Hürriyet'te ince küçük kırık bir cam hikayesi

  • GİRİŞ09.10.2015 10:12
  • GÜNCELLEME10.10.2015 09:45

Yapılan haberlere tepki gösteren bir grup genç hızını alamayıp amiral takanın camlarına küçük çakıl taşları attı.

"Bu hareketi mazur görmeliyiz. Adı üstünde genç. Kanı deli akıyor. Nam-i diğer delikanlı. Onlar taşkınlık yapacak. Biz büyük olarak onları yatıştıracağız..."

Bunları kesinlikle ben demiyorum. Türkiye’nin ana muhalefet partisi lideri Kılıçdaroğlu söylüyor. Seçim beyannamesini açıkladığı gün konuşmasının ana temasını gençlere ayırdığı metnin sözleri.

Evet Kılıçdaroğlu gençlere bu konuda destek veriyor. Heyecanla bir iş yapılmış, olmuş bitmiş hiçbir cana zarar gelmemiş kırılan üç beş cam olsun maksat gençleri kazanmak.

Bu hadisenin ardından Hürriyet yetkilileri kırılan kapı camını ne hikmetse yenilemedi.

1 ay boyunca sergi salonu haline getirilen kırık cam kapı simge haline getirildi.

Başta ABD elçisi olmak üzere gelen tüm konuklara önce kapı gösteriliyor ardından "Canımızı zor kurtardık. Az kalsın ölüyorduk" denilerek atılan varil bombalarının izi gösteriliyordu.

Geçen hafta gençlere sahip çıkan Kılıçdaroğlu Hürriyet binasını ziyaretinde kırık cam kapı önünde önce hatıra fotoğrafı çektirdi ardından "Özgür basın" deyu bir şeyler söyledi.

Özgür basın demişken hükümeti destekleyen tüm basın kuruluşlarına el koyacağını söyleyen CHP'nin ikinci adamını nereye koyacağız?

Geçelim. Kılıçdaroğlu 'nun ardından PKK'yla bir ilgisi bulunmayan partinin eş başkanı Ermeni asıllı Beyaz Türk vekilleriyle bir çıkarma yaptı.

PKK'yla ilgisi yok diyorum. Çünkü bu sözleri de geçen haftalarda yine eş başkan Demirtaş söylemişti.

İki gün önce de Ruşen Çakır’ın sorularını yanıtlarken kafasından dumanlar çıkarak şu sözleri söyledi "Bizim oy aldığımız taban PKK'lidir. Vekillerimiz dağda ölenlerin cenazesine, taziyesine katıldığı zaman kıyameti koparıyorlar. Asıl bu cenazeye, taziyeye gitmezlerse ben soruşturma açarım."

Özet geçersek "Biz terörizmi, teröristi savunuyor, asker, polis öldürmeyi, aylık bebeği beşiğinde bıçaklamayı, 9 yaşındaki Elif'i soldurmayı, Fırat Simpil'i bombayla patlatmayı teşvik ediyoruz"

Aynen bunu diyor PKK'nin siyasi kanadının eş başkanı. Bu sözlerin ardından tüm komünist ruhuyla kendini kapitalizmin ve Beyaz Türk’ün simgesi olan binaya atıveriyor.

O da kırık camın önünde poz verip kapıyı inceliyor. O da özgür basın diyor. Daha dün Star ve Yeni Şafak gazetelerini meydanlarda sallayıp hedef gösteren kendisi değilmiş gibi.

Sizinle aramızdaki farklar:

Şiddetin, terörün her türlüsüne karşıyız.  Siz devletin savcısı öldürülürken bile teröriste terörist diyememiş bir kurumsunuz. Demek ki şiddeti, vahşeti seviyorsunuz.

Evet basın özgür olmalı. Misal Almanya'dan ya da İsrail ve ABD büyükelçiliğinden emir alamamalı.

Ticari ilişkilerini gazete sayfalarından belirlememeli.

Bizden olan terörist iyidir ama bir cam kırılmışsa sizden ala çeteci, sizden ala Vandal yoktur. Demek iki yüzlülüğün daniskasıdır.

Gezi terörizmine en büyük desteği veren Doğan Grubu o vandalizm gelip seni ucundan azıcık vurduğunda nasıl da kıyameti koparıyorsun değil mi?

Bence artık camı yenileme vakti geldi. Hem altı üstü bir cam için 1 ay süren yas ayini mi sürer canım! 

serkan.ustuner@haber7.com

Twitter: @sustuner

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat