Afrin’den sonra sıra orada!

  • GİRİŞ09.03.2018 08:04
  • GÜNCELLEME10.03.2018 08:49

Türkiye Cumhuriyeti Devleti, sınırlarının içinde olduğu gibi, sınırlarının dışında da terör oluşumlarının belini kırmaya, tepelerine balyoz gibi inmeye devam ediyor, devam edecek.

Önce ülkemizin geleceğine kasteden hainleri sınırlarımız içinde açtıkları çukurlara gömdük. Sonra Fırat Kalkanı Harekatı ile sınırın ötesine geçtik.

 

 

Azez, Cerablus ve El Bab gibi kritik noktalar DEAŞ’lı teröristlerden temizlenmişti. Mehmetçik ve ÖSO, bugün aynı şeyi Zeytin Dalı Harekatı ile Afrin'de YPG/PYD'ye karşı yapıyor. Sınırımızın hemen dibindeki Afrin’deki terör yuvaları yerle bir ediliyor. Şehrin teröristlerden temizlenmesi oldukça yakın… DEAŞ gibi terör örgütü PKK’nın Suriye uzantısı PYD/YPG’yi de sınırımızdan süpürüyoruz.

Türkiye sonuna kadar gitmeye kararlı. Afrin’den sonraki hedefleri bile şimdiden konuşmaya başladık. Mayıs ayına kadar Afrin’e yönelik yapılan Zeytin Dalı Harekatı’nın bitmesi öngörülüyor. Arkasından Irak sınırımızda yuvalanan terör örgütü hedefleri sırada olacak. PKK terörünün kalbi sayılan Kandil Dağı’na girilecek.

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, dün Viyana’da bu kritik kararı resmen açıkladı. Terör örgütü PKK'ya yönelik Irak hükümeti ile ortak bir sınır ötesi operasyon düzenleyeceğini duyurdu. Çavuşoğlu, tarih olarak da Irak'ta 12 Mayıs'ta gerçekleşecek seçimlerin sonrasını işaret etti. Irak Başbakanı Haydar el-İbadi ile ortak operasyon konusunda tam mutabakat sağlandığını da aktardı.

Suriye’de partner Özgür Suriye Ordusu idi. Kandil’e yönelik harekatta Irak Ordusu olacak. Dolaylı olarak belki İran askerleri de...

Peki bu aşamaya nasıl gelindi?

Ortak operasyon meselesi, Bağdat ile ilk olarak Kuzey Irak yönetiminin bağımsızlık referandumu sonrası Türkiye tarafından masaya getirildi. Başlarda Irak merkezi hükümeti bu teklife çok sıcak bakmıyordu. Hatta sınırımızın dışındaki terör unsurlarına yönelik yapacağımız her hangi bir müdahaleyi 'topraklarına saldırı' olarak sayacak katıydılar. Sonunda Türkiye'nin önerdiği teklifte görüş birliğine varıldı. Bunda Türkiye’nin yürüttüğü ikna edici diplomasi ile Türk Ordusu’nun gücü ve sahada kazandığı başarılarının payı büyük.

Türkiye, meselesinin terör örgütleriyle olduğunu, Fırat Kalkanı Harekatı’ndan sonra Zeytin Dalı Harekatı’yla da komşumuz olan ülkeler dahil tüm dünyaya gösterdi. At izinin iti izine karıştığı, hainlerle masumların iç içe girdiği bir coğrafyada neredeyse tek bir sivilin bile burnunu kanatmadan bir operasyon yürütmek imkan dahilinde değil. Mehmetçik bunu başarıyor. Öldürmek için değil yaşatmak için sınırlarının dışına çıktığını dost düşman herkese gösteriyor. Bütün dünya da bunu gıptayla izliyor. Bunu elbette Irak hükümeti de görüyor. Türkiye’ye ve Türk askerine büyük teveccüh ve güven duyuluyor. Bu da önemli sonuçlar veriyor.

Türkiye başarılı geçen sınır ötesi harekatlardan ciddi özgüven kazandı. Çavuşuğlu’nun “Afrin harekatı bitmese de iki operasyonu aynı anda yürütecek kapasitemiz var” sözü yakalanan bu özgüveni çok net ifade ediyor.

Irak'la ortak harekata dönelim;

Körfez Savaşı’ndan beri kanlı bir savaşa ev sahipliği yapan Irak, artık topraklarına yerleşen tüm terör unsurlarından kurtulmak istiyor. Bu konuda menfaat beklemeksizin yardım edecek tek ülkenin Türkiye olduğunu iyi biliyorlar. Türkiye’nin ne yüz binlerce sivilin kanına giren işgalci ABD, ne de yayılmacı İran’la aynı olmadığının farkındalar. Türkiye’nin işgal için sınırlarının dışına çıkmadığını en iyi bilenlerden biri Irak. Bunu Suriye’de yapılan operasyonlarda da çok net bir şekilde görüyorlar.

Bu sebeplerle de kapılar açılıyor. 

Türkiye'nin derdi terör belasını bitirmek. Sınırlarımızı koruma ve bekamıza yönelik tehditleri bertaraf etme konusunda hiçbir zaman olmadığımız kadar kararlıyız. Terör örgütü PKK’nın Suriye sınırımızdan sonra Irak sınırımızdan da temizlenmesi son derece mühim… Kandil de örgütün kalbi. O kalbin yerinden sökülmesi şart. Görev zorlu...

Zorluk derecesine göre, Kandil Harekatı bugüne kadar yürütülen operasyonların en zoru olacak.

Örgütün 1998’de yerleştiği Kandil Dağı sarp ve dağlık bir bölge… Türkiye sınırının yaklaşık 200-300 kilometre güneyine inmemiz gerekecek. Yaklaşık 2-3 bin kilometrekareyi bulabilecek bir operasyon alanının taranması gibi bir tablo karşımızda. Ona göre de hazırlık şart.

Metina,  Gare dağları, Zagroslar, Hakurk, Zap, Haftanin, Avaşin, Basyan… Bu bölgeye uzun bir süredir TSK unsurlarınca hava harekâtları yapılıyor. Türk jetleri için günübirlik ziyaret mesafesinde olsa da kara harekatı için oldukça zorlu bir coğrafya. Terör örgütü, yıllardır buraları üs olarak kullanıyor.

Bir de atlanmaması gereken İran faktörü var;

Kandil Dağı’nın zirvesi ve batı etekleri Irak sınırlarının içinde. Dağın doğudaki etekleri ise İran'ın içinde kalıyor. Türkiye-Irak işbirliği ile yapılması planlanan Kandil Harekatı’nın başarıya ulaşması İran’ın da sürece dahil edilmesine bağlı.

Kandil’e yönelik bir operasyona İran destek verir mi?

Türkiye ve Irak’ın bu konuda ikna kabiliyeti ve İran'ı da yakından ilgilendiren makul gerekçeleri var.

Yeni görev Irak'ın da tüm terör örgütlerinden temizlenmesi görünse de daha da ötesi var. Türkiye, güneyindeki terör tehdidine son verirken bölge ülkeleri ve halklarıyla tarihi bir işbirliğinin de kapılarını aralayabilir.

"2018 baharında güzel gelişmelerin olabileceği" uzun bir süredir yazılıp çiziliyordu.

Bu gelişme; Azez, Cerablus, El Bab ve Afrin’den sonra Kandil’in de teröristlerin başına yıkılması olabilir.

Türkiye bu güce fazlasıyla sahip.

İyi niyetli ve doğru aktörlerle yapılacak el birliğinin de katkısı yadsınamaz.

Terörün 'Kandil'inin de sönmesi yakındır inşaallah!

 

Osman Ateşli - Haber7

E-posta: osman.atesli@haber7.com

Twitter: @oatesli

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat