Bu katliamda 'Türkiye taraf olmamalı' öyle mi?

İsrail saldırıları devam ediyor. Bir savaş değil, İsrail’in vahşeti var, katliamı var.

  • GİRİŞ17.07.2014 08:33
  • GÜNCELLEME17.07.2014 12:37

Sadece altı saat süren ateşkes İsrail füzeleriyle delindi. Gazze yanıyor. Filistinli kan ağlıyor.

Son haberlere göre şehid sayısı 202, yaralı sayısı 1520.

İsrail bebeleri bile katlediyor. Filistin tarafından atılan roketler saldırının bahanesi. Roketler havada infilak ettirilerek tesirsiz hale getiriliyor. “Demir kubbe” korunma sisteminin tatbikatını yapıyor aynı zamanda İsrail. Hedefini bulmayacak roketleri, düşürmenin maliyeti yüksek diye düşürmeye gerek görmüyormuş.

ABD’den yapılan açıklamalar, İsrail’in saldırısı kadar acımasız. Katliama sonuna kadar destek olacağını açıklıyor Beyazsaray yetkilileri. Amerika, BM, AB,  sessiz kalmakla zulme ortak oluyorlar. İsrail zaten BM kararlarını yıllardır takmıyor. Karar alınması bile anlamsız hale gelmiş. Yaptırımı olmayan kararlar, uluslararası hukuk söylemlerini de anlamsız kılıyor.

Yönetenler  bu vahşi saldırıyı seyrediyor, sesleri çıkmıyor. Bir kınama bile duyamıyorsunuz. Ama devletlerin ve yönetenlerin sessizliğine inat, başta ülkemizde olmak üzere mazlum Gazze halkının acısını yüreklerinde hisseden, insanlık onurunu yitirmemiş halklar vahşi saldırıyı protesto için tek yürek olmuşlar.

İsrail’in Gazze’ye saldırılarını “soykırım” olarak niteleyen "Soykırım Karşıtı Yahudiler" grubu üyesi İsrailliler de ülkelerinin saldırılarının durdurulmasını istiyor.

Soykırım karşıtları adına açıklama yapan Miko Peled; "İsrail, Amerika'dan milyarlarca dolar yardım alıyor ve tüm Batılı güçler, İsrail'in işlediği suçları güçlü bir şekilde destekliyor. İsrail'e yaptırımda bulunulacağı yerde, sürekli olarak Gazzelilere karşı işlediği suçlardan dolayı ne kadar haklı olduğu anlatılıyor. Eğer doğru işleyen bir dünya sistemi olsaydı, İsrail'e karşı boykot ve yaptırım uygulandığına şahit olurduk" diyor.

Filistinli kadınları da öldürmeli diyen İsrail milletvekiline ne demeli. İsrailli kadın milletvekili Ayelet Shaked, Gazze'ye düzenlenen saldırılara destek vererek, "hepsi bizim düşmanımız ve onların kanı bizim elimizde olmalı. Bu öldürülen teröristlerin anneleri içinde geçerli. Annelerin oğullarının peşinden gitmeleri adil olur. Ölmeliler ve evleri yıkılmalı ki bir daha terörist yetiştiremesinler" diyor.

Bu yaklaşım, bu tavır, bu zihniyet gerçekten korkunç. Bunu bir insan söyleyemez demek geliyor içinizden ama maalesef ete kemiğe bürünmüş bir dişi canavar  çıkıyor karşınıza.

Yüreğinizi soğutacak gür bir seda arıyorsunuz.

Zulme rıza göstermek  zulme ortak olmaktır, haksızlık karşısında susmanın bizim kültür ve medeniyet anlayışımızda yeri yoktur diyerek gür bir seda ile İsrail katliamına karşı çıkan, yönetenler içinden tek lider ise Recep Tayyip Erdoğan. Allah kendisinden razı olsun. Halkının ve haklıların sesi, soluğu. Gerçekleri zalimlerin yüzlerine haykırmaya devam ediyor.

Siyasilerimiz arasında haksızlık karşısında sükut edenler var. Fazla üzerlerine giderseniz, Filistin yerine  mazlum Türkmen kardeşlerimize sahip çıkın diyenler var. Sanki hem Filistinli, Suriye’li mazlumlara hem de Türkmen kardeşlerimiz birlikte sahip çıkmak mümkün değilmiş gibi.

Bunlar arasında "Siz bir tarafı tutarsanız bunlar barışınca siz kötü olursunuz. Ortadoğu'da bütün taraflarla iyi münasebet kurmalıyız. İsrail'in realitesini tanıyan ilk devletlerden biri Türkiye'dir. Arap ülkelerinden de İsrail'i tanıyan çok devlet var. Tanıyan ya da tanımayanlar Türkiye ile ilişkilerinin lehlerine olduğunu, Kudüs işgal edildiği zaman koruyabilecek tek devlet Türkiye idi. Türkiye taraf tutmamalı. Arabuluculuk yapan bir konumda olmalı" diyen çatı adayı İhsanoğlu var.

Bu sözleri söylemedim diyor ama, CNN TÜRK’de canlı izlediğim için montaj olmadığından emin olarak Ekmelettin İhsanoğlu’nun Türkiye'nin Filistin konusunda tarafsız kalması gerektiğini söylediğini ifade etmeliyim.

Bu sözleri hatırlatılarak sorulan soruya Ekmeleddin İhsanoğlu, şöyle cevap veriyor; "Ben hiçbir zaman Türkiye'nin Filistin konusunda tarafsız olmasını söylemedim, söyleyemem. Kimse de bana bunu söyletemez. Ama siz bir cümleyi cımbızla alıp yanyana koyarsanız... Benim tarafsızlık konusunda söylediğim, Ortadoğu'da Arap kardeşlerimiz arasındaki kavgalarla ilgiliydi.(Türkçe bilen biri yukarıdaki cümleden böyle anlam çıkarabilir mi? RP ) Türkiye, Filistin davasını 1948'den itibaren değişik hükümetlerin önemli katkıları olmuştur. Ve Türkiye hükümetleri barış süreci içerisinde olmalıdır. Çünkü Ortadoğu'da barış demek herkes için barış demektir. Zalimle mazlum arasında, gaddarla mağdur arasında tarafsız olamazsınız. Biz hiçbir zaman bu konuda Filistin halklarının meşru talepleri tarafsızlık diye bir şey söylemedim.”

Yüzseksen derece dönüş yaparak bu gerçekleri ifade etmesi olumlu elbette. Ama “söylemedim” diyerek gerçeği inkar edeceğine, keşke bir özür beyanı ile devamında Filistin konusunda tarafsız olamayacağını söyleyebilseydi. Hatadan dönerek daha erdemli davranmış olurdu.

Netice itibariyle toplumsal duyarlık ve tepkiler CHP, Kılıçdaroğlu ve İhsanoğlu’nu gerçeklere rücu etmeye mecbur etse de çoğunluğun tercihlerini değiştirmiyor. Demirel ve Sezer çizgisinde yürüyen bir adayın toplumsal beklentilere cevap veremeyeceği aşikar görünüyor. Başbakan olarak, kem küm etmeden, kararlı bir şekilde mazlumlardan yana, Hak’kın ve haklının savunuculuğunu yapan  Recep Tayyip Erdoğan ise, beklentileri karşılayacak bir misyon üstlenerek  Cumhurbaşkanlığı yolunda ilerliyor.

Reşat Petek

Eposta : petekresat@gmail.com

Web     : www.resatpetek.net

Twitter: @ResatPetek

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat