Gezi ruhu diye diye katillere davetiye çıkaranlar

Gezi ruhu diye diye, şiddeti meşrulaştırdılar.

  • GİRİŞ02.04.2015 09:36
  • GÜNCELLEME02.04.2015 09:36

Gezi ruhu dediler, yeni bir sosyoloji dediler, Alevi gençleri sokaklara döktüler.. Adliye basılmış, kimbilir hangi zor koşullarda okuyarak savcı olmuş bir halk çocuğu, Mehmet Selim Kiraz, alçakça öldürülmüş. İçimiz kan ağlıyor.

Ama birileri utanmadan, hala kutuplaşmadan söz edebiliyor..

Gezi’ye çıkmadı ve desteklemedi diye, Kürt hareketine öfkeli eleştiriler yönetenler, burada umut kalmayınca, bu defa Alevi yurttaşlarımızı hedefe koyan kanlı bir planı harekete geçirdiler.

Adliye baskını bu karanlık planın bir parçasıdır.

Amaç Alevi kardeşlerimizi kanlı bir oyunun içine çekmektir.

Türkiye’nin terörle mücadelesi, yeniden düşünülmelidir. Meselenin sadece istihbarat önlemleri ve paylaşımından ibaret olmayan bir yanı var.

Türkiye bir NATO üyesi ve AB’yle müzakere yürüten bir ülke olmasına rağmen, terörle mücadelesinde bugün yalnız bir ülkedir.

Burada cinayet işleyenler, yıllarca AB üyesi ülkelerde saklanabiliyor, iade edilmiyor ve Yunanistan başta olmak üzere, Türkiye’deki terörist eylemler dışarıda planlanıp hayata geçiriliyor.

Yunanistan’ın içini karıştırmak isteyen terörist bir grubun, Türkiye’de üslendiğini düşünün, yer yerinden oynardı.

Şu gerçeğin altını çizelim: Terörle mücadeleyi, devlet ancak halkla beraber çözüme kavuşturabilir.

Mehmet Selim Kiraz’ın öldürülmesiyle, Hrant Dink’in öldürülmesi arasında hiçbir fark yoktur. Tetiği çekenlerin ideolojik saplantıları farklı olsa da, amaç bir ve aynıdır.

Şu soruyu sormak gerekir, Hrant Dink’in cenazesine 200 bin insan katıldı. Peki aynı kitlesel halk katılımı bu cenazede neden yok?

Olmamalı mı?

Elbette olmalı.

Teröre başvuranlara, terörü kendi siyasi amaçları için kullananlara cevabı halk vermedikçe, terör bu ülkede bitmez.

İspanya’da, Bask’ta ve daha bir çok ülkede, terör eylemleri bittiyse, bu her şeyden önce, İspanya halkının yüz binlercesinin, hatta milyonlarcasının sokaklara dökülüp terörü lanetlemesiyle mümkün olmuştur.

Kırk yıldır kan akıyor bu ülkede, ama bu kanı akıtanlara,  halkın güçlü bir cevabı maalesef olamadı.

PKK savaşı durdurdu ya, Gezi saman alevi gibi parlayıp söndü ya, öfkeden kuduruyorlar..

Yetti mi acaba, kendi huzurlu köşelerinde viskilerini yudumlayıp, roman yazarken, Gezi’ye katılan gençlere barikat kurup savaşmalarını isteyen, yetmiş yaşındaki merhametsizlere Siirtli Mehmet Selim Kiraz’ın akan kanı yetti mi acaba?

Gezi’deki gençlere seslenip, ‘Hadi devrimin ilk şehidi olmak için sokaklara!’  Diye yazı yazanlara sormak lazım şimdi:

- Devrimin ilk şehidi, tanımadığı bilmediği bir insanı acımasızca öldürenler midir acaba, devrim şehitleriniz bunlar mı sizin?

Gezi’ye methiye dizen, yeni bir sosyoloji olarak selamlayan akademisyen unvanlı hanımlara beylere de sormak lazım şimdi:

Bu mu yeni sosyolojiniz?

Mehmet Selim Kiraz’ı öldürenleri, genç yaşta katile dönüşenleri sizin bu yeni dediğiniz sosyoloji mi üretiyor?

Türkiye, şiddeti övmenin, şiddet gruplarına başta medya içinde olmak  üzere, sivil araçlarla alan açmanın , şiddete tolerans tanımanın suç sayılmadığı ender ülkelerden biridir.

yazının devamı için tıklayınız

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat