Uyum, reform ve atılım dönemi

Beklendiği gibi yeni kabine ilk toplantısını Sayın Cumhurbaşkanı’nın başkanlığında Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde gerçekleştirdi.

  • GİRİŞ27.05.2016 09:57
  • GÜNCELLEME27.05.2016 09:57

Pazar günü kongre yapıldı, 3 gün sonra yeni kurulan hükümet üyeleri ilk Bakanlar Kurulu toplantısına katıldılar. Dün de Başbakan ve ilgili bakanlar MGK toplantısına iştirak ettiler. Maşallah,  mükemmel bir sürat. Yarı başkanlık sisteminin, uyumun ilk meyveleri bunlar. Bugün TBMM’de hükümet programı müzakere edilecek, Pazar günü de güven oylaması var. Yani 1 haftada 1.5 aylık iş yapılmış olacak. Emin olun ki bu pratiklik ve uyumun bereketi icraatlara, devlet yönetimine, karar alma süreçlerine de net bir şekilde yansıyacak.

Cumartesi Başkan ve Başkan Yardımcısı, Diyarbakır’a gidecekler. PKK’nın katliam yaptığı Dürümlü’de köylülerinin acılarını paylaşıp terörle mücadele konusunda kararlılık mesajı verecekler. Pazar günü İstanbul’daki Fetih törenlerinde, Salı günü de İzmir’de Efes 2016 tatbikatında birlikte olacaklar.
             ***
Binali Yıldırım hükümetinin öncelikleri ve Cumhurbaşkanlığı ile ilişkilerinin çerçevesi netleşti. Sayın Yıldırım’ın, ‘Erdoğan lider biz ekibiyiz’ sözü Hükümet-Külliye ilişkilerinin çerçevesini belirlemiştir. Hükümetin önceliklerini şöyle sıralayabiliriz:
1-Terörle mücadele (Hem bölücü hem de paralel terör)
2-Yeni anayasa ve başkanlık sistemi
3-Ekonomik durgunluğun giderilmesi, reform ve atılım
Bu hedeflerin gerçekleştirilmesi ile ilgili çalışmalar ve süreçler Sayın Cumhurbaşkanı ile istişare edilerek uyum içinde yürütülecek.
             ***
Terörle mücadele hükümetin en öncelikli gündemi olacak. Genel başkan adayı gösterildiğinde yaptığı ilk açıklamada Binali Bey ‘terörü bu ülkenin gündeminden çıkaracağız’ taahhüdünde bulunmuştu. Önümüzdeki günlerde bu taahhüdün yansımalarına şahit olacağız. Hükümetin terörle mücadelenin sosyal-ekonomik ve psikolojik boyutlarında atacağı hızlı adımları göreceğiz. Yani teröristle silahlı mücadele kararlılıkla artarak devam edecek. Diğer yandan terörün yakıp yıktığı şehirlerin alt ve üstyapısı ile yeniden inşasına hız verilecek. Terörün açtığı sosyal yaraların sarılması için sosyal politikalar hızla devreye sokulacak. Teröre beklediği desteği vermeyen bölge halkı devletin şefkatli elinin varlığını her alanda hissedecek. Kırılan, dökülen, yıkılan her şey, kalpler-gönüller dahil onarılacak. Terör örgütü topraklarımızdan tamamen çekilip silah bıraktığını ilan etmeden çözüm süreci buzdolabından çıkarılmayacak. Teröristle mücadele eden unsurlar personel-teçhizat-silah ve malzeme yönünden takviye edilecek.
Paralel yapı da yakın takibe alınacaktır. PDY’nin emniyet-istihbarat ve adliye içindeki uzantılarının hızla ayıklanması için mücadele hızlanacaktır.
             ***
İkinci önceliğe gelince… Cumhurbaşkanını halkın seçmesi ve tanınan geniş anayasal yetkiler nedeniyle fiili olarak oluşan yarı başkanlık veya başkanlık sisteminin yasal altyapısı hazırlanacak. Cumhurbaşkanının halk tarafından seçildiği günden bu yana daha belirginleşmiş olan sistem sorununu gidermek için harekete geçilecek. Esas hedef başkanlık sistemini içeren yeni anayasa teklifini bir an önce meclise indirmek. Meclisteki aritmetik dengeler nedeniyle başkanlık sistemini içeren bir anayasa değişikliği için referandum sınırı olan 330 oyu bulabilmek gerçekçi görünmüyor. Bu nedenle geriye iki seçenek kalıyor. Ya erken seçime gidip milletten yeni anayasa için 330’un üzerinde oy istemek ya da partili cumhurbaşkanlığına ilişkin anayasa değişikliğini meclise sunup 330 oy desteğini alacaksınız ve konuyu sonbaharda referanduma götüreceksiniz. Partili cumhurbaşkanlığı sistem sorununu tam çözmese de Cumhurbaşkanının en azından yeni seçime kadar yarı başkanlık sisteminde hareket etmesinin yasal altyapısı hazırlanmış olur. 3.5 yıllık bir denemeden sonra millet bu sistemin nasıl faydalar sağladığını gördüğünde başkanlık sistemi için gerekli sayısal çoğunluk imkânını AK Parti’ye seve seve verecektir. Ancak en doğrusu 330’u bulup direkt yeni anayasayı referanduma götürmek ve başkanlık sistemine geçmektir. Önümüzdeki hafta AK Parti’nin bu konudaki yol haritası daha netleşecektir.
             ***
Öncelikler arasında ekonomi tabii ki vazgeçilmez unsur. İhracatın artırılması, yeni ihracat pazarları bulunması, Türk müteahhitlik sektörüne yurt dışı projelerinde iş sağlanması için Ekonomi Bakanlığı gaza basacak. Cumhurbaşkanımız zaten kendilerine yardım ediyor. Doğrudan yabancı sermayenin yatırım yapması için özel çaba sarf edilecek. Sadece fiyat istikrarı değil düşük faizin de esas alındığı, yatırım ve üretime dayalı bir ekonomik modele geçişin zorlandığı bir döneme giriyoruz. Reform ve atılım dönemi olacak bu dönem.
             ***
Hükümet Türkiye’ye odaklanırken muhalefetteki tablo ise vahim. Ağza alınmayacak küfürler içeren sloganlarla sert muhalefet yaptıklarını sanan zavallılar ve onlara müdahale etmeyen, onlara rol model olan ağzı bozuk bir genel başkan. İşte ana muhalefetin hâli. Yazık, çok yazık. Bunlardan bir halt olmaz...

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat