Paralel yapı-polis-savcı-hakim tezgâhı ile Turan’a kumpas kurulmuş. Bu kumpasın sonucunda hiçbir suçu olmayan masum bir insan 17 ay içeride yatmış.

Sahte delil üretme konusunda paralel yapı çok mahir. Operasyon talimatını "Kainat İmamı" veriyor. Onun etrafındaki "üst akıl" her şeyi planlıyor. İmzasız ihbar mektubu veya gizli tanık ifadesi ile düğmeye basılıyor. Bir terör örgütü oluşturuluyor, dinlemeler başlıyor. Hedefe koydukları masum bir insanla ilgili şöyle bir yol izliyorlar; başkası adına kayıtlı hat üzerinden önce hangi örgüte üye yapmak isteniliyorsa o örgüt üyesi aranıyor. Kafa karıştırıcı konuşma ile bir süre irtibat sağlanmış izlenimi veriliyor. Aynı hatla bu kez hedefteki kişi aranıyor. Böylece bu kişi örgütle irtibatlı gibi gösterilip mahkeme kararı ile dinleme yapılıyor.

Bu yapı istihbarat müptelası hastalıklı bir yapı. Erdoğan nefreti ile yanıp tutuşuyorlar. Bunlar masum değiller, bunların yatacak yeri yok. Bunlar hepimizi kandırdılar. Dost sandık, kardeş zannettik. Beraber secdeye durduk, hiç şüphelenmedik. Onlara gönlümüzü açtık. Biz onlara kardeşlik yapmaya çalışırken, sırtımızı döndüğümüzde tuzak-kumpas kurmuşlar. O yapının yayın organlarında birçok arkadaşım vardı. Eğitim ve yardım faaliyetlerini can-ı gönülden destekliyordum. Onlara herhangi bir kötülüğüm de dokunmadı. Ama geçen hafta aldığım bir davetle yıkıldım âdeta. Emniyete çağrıldım. Paralel yapı benim telefonumu 2009 ve 2010 yıllarında dinlemiş. Dinleme kararı alınan kişi Nuri isimli bir uyuşturucu taciri. Ama dinleme için verilen telefon benim telefonum. Mahkeme kararını talep edenlerden, bu kararı verenlerden ve bu kararı uygulayıp beni dinleyenlerden şikayetçi oldum, dava açıyorum.
Buradan paralel yapının medya organlarında çalışan en tepe yöneticilerinden en alttaki muhabir arkadaşlara kadar hepsine soruyorum, lideriniz bizi neden dinletti? Size ne kötülük yaptık? En azından tepe yöneticilerinin bu dinlemelerden haberi olmadı mı? Olduysa bizimle nasıl arkadaşlık yaptılar? Paralel yapı ortaya çıkarılmasaydı herhalde biz de uyuşturucu çetesinin bir üyesi olarak bugün içeride olacaktık. Masum insanları bir çırpıda örgüt üyesi yapmak nasıl bir ruh hâlinin işidir?

Bu dinlemeler sonunda operasyon yapılıyor. Operasyonda elde edilen bilgiler medyaya servis edilip hedef kişi itibarsız hâle getiriliyor. Paralel yapının medya organlarında hedef kişi linç ediliyor. Yargının huzuruna çıkarılana kadar o kişi ile ilgili kamuoyu algısı oluşturuluyor, kamuoyu tutuklanma duygusuna hazır hâle getiriliyor. Gerisi malum.

Bütün bunlara rağmen diyorum ki, Allah sizi ıslah etsin. Bu davanın delilleri sağlıklı olmalı ve dava en kısa sürede sonuçlandırılmalıdır. Ve en önemlisi soruşturma safhası en kısa sürede tamamlanıp kovuşturma safhası tutuksuz devam etmelidir. İktidara aykırı durduğunuz ve sert eleştiriler yönelttiğiniz için açılmadı bu dava. Öyle olsa size sıra gelmez. Sizden daha sert ve uzun vadeli muhalifler var. Sizi maşa olarak kullanan üst akıl ABD’de ve AB ülkelerinde size destek oluyor ama siz desteği dışarıda değil içerde arayın. Yıllarca içinizde önemli hizmetler yapmış Hüseyin Gülerce “Bir tezgâh varsa ki delillere göre var. Yargı bunu araştırmasın mı? Şov yaparak kimse meseleyi başka yere çekmesin” diyor.

yazının devamı için tıklayınız