Tarih Davutoğlu’nu haklı çıkardı

  • GİRİŞ19.08.2014 09:24
  • GÜNCELLEME19.08.2014 16:07

Türkiye, Cumhurbaşkanlığı seçimiyle beraber artık hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağını tasdik etti. Millet Yeni  Türkiye’nin yol haritasını çizdi ve basiretini ortaya koyarak “söz de karar da milletin” dedi.

Erdoğan’ın Köşk’e çıkışıyla beraber uygulanmak istenen AK Parti’yi karıştırma planı da suya düştü. 27 Ağustos’ta yapılacak kongreyle beraber her şey olduğu rayında devam edecek.

İbrelerin ve kulislerin söylediği artık tek isim var: Davutoğlu. Türkiye’de yeni dönemin ilk Başbakanı şimdiden hayırlı olsun. Hiç şüphe yok ki bakanlığı döneminde yaptığı işler hayırla hatırlanacak bir hariciye bakanıydı Hoca.

Bakmayın siz önünü bile göremeyenlerin eleştirilerine. Bırakın sınır komşularımızı, hayatı Ankara, İstanbul, Bodrum’da geçmiş dinazor yazarların konuşmalarına onlar artık mizah malzemesinden bile uzaklar. Gülemiyoruz bile kendilerine. Hele hele bir de uzaktan kumandalı dış politika uzmanlarımız var ki evlere şenlik. Kimisi Esed’in, kimisi Wolfohitz’in, kimisi İsrail güdümünde maaşlı maşalar!

Ahmet Davutoğlu’nu tarihin haklı çıkardığı en büyük örnekleri hatırlamak da fayda var.

BM'DEKİ İRAN KARARINA HAYIR DEDİ

Dünya İran için ayağa kalkmışken bütün devletler ambargoyu desteklerden BM Güvenlik Konseyi’nde bu karara hayır dedi. O gün bunun yanlış bir hamle olduğunu söyleyen akl-ı nakıslar bugün ABD ve İran’ın yakınlaşmasına baksınlar. Ha bir de şu anda Viyana’da yapılan nükleer görüşmelerin ana gövdesi o gün Türkiye’nin imzaladığı Tahran Deklarasyonu’dur.

SURİYE MESELESİ

Suriye’de savaşın ilk günlerinde Ahmet Davutoğlu’nun Şam’da Esed’le yaptığı 6 saatlik görüşme eğer uygulansaydı bugün bir kişinin bile burnu kanamayacak ve Suriye’de güçlü bir şekilde yoluna devam edecekti. Ama gerek Fransa gerekse ABD’nin yanlış politikası ardından Rusya, Çin ve İran’ın destekleri Suriye’yi bu hale getirdi.

VİCDANİ DİPLOMASİ

Türkiye’nin dünyadaki tüm mazlum milletler için bir umut olmasında hiç şüphesiz Davutoğlu’nun payı büyük. Arakan’daki Müslümanların kendisini görünce sarılıp ağlamaları “Siz olmasanız biz burada yaşamıyorduk” demeleri umudun en büyük göstergesiydi.

Mısır’da darbe olduğu zaman bu kadar baskının Sünni radikalizmi körükleyeceğini söyledi ve bugün karşımıza çıkan IŞİD tam da bunun bir göstergesi.

Ukrayna’da bölünme yaşandığı zaman Tatarlar için yapılan müdahale tam anlamıyla bir diplomasi zaferiydi. Rusya ile hiçbir krize fırsat vermeden Kırım Tatarlarının hakları güvence altına alındı.

Irak’ta Nuri El Maliki’nin gitmesi gerektiği ve mezhepçilik adı altında ülkeyi yönetemediğini söyledi yıllar sonra İran ve Rusya aynı çizgiye geldi. Maliki resmen kovuldu.

Göreve geldiği ilk günden beri İsrail’in Gazze politikasının acımasız ve insanlık dışı olduğunu söylüyordu, ABD-İngiltere başta olmak üzere diğer tüm devletler bunu son katliamda anladı.

Velhasılı kelam: Davutoğlu’nu yaptığı her hamle sonunda kendisini ve politikasını haklı çıkardı. Şimdi anlamayanlar önünüzde uzun yıllar var. Yıllar geçtikçe anlarsınız!

serkan.ustuner@haber7.com

@sustuner

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat