Son iki gündür yaşanan hadiselere baktığımızda birilerinin düğmeye bastıkları anlaşılıyor.

Öyle komplo teorisi falan değil yapılanlara bakıldığında her şeyin ayan beyan ortada olduğu gerçeğini görememek için ancak kör olmak gerekir.

Önce başlatılan siber saldırı ardından taşeron terör örgütünün savcımızı şehit etmesi, terörist sever gazetecilerin bilinçli manipülasyonu, terör örgütünün sayfa sayfa reklamının yapılması...

Gündemin sıcaklığı hala etkisini korurken Emniyet Müdürlüğü'ne yapılan saldırı bu işin artık topyekun bir savaş olduğunun kanıtı niteliğindeydi.

Kaç zamandır aranan Elif Sultan Kalsen isimli terörist uzun namlulu silahla Emniyet güçlerimize ateş etti ve en güzel şekilde cevabını aldı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın gezi terörizmi ve sonrasında yaşanan 17-25 Aralık darbe teşebbüsünde neden bu bir İstiklal mücadelesi dediğinin kodları ortaya çıkıyor.

Evet 7 Haziran'a kadar çok çetin bir mücadelenin yaşanacağı aşikar. Zannetmeyin ki, uyduruk terör örgütü ya da haşhaşi sürüsüyle bir savaş var. Onların cismaniyetleri ancak üfürükten tayyaredir ama onları yönetenlerin dünyada oyun kurucu oldukları ise herkesin malumudur.

Türkiye'nin prangalarından kurtulmasını istemeyenlerin her türlü alçaklığı yapacağı artık açık istihbarat şeklini almıştır.

300 yıllık esaretin bitmesine çok az bir zaman kala sancağın yeniden göndere çekilmesine engel olmaya çalışacaklar.

Kendi kritik kurumlarını millileştiren, kendi planlamasını yapan potansiyel gücünü ortaya çıkaran Türkiye Cumhuriyeti’ni 1 sente muhtaç etme peşindeler.

Ama Bilmedikleri ya da unuttukları bir şey var: bu milletin çocukları mevziiyi asla terk etmezler iş göğüs göğse süngü takmaya geldi mi dünyada bu devletten daha iyi bu işi yapanı bulmak imkansızdır.

Âkif'in Çanakkale'de dediği gibi " Kimi Hindû, kimi yamyam, kimi bilmem ne belâ... "  O zamandan bu zaman geçen yüzyılda çok bir şey değişmedi.

Bu yüzden 7 Haziran yeniden doğuşun doğum günü. O zamana kadar İsmet Özel'in dediği gibi "Toparlanın hiçbir yere gitmiyoruz"

serkan.ustuner@haber7.com