“Hayır”cılara iyi bakın…

ABD’nin 45’inci Başkanı, milyarder iş adamı Donald Trump “İktidar gücünü halka veriyoruz” diyerek işe başladı.

  • GİRİŞ22.01.2017 09:55
  • GÜNCELLEME22.01.2017 09:55

Temel argümanı “değişim”. Bu değişimi selefi Obama’nın sağlık reformunu iptal ederek başlattı. Umarım 44’üncü Başkanın dünyada, özellikle de Orta Doğu ve İslam coğrafyasında bıraktığı enkazı temizler.

Trump’ın neyi ne kadar ve nasıl yapacağını anlamak için iktidarda ilk 100 günün geçmesini beklemek gerekiyor. İlk verdiği demeçler ve kurduğu ekibe bakarak bazı yorumlar yapılıyor. Ama bu yorumlar için henüz erken. Dış politikada temel fark; Trump’ın, Putin ile diyalog kurma ve Rusya ile ilişkilere yeni bir istikamet belirleme isteği. Yeni Beyaz Saray yönetimin en temel stratejilerinden biri bu. Diğer yandan da Trump döneminde ABD’nin, Çin ile ilişkilerinde bir sertleşme yaşanabilir.
İsrail’in bekasını-güvenliğini ve çıkarlarını daha fazla koruyacağını düşündüğüm yeni Başkanın döneminde ABD-İran ilişkileri tekrar gerilebilir. Hatta nükleer anlaşma bile iptal edilebilir, İran’a daha sıkı bir ambargo ufukta belirebilir.
Trump, Orta Doğu politikasını Rusya ile uyumlu hâle getirebilir. Kendisinden İsrail’in güvenliği ve bekasını önceleyen ve Rusya ile uyumlu bir Orta Doğu politikası beklemeliyiz. DEAŞ ile mücadele konusunda Rusya ve Türkiye ile ortak hareket edebilir. Trump’ın NATO’ya bakışı; AB ile komşuları Meksika ve Kanada’yla ekonomik ilişkileri nasıl gelişecek? Hepimizin merak ettiği başlıklar bunlar.
Trump’ın “Medeni dünyayı radikal İslamcı terörizm ile mücadele için bir araya getireceğiz. Birlikte, radikal İslamcı terörizmi dünya üzerinden sileceğiz” sözleri dikkatle incelenmeli. Birileri kendisine “Terörün İslamcısı olmaz. İslam’la terör kelimesi yan yana gelmez” diye anlatması lazım. Terörün yanına İslamcı-Seküler gibi sıfatlar getirince ne değişecek? Terör terördür ve insanlık suçudur.
            ***
Türkiye ve Erdoğan takıntısı olan Washington’daki bazı çevrelerin Trump’ı, Türkiye konusunda negatif yönde etkileme çabaları olacağı öngörülüyor. ABD’deki bazı düşünce kuruluşları ve medya temsilcileri tarafından “Erdoğan’ın İslamcı politikalar uyguladığı” algısının işleneceği bekleniyor.
Türkiye’nin ise Trump kabinesinden üç temel beklentisi var. Bu beklentilerden biri FETÖ elebaşının faaliyetlerinin durdurulması ve iadesi. İkinci beklentisi, ABD’nin PYD-YPG’ye silah-mühimmat desteğini hemen kesmesi. DEAŞ’la mücadelede başka bir terör örgütü ile iş birliğinin hemen terk edilmesi. DEAŞ’a karşı Türkiye ve Rusya ile iş birliğine gidilmesi. Bir başka ifadeyle sebep her ne olursa olsun ABD’nin terör örgütlerine destek vermemesi. Türkiye’nin, Trump yönetiminden üçüncü beklentisi de ABD’nin terörle mücadele konusunda samimi iş birliği yapması. Obama döneminde ABD, Orta Doğu’daki ağırlığını ve etkinliğini kaybetti. Bu ağırlığı yeniden kazanmak istiyorlar ise Trump yönetimi Türkiye ile ilişkileri tamir etmelidir.
Trump’ın İsrail konusundaki aşırı korumacılığı Filistin meselesini çığırından çıkarabilir. İsrail-Hamas sürtüşmesi tırmanabilir. Böyle bir gerilimde Hamas’a karşı Trump yönetimi şartsız İsrail’in yanında yer alacaktır. Türkiye’nin bu duruma göstereceği tepki, Türkiye-Trump yönetimi ilişkilerini gerer. Yine Trump’ın göçmenler ve İslamofobi politikasının ortaya çıkaracağı gerilimler ilişkileri etkiler.
Türkiye diplomasisi bu tuzakları şimdiden ortadan kaldırmanın hazırlıklarına başlamalıdır. Her iki ülkenin akıllı ve tecrübeli diplomatları-danışmanları ilişkilere zarar verme potansiyeli olan mayınları fark edip temizlemelidirler. Washington’da Erdoğan nefreti ile tutuşan bazı çevreler yeni Başkanda da aynı nefreti uyandırmak için her yalana ve hileye başvuracaklardır. Ama nafile... Gerçekler sonunda ortaya çıkıyor. Sayın Cumhurbaşkanı da onların değil Cumhurun ne düşündüğüne bakıyor.
            ***
Türkiye gündemine bakacak olursak… Cumhurbaşkanlığı sistemini öngören Anayasa değişikliği teklifi uzun müzakerelerin ardından TBMM’den geçti. Teklif üzerindeki son görüşmelerin yapıldığı gece bile terör örgütleri boş durmadı. İstanbul’da iki ayrı yere lav silahı ile saldırdılar. Öyle anlaşılıyor ki bu ahlaksız çeteler ve onların küresel patronları referandum sonuçlanana kadar hem terör; hem ekonomik saldırıları hem de diplomatik saldırılarını devam ettirecekler. Bir yanda DEAŞ, bir yanda PKK-YPG-PYD, bir yanda DHKP-C ve MLKP terör örgütleri ve koordinatörleri FETÖ’nün saldırıları; öte yandan döviz kuru ve faiz lobisi-not oyunları-ekonomik saldırılar, diğer yandan da AP’nin, AB’nin, Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi’nin köşeye sıkıştırma gayretleri. İçerideki işbirlikçileri ile 15 Nisan’a kadar ellerinden geleni artlarına koymayacaklar.
Yeni sisteme FETÖ, PKK, DHKP-C, HDP, İP, Halkevleri, MLKP ve CHP ‘hayır’ diyor. ‘Hayır’ için yan yana gelenlere bakın ona göre kararınızı verin.

Yorumlar1

  • kemal 7 yıl önce Şikayet Et
    hdp hayırcı gibi davranıyor ama EVET hdp nin çok işine geliyor, gelecekte ülkenin eyaletlere ayrılmasının alt yapısıdır ve bu Akp ye de gelecekte çok zarar verecek.. uyanın Müslüman kardeşler..
    Cevapla
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat