Platonik bir aşktı bitti, öze dönüyoruz!

  • GİRİŞ29.03.2017 09:40
  • GÜNCELLEME30.03.2017 07:15

Türkiye’nin son 50 yılında Batı’nın insafına mahkûm olmuş bir dış politikası vardı. Avrupa bizi platonik bir aşkla uzun bir yola çıkarmıştı. Ne derlerse kabul ettirebilecekleri kukla Türkiye hayal ettiler. Başaramayınca baskı ve tehditlerle istediklerini yaptırmaya çalıştılar.

Hiçbir şey elde edemeden boşa geçen koca 50 yıl.

Ak Parti’nin ilk döneminde bu ilişki karşılıklı iyi niyet gösterileriyle “hadi bir daha deneyelim” noktasına gelmişti.

Birkaç yıl devam etti.

Son dönem ise gerginlik adeta zirve yaptı.

Bunun üç önemli sebebi var;

Batı’nın verdiği hiçbir sözü tutmamasıdır.

Avrupa’nın her seferinde iki yüzlü davranmasıdır.

Batı’da yeniden yükselişe geçen ırkçılık hareketleri ve İslam düşmanlığıdır.

15 Temmuz ilişkilerin yeniden gözden geçirilmesi için önemli bir kırılma noktasıdır.

Oyunu ve ihaneti çok net gördük.

Yerli işbirlikçileriyle Türkiye’de büyük bir operasyona kalkışan ABD ve Batı ülkelerine suçüstü yaptık.

Türkiye’deki hainleri ile darbeyi bizzat planlayanlar oldukları gerçeğiyle yüzleştik.

Amerika, Almanya, Hollanda, İngiltere, Fransa, Yunanistan vs.

Hangisi baş aktör artık siz karar verin.

Bu hain kalkışmanın senaryo olduğunu iddia edenlerin hatırlarsınız.

Suçluluklarından günlerce suskun kalan, bir geçmiş olsun mesajını bile veremeyen liderleri unutmak mümkün mü?

Yurt dışına kaçan hainleri himaye için sıraya giren ülkeler adeta ‘patron benim’ diye haykırıyor.

AÇIKÇA TÜRKİYE DÜŞMANLIĞI YAPIYORLAR

Bu ikiyüzlü düşmanca tavrı referandum sürecinde de yaşıyoruz;

Ak Partililere, MHP’lilere ve diğer Evet’i destekleyenlere yasak koyan Avrupa ülkeleri, CHP, HDP, PKK ve FETÖ’nün ülkelerinde Hayır kampanyası yapmasına hem izin hem destek veriyor.

Referandum için Avrupa’ya gidip gurbetçi vatandaşlarımızla buluşmak isteyen bakanlarımızın programları iptal ediliyor. Bakanımız sınırdışı ediliyor. Cumhurbaşkanımıza “buraya gelme mesajı” veriliyor. Bunlar diplomaside asla kabul edilebilecek şeyler değildir.

Üstelik NATO’da müttefik olduğumuz ülkeler bunu yapıyor.

Diğer taraftan Hayır propagandası için Almanya’ya Hollanda’ya giden siyasiler farklı karşılanıyor. Devlet televizyonlarında yayınlara çıkarılıyor.

Terör örgütü PKK hayır gösterileri düzenliyor. Türkiye ve Müslüman karşıtı eylemler yapılıyor.

Türklere Müslümanlara saldırılıyor. İbadethanelere operasyon yapılıyor.

Türk firmalarına yasaklar, ambargolar da cabası…

Yakışanı yapıyorlar. Bildiğiniz Batı zihniyeti, Nazi anlayışı…

TÜRKİYE OYUNLARINI BOZDU

Sebep;

Bize dünyayı dar etme hayalleri kuran küresel zorbalar gizli planlarını deşifre ettiğimiz için hırslılar.

İsrail ve Batı’nın yaklaşık çeyrek asırdır yürüttükleri Orta Doğu’yu yeniden dizayn planı tutmadı. Türkiye oyunlarını bozdu.

