Kredi derecelendirme kuruluşlarına REST!

Kredi derecelendirme kuruluşlarının raporlarını masaya yatırdığımız nice yazıda, 'Gördüğünüz gibi her söyledikleri yanlış çıkıyor.

  • GİRİŞ21.09.2014 11:01
  • GÜNCELLEME21.09.2014 11:01

Her tahminleri küçük yatırımcıyı yanıltıyor. Buna rağmen devam ediyorlar zira bunlar için 'itibar' kaybetmenin önemi yok. Bunlar gerçeğe değil efendilerine hizmet ediyor' çerçeveli değerlendirmelere yer vermiştik.

Bu yıllardır böyle.

Nice 'tavsiye, tepki' kâr etmeyince, bu adamlar bildiklerini okumaya devam edince, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan bir kez daha 'ONE MİNUTE' çekti:

'Ya objektif değerlendirme yaparak hak ettiğimiz notu verirsiniz ya da S&P ile olduğu gibi sizinle de iş ilişkimizi sonlandırırız.'

Şu hale bakın:

Barbados, Endonezya, Kosta Rika, Kolombiya, Namibya, Romanya ve Tunus gibi ülkeler ile aynı sınıfta yer veriyorlar bize.

Utanmazlık!..

'GÜVENİLİR' DEDİKLERİ BATTI!..

Hatırlanacağı üzere, üç 'dev' derecelendirme şirketinin sorgulanmasına sebep olan ilk gelişme 2008 finans kriziyle ortaya çıkmıştı.

Başta Lehmann Brothers olmak üzere birçok batan ABD'li bankaya 'yatırım yapılabilir' payesi vermişlerdi, en yüksek notlarla taltif etmişlerdi.

Bunların not yükselttikleri batar böyle!..

Bir de 'Yunanistan komedisi' var.

MODDY's'in Yunanistan'ın borçluluk durumunun abartıldığını, Yunan ekonomisinin gayet sağlam temel üzerinde durduğunu öne sürmesinden kısa bir süre sonra neler oldu?..

Hatırlayınız; Yunanistan battı, AB ülkelerinin kurtarma paketlerine muhtaç kaldı!..

Şimdilerde Yunanistan'ın notunu iyice tırmandırmış durumdalar.

Ne var ki, Yunanistan 2. Lig'inde maçlar belirsiz bir süre için ertelendi.

Sebep: Parasızlık!..

Ey 'top' oynatmayı bile beceremeyen Yunanistan'ı tırmandıran, Türkiye'ye ise haksızlık üstüne haksızlık yapan mekanizma…

Adaletin batsın!..

MOODY'S BİR ZAMANLARIN BATMA NOKTASINDAKİ TÜRKİYESİ İÇİN 'OLUMLU' TABLO ÇİZMİŞTİ!

Moody's aslında ülkemize hep 'haksızlık' yapmış değil.

Türkiye'nin krizlere sürüklenmek üzere olduğu noktalarda hep 'olumlu' tablolar çizdiğini unutmak ne mümkün!..

Mesela, 5 Nisan 1994 devalüasyonunun patlak vermesinden kısa bir süre önce 'Türkiye ekonomisi saat gibi, tıkır tıkır işliyor!' yönlü

rapor verdi.

Sonra…

Baktık ki 'tıkır tıkır işleyen' saatli bomba imiş!..

Vaziyet ortada.

Bunlar tamamen birer 'politik organ' haline gelmiş durumda.

Peki…

Bunlara karşı ne tip önlemler alınabilir?

ABD ve AB, kredi derecelendirme kuruluşlarının etki alanlarını sınırlayan düzenlemeleri hayata geçirmiş bulunuyor.

AB Avrupa Sermaye Piyasaları Otoritesi, derecelendirme kuruluşlarını denetleyen bir kurum.

ABD'de ise 'Dodd-Frank Yasası' ile bankaları derecelendiren reyting kuruluşlarının inceleyebileceği veri seti daraltıldı.

Bu yasayla kredi derecelendirme kuruluşlarının inceleme alanının büyük kısmı devletin denetleyici organlarına taşındı.

Türkiye'nin yapabileceği en güzel iş, 'yola devam' etmektir.

Üretimin önündeki engelleri kaldırmak ve katma değeri yüksek ürünlerle öne çıkmak…

Devam edelim, ne dedikleri, ne yazdıkları fazla önemli değil.

Türkiye ekonomisi bunlar not düşürdü diye batmaz, not yükseltti diye de şaha kalkmaz.

Kendi oyunumuza bakalım!..

Yazının devamı için tıklayın...

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat