Hiçbir şey eskisi gibi olmadı

.

  • GİRİŞ12.08.2017 09:47
  • GÜNCELLEME12.08.2017 09:47

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın, genel başkanlığa dönüşünün hem ülke hem parti hem de kendisi açısından çok yararlı olacağını savunmuştuk.

Erdoğan'ın, temmuzda AK Parti Grup Toplantısı'nda öncü sinyallerini verdiği, son Karadeniz programında ise iyice belirginleştirdiği mesajları, Cumhurbaşkanı ile AK Parti arasında doğrudan bağ kurulmasının ne kadar gerekli ve önemli olduğunu teyit etti. Unutulmasın ki Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin, pek çok hükmü, 2019'dan itibaren yürürlüğe girerken "Partili Cumhurbaşkanlığı" düzenlemesi referandumla eşanlı olarak uygulamaya girdi. Bu kritik öncelik bile Erdoğan'ın, siyaset yapma biçimi açısından derslerle dolu. Zira Erdoğan, iktidara gelme yolunun parti ve teşki- lat olduğunu, milletle bütünleşen partinin ise ilelebet ayakta kalacağını çok iyi biliyor ve her fırsatta vurguluyor. Makamların, makam araçları rüzgârının, Ankara'dan güç devşirme oyunlarının günü kurtarmaya yetse bile uzun ömürlü iktidar hedefi için yeterli olmayacağını da en iyi Erdoğan görüyor. Zaten Sn. Cumhurbaşkanı'nın, bıraktığı parti ile bulduğu parti, hayal ettiği teşkilat ile karşılaştığı teşkilat arasındaki fark, sorunun kaynağına da çözüm noktasına da işaret ediyor.
Erdoğan, bundan üç yıl önce doğrudan milletin oyları ile Cumhurbaşkanı seçildiğinde, AK Parti'yi "evladı" olarak gördüğünü söylemişti. Ama "baba tam manasıyla başta olmayınca" siyasi evlatlar AK Parti'de yeni kadrolar oluşturmaya, yeni merkezler inşa etmeye yöneldiler. Hatta işi, "Cumhurbaşkanımız başımızda büyük ağabey gibi dursun ama fazla karışmasın! İhtiyaç olunca biz O'na danışalım" noktasına kadar götürdüler. AK Parti'deki bu eksen kayması, zamanla parti grubuna ve teşkilatlara kadar yansıdı. Cumhurbaşkanı parti grup toplantılarından, genel merkez yönetiminden uzaklaştıkça, boşluğu dolduran unsurlar AK Parti'nin mirasyedisi gibi davranmaya başladılar.

***
Tarihi süreçten dersler çıkararak devam edecek olursak...

Sn. Cumhurbaşkanı geçtiğimiz ayki grup toplantısında, bazı teşkilatlar ve yerel yönetimler için "Biz uyarmadan kendileri gereğini yapsınlar" dedi. Ardından Rize, Trabzon ve Giresun açıklamaları geldi... "Koltuklara getireceğimiz arkadaşların isimleri değil o isimlerin halkla iletişimidir aslolan" diye konuştu. "Ben belediye başkanıyım, ben bakanım havasından geçilmiyorsa yandık" dedi. Gönül kazanmanın öneminden söz etti, tevazuyu hatırlattı. "15 yıl, 20 yıl öncesinin siyaset baronlarının tarzıyla AK Parti'de etkinlik kurmaya kalkan herkes karşısında bu kardeşinizi bulur!" uyarısını yaptı.
Ve en önemlisi... "Vefa" dünyasını açtı. "İhanet etmedikten sonra biz onları kapıda bırakmayız" sözleri ile 2019'daki yüzde 50+1'i pekiştirecek şekilde AK Parti içi büyük kucaklaşmanın yol haritasını da çizdi.
14 Ağustos Pazartesi günü, AK Parti'nin 16. kuruluş yıl dönümü. Parti kurulurken Erdoğan, "Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak" demişti. Öyle de oldu. Bundan sonra mühim olan dünün eşsiz birikimi ve özgüveni ile yarına bakabilmek. AK Parti'nin gündemi, devletin dinamikleri, kurucu lideri ve değerleri ile hesaplaşma değil, devletin millet eliyle yönetilmesi ilkesini ebed müddet yaşatabilmektir.

Sabah

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat