Rus uçağını niçin düşürdük?

  • GİRİŞ09.12.2016 09:35
  • GÜNCELLEME09.12.2016 09:35

Suriye sınırımızı ihlal ettiği iddia edilen bir Rus uçağının savaş uçaklarımız tarafından düşürülmesi, pilotlardan birisinin atlayış esnasında öldürülmesi Rus halkında ve Rusya yönetiminde büyük bir infial uyandırmıştı. Olaydan sonra hayal kırıklığı yaşayan Rusya Devlet Başkanı Putin, saatlerce Türkiye’den bir ‘özür’ bekledi. Bu ‘özür’ gelmeyince, iki ülke ilişkilerini derin dondurucuya kaldıran o sert açıklamasını yaptı. Sonrasında da Rus devlet bürokrasisi harekete geçerek neredeyse ilişkileri donduran kararları hayata geçirdiler. Dış ticaretimiz, turizm gelirlerimiz bu krizden çok etkilendi.
        ***
Rus uçağı vurulmadan hemen önce Rus lider Putin, Türk yetkililere; Amerika'nın kuzey Suriye’de Kobani’den Afrin’e kadar bir koridor oluşturup bu koridoru PKK-YPG’ye teslim edeceği uyarısını yaptı. Türkiye’nin bunu engellemek için bölgede atacağı adımlara göz yumacaklarının mesajını verdi. Türkiye YPG’nin Fırat’ın batısına geçmesini engellemek için harekete geçeceği sırada biz Rusya uçağını düşürdük. Ya da birileri bize bunu yaptırdı. Bu hadiseden sonra Rusya, Suriye’nin kuzeyinde bize nefes aldırmadı. YPG, Fırat’ın batısına geçerek Münbiç’i ele geçirdi. Eğer Türkiye-Rusya ilişkilerindeki soğukluk devam etseydi bugün El-Bab da YPG’nin elinde olurdu.
        ***
15 Temmuz darbe girişimine en erken, en sert ve en net tepkiyi Rusya Devlet Başkanı Putin verdi. Türk halkının ve Sayın Cumhurbaşkanının darbeye karşı direnişine açık ve samimi destek verdi. Paralel Yapının üst akıl talimatıyla darbe teşebbüsünde bulunmasından sonra Türkiye, FETÖ tehlikesinin ulaştığı boyutları ve neler yapmış olabileceğini fark etti. Bu uçak düşürme olayı o gözle tekrar incelendi. Ve bu uçağın aslında düşürülmemesi gerektiği kanaati oluşunca ilişkilerin tamir edilmesi girişimleri başlatıldı.
        ***
Türkiye bir daha bu tür ani krizler yaşamamak adına bu krizi masaya yatırmalı. Askerler o günlerde Sayın Başbakan’dan neden ısrarla sınırı ihlal eden uçaklara müdahale yetkisi istediler? O tarihteki Başbakan Davutoğlu’nu bu yetkiyi almak için nasıl ikna ettiler? Yetkiyi alan Genelkurmay, bu yetkiyi pilotlara kadar neden aktardı? Hangi tehlikeye, tehdide karşı Başbakan böyle bir yetkiyi verdi? Güney sınırımızda Rus uçaklarından ve müttefik ülkelerin uçaklarından başka bir uçak olmadığına göre Hükûmet bu yetkinin Rus uçaklarına karşı kullanılabileceğini hesaba katmadı mı? Rus uçakları şimdiye kadar Karadeniz’de bizimki dâhil birçok ülkenin hava sahasını çok sınırlı sürelerde ihlal ettiler. Bu ihlallerin hiçbirine ateş açılarak karşılık verilmedi. Bütün bu duruma maruz kalan NATO üyesi ülkeler Rusya’yı nota ile uyardılar. Biz neden 17 saniyelik bir ihlalde uyarmak, nota vermek yerine yapılacak en son şeyi en başta yapıp uçak düşürdük? Bu kumpası bize kim kurdu? Esad mı, üst aklın maşası FETÖ mü?
        ***
Kamuoyumuz bu soruların cevabını merak ediyor. Tabii ki sınırlarımızı koruyacağız, tabii ki meşru müdafaa hakkımız var. Tabii ki hava sahamız yol geçen hanı değil. Tabii ki egemenlik alanımıza herkes saygı duyacak. Ama bunu birilerinin kumpasına gelerek veya tuzağına düşerek mi yaptık? Yoksa ülkemizin millî çıkarlarını korumak için son çare olarak mı yaptık? Bir daha benzer hataların yapılmaması için hem siyasi otoritenin hem de diplomasinin, hem de TSK’nın bu konuyu enine boyuna incelemesi ve sonuçlarını halkla paylaşması gerekiyor.
        ***
Ağustos ayında Sayın Cumhurbaşkanı’nın St Peterburg’da Putin’le yaptığı görüşmeden bu yana Türkiye-Rusya ilişkilerinin uçak krizinden öncesine dönmesi hatta daha da ilerlemesi için neler yapıldı? Hangi sonuçlar alındı? Başbakanın Rusya ziyaretini izleyen birisi olarak tespitim şöyle; Türkiye-Rusya ilişkilerini hızla düzeltmeli. Putin ve Medvedev bunun için en üst düzeyde direktifler veriyorlar. Ancak pratikte bu direktifler henüz sahaya yansımış değil. Bürokrasi ipe un seriyor.
Türkiye-Rusya ilişkilerinde son durumu, Sayın Erdoğan’ın ocak ortalarında veya şubatın ilk yarısında gerçekleştireceği muhtemel Rusya ziyaretinde ne kararlar çıkabileceğini yarınki yazımda ele alacağım...

Yorumlar2

  • yıldıray keskin 7 yıl önce Şikayet Et
    ülkeler arası dürüst ve samimi ilişkileri tabiki destekliyorum. ama yinede dikkatli olmalıyız. ben şahsen ülke olarak hiçbir birlik ve örgütün içerisinde yer almasını istemiyorum.bagımsız ve tarafsız kalmak daha avantajlıdır diye düşünüyorum.
    Cevapla
  • mehmet satılmış 7 yıl önce Şikayet Et
    Sanki düşündüklerimi dillendirmiş
    Cevapla
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat