AB normları kadına şiddeti önler mi?

  • GİRİŞ08.03.2012 09:29
  • GÜNCELLEME08.03.2012 09:29

AB’ye uyum çerçevesinde bugüne kadar çok sayıda yasa çıktı. Çıkmaya da devam edecek gibi görünüyor. Bu yasaların getirilişinde çoğu kez toplumumuzun inanç yapısı ve kültürel değerleri göz ardı edilmekte olduğundan yasalarda amaçlananların tam aksi sonuçlar elde edilebiliyor.

Buyurun bir örnek. Uyuşturucuda denetimli serbestlik adına AB’den devşirilip getirilen yasalar sayesinde reşit olan birisi kendi arzu, isteği ve işbirliği yoksa tedavi edilemiyor. Satıcı çok miktarda uyuşturucuyla yakalandığında “içiciyim dedi kurtuldu” diye darbı mesel bile oldu.

Anne baba iseniz -Allah göstermesin birilerince uyuşturucuya bağımlı hale getirilen çocuğunuz reşit durumda ise ve sizinle işbirliği yapmazsa elinizden gelen bir şey yok. Adı üzerinde; “madde bağımlısı” olan birisi de çoğunlukla bu işten kurtulabilmek için fazlaca irade gösteremeyeceğinden çoğunlukla büyük bir girdaba sürükleniyor. Eğer amaçlanan Türkiye’yi Hollanda gibi belli semtlerinde serbestçe uyuşturucu satıldığı bir yer yapmak değilse yetkililerin AB normlarını esas alırken bunlara dikkat etmeleri gerekiyor. Niye mi? İşte sonuçlar ortada:

“İstanbul başta olmak üzere büyük şehirlerde, uyuşturucudan hakim karşısına çıkıp 'denetimli serbestlik' kapsamına alınan dosya sayısı 5 yılda 15 binden 130 bine yükseldi.”

Bunlar sadece dosyaya girenler. Yani dosyaya girmeyen çoğunluğu siz düşünün. Kısaca söylemek gerekirse uyuşturucu işinde AB normlarına uymanın faturası epeyce ağır olmuş.

Bugünlerde benzer şekilde kadına şiddeti önleme adına AB normlarını esas alacak şekilde bir takım yasalar hazırlanmaya çalışılıyor.

Yasa mevcut haliyle bizim aile yapımızla ve inanç/kültürel değerlerimizle hiç uyuşmamaktadır. Bilimsel ön hazırlıklar ve araştırmalar yapılmadan, sonuçları irdelenmeden gerçekleştirilecek bu yasa uyuşturucu konusunda olduğu gibi toplumda benzer şekilde menfi sonuçlar doğuracaktır.

Yeni yasanın aile yapımızı zedeleyerek, boşanan aile sayısında patlamaya yol açması yanında amaçlananın tam aksine kadına şiddeti arttıracağı kanaatindeyim. Bunun ayrıntılarını örnekleriyle birlikte hem sayın Sema Maraşlı hem de Yrd Doç Dr. A. Muhsin Yılmazçoban yazılarında gayet güzel dile getirmekteler. Onların fikirlerine buradan katılmakla beraber özellikle sayın Yılmazçoban’ın önerdiği ev kadınlığının meslek olarak kabulü ve maaş konusuna temas etmekte yarar var.

Açıkçası bugünkü şiddete varan aile kavgalarının en önemli sebebi ailelerdeki geçim sıkıntısıdır. Büyüme formülünü eleştirirken ifade ettiğimiz gibi ev hanımının ekonomiye katkısı göz ardı edilmektedir. BDPS nedeniyle ödenemeyecek kredi borçlarının tavana vurduğu toplumumuzda intiharlara varan süreçleri ve bunların aile yapısı üzerindeki yıkıcı etkilerini yetkililerimizin iyi tahlil etmesi gerekiyor.

Eğer kadınlara şiddete karşı kadınlarımıza önemli destek sağlanması isteniyorsa başta ev hanımlarına en az asgari ücretli kadar maaş sağlayarak onlara büyük bir iyilik yapılacaktır.

Diğer taraftan en büyük iyilik ise toplumdaki eğitim seviyelerini arttırmak suretiyle yapılacaktır. Bunun ne kadar yapıldığının göstergesi ise öğretmenlere reva görülen muameleden geçmektedir. Geçtiğimiz yıllara bakıldığında yüz binlerce öğretmenin atanmadığını görmekteyiz. Nüfusun önemli kısmı 24 yaşın altındaki henüz genç durumdaki toplumumuz eğitime bu kadar acil şekilde muhtaçken öğretmenlerini atamayacak kadar zengin bir ülke miyiz acaba?

Umarız milletvekilleri bu tasarının eleştirildiği şekliyle yasalaşmaması konusunda sağduyuyla davranır ve sorumluluklarını yerine getirirler. Aksi halde uyuşturucu patlamasında olduğu gibi yıkılan ailelerin vebalini omuzlarında taşıyacaklardır.

Prof. Dr. B. Gültekin Çetiner / Haber 7
http://www.drcetiner.org
twitter.com/drcetiner

Yorumlar5

  • Sultan-ı Yegah 12 yıl önce Şikayet Et
    Noter Tasdikli... Bu yasa ölüm tehlikesinden kurtarmaz, daha beter ölüm tehlikesine maruz bırakır.. Bunu algılayamayacak olanlara zaten ne desen boş.. Bekleyip de görsünler ne olacağını.. Ha buyrun dünyada kadına fiziksel şiddetin uygulanma istatistiklerini inceleyin.. AB ortalaması mı yüksek, Türkiye mi.. Şaşıracaksınız..
    Cevapla
  • noter tasdikli yorumcu 12 yıl önce Şikayet Et
    bana kalsa her mahalleye bir kadı isterim de. o zaman hiç anlaşamayız. töre cinayetlerinde bir değil olaya karışan bir kaç kişiye müebbet cezası gerekiyor. trafikte cezalar artınca nasıl caydırıcı oluyorsa... sera gazı kirlenmesi buzulların erimesi hep Ak partinin suçu aslında.
    Cevapla
  • mete bilge 12 yıl önce Şikayet Et
    BİR ŞEY DAHA VAR?. RAkamlar ortada neden son 10 yılda kadına yönelik şiddet ve töre cinayetleri ak parti döneminde arttı? bunu açıklayacak kimse var mı? hafta geçmiyor ki bir kadın sokakta kocası yada eski kocası abisi babası kardeşi tarafından vurulmuş olmasın? neden?
    Cevapla
  • mete bilge 12 yıl önce Şikayet Et
    NOLDU İSLAMDAN UMUDU KESİP AB NORMLARINDAN MI MEDET UMAR OLDUK. İslamın bu konuda söyleyecek çok sözü var. lakin geleneğin dini Kuranın islamının önüne geçirildi. her konuda olduğu gibi kadın konusunda da müslüman dünya sınıfta kaldı. şimdi biz ab normlarından medet umuyoruz öyle mi? kafası değişmeden kanunla değişmez insanlar.
    Cevapla Toplam 2 beğeni
  • noter tasdikli yorumcu 12 yıl önce Şikayet Et
    geçmiş olsun. ölüm tehlikesiyle burun buruna yaşamaktan kurtulacak nice kadın adına başbakanımıza kocaman teşekkürler. bu millet bu kadınlar seni unutmaz.
    Cevapla Toplam 1 beğeni
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat