA BU OLAYLARA SESSİZ KALMALARINI DA ALLAH’A HAVALE EDİYORUM.