Syriza'nın zaferi ardından 40 yaşındaki Aleksis Çipras Yunanistan'da yeni hükümeti kuruverdi.

Çok değil 2 yıl önce Troyka'nın şartlarıyla Atina "40 katır mı 40 satır mı?" seçeneğinden ilkini tercih etmiş ve fiilen iflas etmişti. Atina'yı kurtarmanın bedeli emekçilere kemer sıktırmak olmuş, 130 milyar euro karşılığı anayasasına madde önerecek kadar aşağılanmıştı. Borç alanın emir aldığı bu yenidünyada Yunanistan, bir bakıma "kayyuma" devredilmiş, teknik başbakan yoluyla birinci safha halledilmişti.

Sıra yardım şartları bahanesiyle ülkenin ulusal egemenliğine müdahaleye varınca bugünkü siyasi sonuç şekillenmiş oldu.

Atina, tarihten bu yana "ticaret, siyaset" dinamikleriyle var olageldi.

Uygarlığa katkı sağladığı oranda parladı, varlık sebebini inkâr ettiği noktada ise sönükleşti... Atina Demokrasisi kavramını yeşertip, Batı uygarlığının entelektüel tarlası oldu...

Site devletler çağında filozofları, sanatçıları, siyasetçi ve bilimcileriyle büyük güç haline gelen Atina'yı bazen Ispartalıların savaşkan gücüyle yok edilirken bazen de İstanbul'un jeopolitiğiyle "Konstantinopolis'in taşra kasabası" olarak görüyoruz.

Özetle, Atina'ya adını veren Athena'nın "bilgeliğiyle" yürüdüğünde parlamış, yine aynı kültürün yaramaz çocuğu Dionysos'un şarap ve eğlence düşkünlüğüyle çökmüş bir kent... Şimdi Atina radikal seçimiyle yeniden ateşle imtihan ediliyor.

yazının devamı için tıklayınız