Sabah saatlerinde tüm Türkiye'nin ( Van hariç) elektriği kesildi. Önce ne olduğuna çok anlam verilmese de sabotaj ihtimalinin çok kuvvetli olduğu gözüktü. Bir ülkenin şalteri iniyorsa bunu iletim kablolarına bağlamak biraz fazla iyi niyet göstergesi olur.

Elektrik geldi mi? gelecek mi? Soruları cevap beklerken bu kez teröristler Çağlayan'da savcı Mehmet Kiraz'ı Rehin aldı.

Sebepleri ise Berkin Elvan! Akşam son bulan operasyon neticesinde iki terörist öldürüldü savcımızı ise ağır yaralı olarak kaldırıldığı hastanede kaybettik.

Savcı Kiraz'ın öldürülmesinde sadece tetiği çeken el değil, bu leş sürülerine çiçek çocuk muamelesi yapan siyasetçi, medya mensubu, sanatçı müsveddeleri de katilin ta kendisidir.

Danıştay saldırısı sonrasında avukatlara getirilen üst aramalara karşı çıkan İstanbul Barosu başkanı ve çağdaş avukatlar şimdi yaşanan hadise için mutlular mı?

Girişte üstlerinin aranmasına izin vermeyen avukatlar malum terör örgütü sempatizanı ya da savunucusuydu. Dünkü saldırıda da sahte avukat kimliğiyle üstlerinin aranmasına izin vermediler ve hain eylemlerini gerçekleştirdiler.

Dün yaşanan iki olayın birbiriyle bağlantılı olduğu gün gibi ortadadır. Türkiye coğrafyasında tek güvenli ülke. 7 Haziran seçimleri sonrasında sistem değişikliğine gidecek. Çözüm sürecinde büyük eşikler aşıldı. Son ekonomik rakamlar Türkiye'nin büyüyen ekonomisinin bir göstergesi. 

Şimdi yakın zamanda vuku bulan olaylara bir bakalım:

1 - TANAP için düğmeye basılması.

2 - İran'ın Husileri Yemen'de harekete geçirmesinin ardından Suudi Arabistan'ın önderliğinde Yemen'e başlatılan operasyona Türkiye'nin tam destek vermesi.

3 - Erdoğan'ın İran çıkışı.

4 - Erdoğan'ın Ukrayna ziyaretinde 50 milyon dolarlık hibe ve 100 milyon dolar kredi

5 - Eli kanlı diktatör Esed'in İdlib'te mağlup edilmesi.  

Tüm bu gelişmeleri sıraladığımızda kartların yeniden karıldığı Ortadoğu, Asya ve Kafkasya'da böyle bir Türkiye'nin istenmemesi çok normal.

Elektrik kesintisi uluslararası bir oyunun parçasıydı. Bu oyunda Suriye rejimini canhıraş savunan Kuzey ve Doğu komşumuz başrolü oynadılar.

Planın tuzu, biberi de Esed'in tasmalısı Yalvaç Ural üzerinden terör örgütüne aynı saatlerde operasyon yaptırmasıydı.

Bu kadar büyük olaylar olurken doğan medyasında teröristler eylemci olarak lanse ediliyor, Cumhuriyet’in sarışın yazarı teröristleri öven tweetleri RT'liyor, Doğan medyasının terörist sever gazetecileri ve yazarları çiçek çocuklara ağlıyordu. İçlerinden bir tanesi açık açık bu terörist eylemin olması gerektiğini yazacak kadar alçaklaşabiliyordu.

Paralel medya mensuplarındansa hiç bahsetmiyorum. Çünkü bir tek Kızıldere türküsü söyleyip Mahir Çayan güzellemesi yapmadılar.

Devletin savcılarının hemen harekete geçip bu terörist severler hakkında mutlaka işlem yapması gerekir.

Türkiye artık son viraja giriyor. Tüm bu kahpece oyunların tek bir hedefi var: 7 Haziran seçimlerine gelmeden ülkeyi yangın yerine çevirmek. Ne yaparsanız yapın, hangi yabancı ülke istihbaratının kuklası olursanız olun. O devir bitti. O şarkıda da dediği gibi “Yolun sonu görülüyor…“

Savcı Mehmet Selim Kiraz'a Allah gani gani rahmet eylesin ve ailesine sabr-ı cemiller versin. Son devletimizi de ebed müddet yaşatsın, İslam'ın son sancağı Al Bayrağımızı da gönderden hiç indirmesin âmin.

serkan.ustuner@haber7.com