Yüzde 50+1’in ciddiyeti

.

  • GİRİŞ21.10.2017 10:26
  • GÜNCELLEME21.10.2017 10:26

AK Parti içindeki bir grubun Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ni, özellikle "yüzde 50+1'in!" ciddiyetini ya yeterince anlamadığı ya da anlamak istemediği görülüyor.
Gayet iyi biliyoruz ki 16 Nisan Referandumu'nda halkın onayından geçen anayasa metni, Türkiye'nin yönetsel yeniden yapılanma idealini birebir karşılamıyor, sadece geleceğe yönelik bir adım niteliği taşıyor. Anayasa paketinin kabulü, "Nasıl olsa 'Reis' var. Seçim günü yaklaşınca O, bir şekilde sahaya ağırlığı koyar, biz de yolumuza devam ederiz" kolaycılığını izah etmiyor. Cumhurbaşkanı, seçim kazanmanın resmi çıtasının nasıl yükseldiğini bugünden gördüğü için "erken uyarı sinyalleri" gönderiyor ve tedbir alıyor. Zira seçmenin oyu kimsenin cebinde yani garanti değil.
Yerel iktidarını müdafaa ve muhafaza için gayret gösterenlerin, 2019'u hesaba katarak daha kapsamlı durum değerlendirmesi yapması gerekiyor. Üç seçimli denklemin bir aşamasındaki aksamanın, tüm sonucu sarsacağı, kendisini siyasi marka veya güçlü aktör zannedenlerin istikbalini de kökten etkileyeceği 2017'nin sonbaharından bile görülüyor.

***
Geriye dönüp bakıldığında, Cumhurbaşkanlığı seçiminin neden iki turlu tasarlandığını daha iyi analiz etme ihtiyacı dahi doğuyor. Yarışa giren adaylardan en çok oyu alan ismin Cumhurbaşkanı seçilmesi de mümkünken, yüzde 50+1'in motivasyonu ile Erdoğan'a karşı her türlü planlamayı barındıran koalisyon oluşturulmasını teşvik etmek, AK Parti'nin iç dinamiklerine oynamak, AK Parti dışında kalan isimleri karşı cephede konuşlanmaya çağırmak da neyin nesi acaba?
Belki de vakit geçirmeden, kimin kimle ittifaka gireceğini şimdiden bilmek lazım. Meselenin, muhalif grupların tek potada eritilmesinin veya sosyal medya yönlendirmesinin çok ötesine geçtiği, ana akım siyasetle ve ülkenin istikrarlı geleceği ile bağlantılı olduğu çok açık.
***
Halihazırda AK Parti sınırlarında il-ilçe başkanları ve belediye başkanları ekseninde ilerleyen değişim sürecinin, yüzde 50+1 barajını aşma çabasından kaynakladığı da düşünülebilir. Yüzde 50+1 "ya istikrar ya da belirsizlik" denilecek kadar kritik bir eşiktir. AK Parti için bu oy oranı her zaman erişilebilir oldu. Lakin birbirine endeksli üç seçimin getirdiği baskı, işi bugünden sıkı tutmayı gerekli kılıyor.
Siz, kendi içinizde değişimi ve yenilenmeyi başlatıp, seçmene "Senin mesajını vakitlice aldım ve bu yönde adımlar attım" demezseniz, 2019'a hazırlıklı giremezsiniz. Sürpriz sonuçlarla karşılaşılması halinde mazeret üretenleri, "ben söylemiştim" klişesine sarılanları, lidere varıncaya kadar suçlamalar yöneltenleri bizler tanıyoruz. O nedenle kadro yenilenmesine zihniyet yenilenmesinin eklenmesi zorunlu görünüyor ve konunun kişilere, ilişkilerine, imajlarına indirgenmeden çözüme kavuşturulması önemseniyor.

Sabah

Yorumlar2

  • Niyazi 6 yıl önce Şikayet Et
    Bir yorgunluk var. Değişim bile yetmeyebilir. Oha ile seçime girilirken partiyi Reis bile kurtaramayabilir.
    Cevapla
  • asımın nesli 6 yıl önce Şikayet Et
    "gelen gideni aratır" kuralı unutulmamalı. ak parti demek erdoğan demek diğerleri hiç.. sandıkta kovduklarımızı atamayla, getirmemeli. geçmişte bu işin çilesini çekenleri görmemezlikten gelip menfaat şebekeleriyle flört yapmamalı. "bal eski petekten yenilirmiş." bu menfaat çevreleri öbür patileri gibi bunu da bitirir. %70 den %80 olması gerekirken %51 inmek sakın haaaaa demek. sandığa gömülme hatalarını yapma demek. memnuniyetsizlik demek. inşallah dikkat edilir. .reisi memleketin son şansı bu şansını iyi kullanmalı, kadrolaşma hatalarından vaz geçmeli. kendine oy verdiği bile şüpheli kişileri başımıza bakan vs. yapmamalı.
    Cevapla Toplam 5 beğeni
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat