Kalın, gazetelerin Ankara Temsilcileri ile ayda bir geniş kapsamlı sohbet toplantıları düzenlemeyi planlıyor. Ki ilki önceki gün gerçekleşti. On the record, off the record içerikli, ufuk turu nitelikli bu tür buluşmalar, süreç okumaları bakımından hayli faydalı oluyor.

***
İbrahim Bey ile iki saati aşan toplantının ağırlık merkezinde dış politika vardı. Astana Zirvesi bağlamında Suriye'nin geleceği, El Bab Operasyonu, Münbiç, YPG, Başika... AB ile ilişkiler, Kıbrıs müzakereleri... Ayrıca, İsrail, Rusya ve Özbekistan'la normalleşme...
Sohbette iç siyasete dair önemli başlıklar da ele alındı. Tabii en merak edilen husus, anayasa değişikliği oylaması ve referandum takvimi idi. Sn. Kalın, görüşlerini paylaşmak için TBMM'den nihai kararın çıkmasını beklemeyi tercih etti. Doğru olanı da buydu. Ancak, referandum tarihi netleştiğinde Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın meydanlara çıkmasının doğal olduğunu hissettirdi. Ve "Cumhurbaşkanlığı sistemini en fazla savunan, Türkiye'nin gündemine getiren lider olması hasebiyle bu konuyu vatandaşlarımıza anlatma noktasında kendisi de bir çalışmanın içinde olacak. Yeni sistemle etkin, çift başlılığın olmadığı bir yönetim şekli hedefleniyor. Bu konu inşallah vatandaşımıza götürüldüğü zaman, büyük oranda destek verileceğini düşünüyoruz" dedi.
***
Sözcü Kalın, dün yemin ederek göreve başlayan ABD Başkanı Donald Trump döneminde Türk-ABD ilişkilerinin nasıl seyredeceğine ilişkin bir perspektif de çizdi. "Trump yönetimi ile yeni bir yol haritası hazırlayabileceğimizi düşünüyoruz" mesajı verdi. Erdoğan'la Trump'ın yüz yüze görüşmesi ihtimali için "Bir tarih yok şu anda. Ama kendilerinin yaptığı ilk telefon görüşmesinde, daha sonra bizim yaptığımız temaslarda görevi devraldıktan sonraki yakın süre içinde bir ziyaret, bir görüşme yapılması planlanıyor" dedi.
***
Söz, Obama'nın başkanlığında hayli örselenen Washington-Ankara ilişkilerinden açılınca, Başkan Trump'ın Alman Bild gazetesinde yayımlanan mülakatı bizim açımızdan daha ilgi çekici bir hal aldı. Aslında, o röportajda Trump'ın tezlerinin, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın tespit ve çözüm önerileriyle örtüşen yönlerini geçtiğimiz gün Yayın Yönetmenimiz Erdal Şafak bize hatırlatmıştı. Trump, Almanya'nın mülteci yaklaşımını eleştiriyor, Suriyelilerin güvenli insani bölgede yani kendi topraklarında yaşaması gerektiğini söylüyordu. NATO'nun eskidiğini, terörle mücadelede yetersiz kaldığını anlatıyordu. AB'yi sorguluyor, İngiltere'nin birlikten çıkan son ülke olmayacağını iddia ediyordu. Nükleer silahların sınırlandırılması karşılığında Rusya ile yeni ilişkiler kurulabileceğinden bahsediyordu. Ki bu görüşlerin ezici çoğunluğunu Cumhurbaşkanı Erdoğan, yıllardır savunuyordu.
Sn. Kalın, işaret ettiğimiz bu konular karşısında, "Benim gördüğüm, Trump yönetiminin Türkiye'nin bölgedeki hassasiyetlerini, güvenlikle ilgili endişelerini dikkate alan bir yaklaşım içinde olduğu ve bunu koruyacağı şeklinde" dedi.