Faiz her derdin ilacı değil

.

  • GİRİŞ21.02.2017 10:09
  • GÜNCELLEME21.02.2017 10:09

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın geçtiğimiz hafta gerçekleşen ve üç Körfez ülkesini (Bahreyn- Suudi Arabistan- Katar) kapsayan seyahatine ben de iştirak ettim. Dönüş yolundaki sohbette, konu ekonomiden de açıldı. Tabii ki "faiz meselesini" özel olarak konuşma imkânımız oldu. Sn. Cumhurbaşkanı'nın faiz hassasiyeti en üst düzeyde. Yani, anlık bir durumdan söz etmiyoruz. Bu nedenle, piyasalarla ilgili her gelişmeye faiz üzerinden reçete yazılmasına kesinlikle karşı. Cumhurbaşkanı'nın penceresinden görünenler, piyasa oyuncuları diye adlandırılan kesimden çok farklı. Zaten, öteden beri bu iki bakış açısı tam örtüşmedi.
Cumhurbaşkanımız dedi ki...
"Türkiye'nin sıçramaya ihtiyacı var. Ben son derece umutluyum. Niye biliyor musunuz? Çanakkale 18 Mart Köprüsü'nün ihalesini yaptık. Konsorsiyumların teklif için yarıştıklarına şahit olduk. Hani çöküyordu Türkiye ekonomisi? İhaleyi iki Koreli, iki Türk firmasından oluşan konsorsiyum kazandı. Bedeli yaklaşık 12 milyar dolar. Ekonomi çöküşte olsa, o ülkede kimse kalkıp böyle bir yatırım yapmaz. Şu anda, Boğaz'ın altından 3 katlı tünelle ilgili hazırlıklar sürüyor. Daha şimdiden, 'İhaleye girmeye hazırız' diyenler olduğunu görüyoruz. Kanal İstanbul için de teklifler şimdiden hazır!"

***
Sn. Cumhurbaşkanı'nın bu bakış açısını sabitledikten sonra gelelim, konunun Merkez Bankası boyutuna. Zira söz ne zaman "faizden" açılsa, hemen bir tartışma alevlendiriliyor. Oysa bugün "Dinamik Merkez Bankacılığı"na tanık oluyoruz. Piyasadaki bazı aktörler, bu tanımı hafife alsa da onlara uymadan süreç okumasını doğru yapmak gerekiyor. Zira "Dinamik yerine Dinamit Merkez Bankası" bekleyenler ve olayın "patlamasını" isteyen kötü niyetliler de yok değil!
Neyse... Asıl gündemimize dönelim.
Şöyle ki...
10 gün kadar önce Merkez Bankası'nın Londra'da yatırımcı toplantısı vardı. Toplantı, 150 kişi üzerinden planlanmıştı, katılım 370'i buldu. Türkiye'ye ilginin devam ettiğini göstermesi açısından önemliydi. En dikkate değer husus ise "Ankara'nın yapmak istediklerini anlamaya çalışanların sayısında ciddi artış gözlenmesi" idi.
Gelelim içeriye...
Merkez Bankası, kurdaki suni baskıyı kaldırmak ve piyasayı rahatlatmak için müthiş hamleler yapıyor. Örneğin, geride bıraktığımız hafta, reeskont kredilerinde ihracatçıların mayıs sonuna kadar olan ödemelerini belli bir kurdan ve TL yapabilme imkânı tanındı. Malum, Merkez Bankası, her gün ve her isteyene döviz satma işlemlerini durdurdu. Buna karşın son hamlesi ile önümüzdeki 3 ay boyunca piyasaya çıkabilecek 4.5 milyar dolarlık döviz talebini geri çektiği gibi, ihracatçılara ellerindeki dövizi satma fırsatı da verdi.
Bu demek oluyor ki...
Her derdin ilacı faiz değil! Hastalık neyse ona göre tedavi de mümkün.

Yorumlar12

  • Hamdi 7 yıl önce Şikayet Et
    Faiz hiçbir şeyin ilacı değil. Emekçinin emeğini kolayca ve riskiz bir biçimde sömürme sistemidir.
    Cevapla Toplam 1 beğeni
  • Ramo 7 yıl önce Şikayet Et
    Cumhurbaşkanımızın gayret ve haykırışları sonuç vermeye başladı. Merkez bankası da dahil olmak üzere her kurum ve kişi Milli olmak veya Milli davranmak zorundadır. Yeni Türkiye EVET oylarımızla kurumsallaşmalıdır.
    Cevapla Toplam 10 beğeni
  • ihaleler 7 yıl önce Şikayet Et
    devlet garantisi verilen ihaleler, her zaman ballıdır. geçmesende senin adına hazine parayı öder. köprüyü devlet yapmalı. mahmutbey'de bağlantı yolunu bile mütehai yapınca 65 kuruş öder hale geldik, birde geçelim diye yolu oraya çevirdiler. hazine garantili bakanlık yapsın bu yolları ve köprüleri. yabancı firmalara niye para verelim, çokmu zengin hazinemiz var.
    Cevapla Toplam 11 beğeni
  • hazreti ömer 7 yıl önce Şikayet Et
    Konu hakkında net bilgi sahibi olmadığınız belli diye başlayan, uygurlunun dediği gibi yol yapana diyorki hükümet sen 12 milyar yatırdın 20 senede bankada olsa paran 24 milyar olurdu 3 milyar benden 27 milyar böl 20 seneye yılda bu kadar para o kadar araba geçmezse aradaki farkı ben veririm
  • Uygurlu 7 yıl önce Şikayet Et
    Buraya devletin milyarlarca dolar para gommesi yerine orada yapilandan vergi almasi daha akil kari. Benim bir arsam olsa uzerine bina yapip sermayeyi ona yukleyecegime muteahhide veririm 20 yil bana kira odedikten sonra uzerindeki bina ile birlikte sahip olurum. 20 yil boyuncada sermayemle is kurar daha fazla para kazanirim.
    Toplam 5 beğeni
  • Rte 7 yıl önce Şikayet Et
    Konu hakkında net bilgi sahibi olmadığınız belli yap işlet ve devret yani atıyorum 20 yıl bu Konsorsiyum orayı (köprü yol vs.) işletecek sonra devlete devredecek yani devlet 5 kuruş cebinden para çıkmadan ülkeye hizmet sağlıyor lutfen bir konuyu net bilip yorum yapalım.
    Toplam 5 beğeni
  • süleyman 7 yıl önce Şikayet Et
    Siz devlet yapmalı diyorsunuz bence devlet bu tür şeyler yapmamalı ama çok iyi denetleme yapmalı hesap sorabilmeli
    Toplam 6 beğeni
  • Zekeriya 7 yıl önce Şikayet Et
    Ihracatciya kuru sabitlemek çok yerinde bir çözüm. Her zaman ama herzaman uygulamalı.
    Cevapla Toplam 7 beğeni
  • Silver 7 yıl önce Şikayet Et
    Kader Gayrete Ašikimiš....Gayretleriniz icin ne mutlu Bu Milletimize
    Cevapla Toplam 6 beğeni
Daha fazla yorum görüntüle
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat