Yazacağınız hangi kelime olursa olsun karşılığını bulmaz. İşte o tur kahpece, aşağılıkça, kalleşçe tertiplenen bir vaka yaşadık.

Ruh hastası olduğu belgeli bir deli olan sözde IŞİD emiri Cumali Mol'un sözlerini yayan Mahmut'un ve paralel örgütün kâğıt israfının esfeli safilin durumu bir zihniyeti görmek açısından önemliydi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’a bu kadar kahpece, şeref yoksunu, haysiyet fukarası seklinde saldırılmaz. Hele hele kız evladı üzerinden yapılan münafıklık tam anlamıyla suratına tükürülecek cinsten. ( Tükürüğe yazık)

Kanalizasyon çukuru bunların yanında pürü paktır.

Bir arada Bilal Erdoğan’ın şu bizim meşhur ciğerciyle fotoğrafını Bilal IŞİD komutanıyla beraber diyerek paylaşmışlardı.

Taktikleri bu kadar da ucuz. Tıpkı kendileri gibi.

Sümeyye Erdoğan’a yapılan bu alçakça saldırının ardından gözlerim kadın hakları savunucularını, köşelerinden sosyal medya üzerinden her halta bir şeyler yazan pop fıkra yazarlarına baktım: Tek bir satır yok. Hani küçük bir kınama ne bileyim en azından yalandan da olsa karşı gelme falan diye bir şeyler yazmışlardır diye umut ettim ama yok. Neden çünkü hem kendileri gibi olmayan birine saldırı yapılmış hem de düşman gördükleri kişinin kızı. Genç bir kızın yaşadıkları onlar için önemli değildir. Seküler hayat tarzını beğenmediysen zaten onların gözünde kadın değilsin. 

Şimdi kelimelerin kifayetsiz kaldığı bu algı operasyonunda genç bir kıza yapılan alçaklık bu işin görünen yüzü. Fotoğrafın büyüğüne bakıldığındaysa tek hedeflerinin bir türlü deviremedikleri Erdoğan olduğu açıktır.

Nasıl bir diktatörlükse devletin başındaki kişinin ailesine bile her turlu saldırı cezasız kalıyor. Bu memlekette diktatörlük olsa dün gece ne olmuştu biliyor musunuz? Hepiniz yağlı kazığa oturmuştunuz. Bugün de ibret-i alem için kokuşmuş bedenleriniz sergi alanına çıkmıştı.

serkan.ustuner@haber7.com