Dünyanın dört bir yanına kardeşlik köprüleriyle bağlanan Türkiye’nin hamleleri sömürgeci Batı’yı fena halde öfkelendiriyor.

Küresel zorbalar, Türkiye’nin ve liderinin dünyanın dört bir yanındaki mazlum coğrafyalarda gönüllerde yer etmesini hazmedemiyor.

Tekrar Anadolu sınırlarımıza çekilip oraya hapsolmamız için sataşıp duruyorlar.

Türkiye çok önemli bir ray değişikliğine hazırlanıyor. Pek çoğumuzun hissettiği bu.

TÜRKİYE RAY DEĞİŞİKLİĞİNE HAZIRLANIYOR SİNYALİ

Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın geçen hafta katıldığı bir televizyon yayınında "16 Nisan'dan sonra çok sürprizlerle karşılaşabilirsiniz. Ekonomik olarak ilişkilerimiz devam eder ancak, siyasi olarak durumu yeniden gözden geçirmemiz gerekebilir." diye bir mesaj verdi.

Ben bu mesajın çok önemli olduğunu düşünüyorum.

16 NİSAN SADECE BİR REFERANDUM DEĞİL

16 Nisan bu sebeple de çok önemli bir tarih. Yönetim sistemimizi belirlemek için sandığa gidip oy kullanacağız. Kendi ayakları üzerinde geleceğe yürüyecek Türkiye için karar verilecek.

Batı'nın son umudu kaldı. 'Hayır' çıkarıp prangalarımızdan kurtulmamamız.

ARTIK KİMSE ESKİ TÜRKİYE GÖRÜNTÜSÜNÜ BEKLEMESİN

Ülkemiz için durum net;

Türkiye’nin bundan sonra siyasi olarak her şeyiyle bağlandığı bir uluslararası ilişkisi olmayacak. “Yalnızlaşıyoruz” olarak algılanmasın. Türkiye güçleniyor.

İttifaklarımız sadece kazan kazan denklemine göre olacak. Diplomasimiz bu prensiple işleyecek.

Siyasi, ekonomik ve savunma konusunda tam bağımsız olma kararlılığımız var.

Bilim ve teknolojide önemli adımlar atılıyor. Kendi teknoloji ve alt yapılarımızı oluşturacağız.

Savunma sanayiinde kendi öz kaynaklarımıza yönelmemiz kaçınılmaz. Kendi silahlarımızı kendimiz üretmek durumundayız.

Almanya ile son zamanlarda yaşanan gerilim sonrası medyaya düşen haberi görmüşsünüzdür;

Alman hükümeti, savunma sanayi şirketleri Rheinmetall'in Türkiye'ye tank savunma sistemleri satmasını engellediğini öğreniyoruz.

Hatırlatalım;

Biliyorsunuz Türk ordusu Alman Leopard tanklarını da kullanıyor. Fırat Kalkanı Operasyonu sırasında zarar gören 10 civarında tankımızın ihtiyaçlarını tedarik etmek istedik.

Alman hükümetinden parçaların satışına izin çıkmadı.

Hava savunma sistemi satışında da tavır aynıydı.

NATO üyesi ülkeler, teknoloji paylaşımı noktasında Türkiye’ye ‘kapalıyız’ denmişti.

Bu demek oluyor ki Altay tanklarının orduya kazandırmamıza hız vermek gerekiyor.

Diğer silahlarımızın ve uzun menzilli füzelerimizin yerli üretimi noktasında da aynı şeyler geçerli.

Öte yandan dışarıya olan enerji bağımlılığımızı en aza indirmeliyiz. Nükleer santrallerimizin bir an önce devreye alınması şart.

En önemli mesele içerideki istikrar ortamına gözümüz gibi bakmalıyız.

Türkiye’nin alacağı kritik kararlardan sonra daha çok üzerimize gelecekleri muhakkak...

TÜRKİYE TÜRKİYE’DEN İBARET DEĞİL, ÖZÜMÜZE DÖNÜYORUZ

Kendi gönül coğrafyamıza yöneliyoruz. Soy ve din bağımız olan güvenebileceğimiz ülkelerle sağlam ilişkiler, işbirlikleri kurabiliriz.

Gezi olaylarından hemen sonra Balkanlar’daki 5 ülkeyi kapsayan bir geziyi takip etmiştim. Her gittiğimiz ülke de Gezi olayları ile ilgili duydukları endişe ve kaygıyı ifade ediyorlardı. “Bu olayları çıkaranlar kendilerini düşünmüyorlar, bizi de mi düşünmüyorlar” deyip gözyaşı döktüklerine bizzat şahit oldum.

15 Temmuz ihanetini kısa bir süre önce yaşamıştık ki; Türk dünyası ülkelerinin müftüleri ile bir açılışta sohbet etme imkanı bulmuştuk. 15 Temmuz gecesinde yaşadığımız ızdırabı bizzat kardeş coğrafyalarda bizzat yaşayanlar hatta ilk uçakla İstanbul’a, Ankara’ya gelip demokrasi nöbetlerine katılan müftüler, kardeşlerimiz vardı.

Türkiye sadece Türkiye’den ibaret değil. Türkiye’yi 783 bin kilometre karelik bir toprak bütünlüğünden ibaret görmemek lazım. Türkiye’nin coğrafi büyüklüğünden katbekat daha büyük manevi ağırlığı var.

Türk-İslam medeniyetinin temsilcisiyiz. 3 kıtadan 7 denize uzanan bir mazimiz var.

Tam 6 asır İslamiyetin bayraktarlığını yapmışız. 4 asırdan fazla hilafet makamını temsil etmişiz. Dünyanın dört bir yanında medeniyetimizden izler bırakmışız.

Din kardeşlerimize gideceğiz: Dünyanın dört bir yanında din kardeşlerimiz var onlara ulaşıyoruz, ulaşacağız

Soy kardeşlerimize gideceğiz: Dünyanın her bir tarafında soyumuzdan ve ırkımızdan kardeşlerimiz var onlara gitmişiz.

İnsanlığa gideceğiz: Dinimizden ya da ırkımızdan olmayan mazlum coğrafyalar var oralara gideceğiz. Gönüllere gireceğiz.

TİKA, Kızılay, Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı, Yunus Emre Enstitüsü, Türkiye Maarif Vakfı, sivil toplum ve yardım kuruluşlarımızla insanlığa hizmet edeceğiz. İyi ilişkiler kuracağız.

Afrika’da işimiz ne, Suriye’ye niye girdik, Almanya’ya Hollanda’ya niye gidiyoruz diyenlere inat…

Ecdadın inancını, adaletini ve hoşgörüsünü taşıdığı her yere gideceğiz.

Çınarın gölgesinin bir kez düştüğü topraklarda hakkımız, ecdadımızın atının toynaklarının ezdiği toprakların üzerimizde hakkı var diyerek gideceğiz.

Onun için durmaya vakit yok.

 

Osman Ateşli – Haber7

Osman.atesli@haber7.com

Twitter: @oatesli

Yorumlar2

  • Hamasetin dibi 7 yıl önce Şikayet Et
    Platonik aşk bitti mi gerçekten? Hollanda meselesinden birkaç gün önce Bakan A. Çağatay Kılıç, "AB ile bir tülü sonuçlanmayan aşkımız var" demişti hasret ve özlemle. Gerçekten AB üyeliğinden vaz geçilebilecek mi? Hiç zannetmiyorum. 16 Nisan'da Evet çıkarsa derhal AB ile ilişkilerin düzeltilmesine çalışılacaktır. Nitekim İsrail ile bile düzeltildikten sonra:((
    Cevapla
  • urfalı 7 yıl önce Şikayet Et
    yani diyorsunki evet eevet evetttttt
    Cevapla Toplam 2 beğeni
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat