Bazı adamlar vardır tam da Necip Fazıl’ın dediği gibi kimse yokken ‘Ben varım’ deme kahramanlığını gösterip meydana çıkarlar ve aslanlar gibi dövüşürler.

İşte Hasan ağabey bu ADAM'lardan biriydi.

Şimdiye kadar hep kavgaların içinde oldu. 28 yıl süren bir mücadelenin başkahramanıydı.

Doğru bildiği yoldan asla sapmadı.

28 Şubat’ın o karanlık dehlizlerinde Vakit'i ayakta tutan sac ayaklarından biriydi. O dönemki gelen haçlı saldırılarına karşı dimdik durdu. Bu duruşuyla gençlere de kavgada ne yapılması gerektiğini fiili olarak gösterdi.

Bu bela savuşturulduktan sonra devleti ve milleti esir almak için örgütlenen FETÖ belası için herkesin aklında birçok soru işareti varken ilk bodoslama manşeti atıp bunların alçaklığını korkmadan haykıran yine Hasan ağabey oldu.

O manşetten sonra FETÖ'nün elemanları kendisini ve ailesini en alçak şekilde hedef gösterse de ertesi gün daha da üstlerine gidip bu hain yapının ne bela bir şey olduğunu deşifre etti.

Hasan Karakaya tam anlamıyla bir mücadele adamıydı. Akit'i de inandığı davanın en büyük kalelerinden biri olarak görüyordu. İstese çok büyük servetlere sahip olabilirdi. Bakmayın genel yayın koordinatörü olduğuna normal işçiden az daha yüksek maaşa çalışırdı.

Rahmetli kendi anlatmıştı. Aydın Doğan, o zamanlar Hürriyet’in genel yayın yönetmeni olan Ertuğrul Özkök’ü yanına çağırır. " Karşı mahalleden Hürriyet’te yazacak kim var?” diye sorar. Özkök de “En çok Hasan bey’i beğeniyorum. Çok güçlü bir kalemi var. Transfer edeceksek onu edelim” der. Hasan ağabeye teklif gider ama bir mevzi adamı olan Hasan ağabey bu teklifi reddeder.

Hasan ağabey cephe adamıydı. Hayatının son demleri en sevdiği yerde geçti. En sevdiklerinden biri olan Cumhurbaşkanı’yla beraberdi.

Tertemiz bir yaşamı oldu. Doğru bildiği yolda, sevdiği, beraber mücadele ettiği adamlarla omuz omuza yaşamayı tercih etti. Hak bildiği davadan şaşmadı.

Kalemi çok güçlüydü. Yazarken bir nevi sohbet havasında yazardı. Ne düşünüyorsa yazıya döker asla ama asla tornistan yapmazdı. Yazılarında ne kadar sert ne kadar şedidse, normal hayatında o kadar nüktedan ve munisti. Her zaman gülümser, sürekli etrafına pozitif bir hava katardı...

Kutlu bir yolda savaştı ve mübarek belde de Hakk’ın rahmetine kavuştu.

Ölümünün ardından bile alçakça saldırı yapanlara ve onların tek hücreli beyinlerine birkaç okkalı küfür ettim. Dönüp Hasan ağabey için bir kez daha ettim.

Ariel Şaron’un ölümünü hayırla yad eden FETÖ’nün Karakaya için akla hayale gelmeyecek sözler söylemesine şaşırmadım aklıma hemen şu geldi: “Kişi kardeşinin ölümüne üzülürmüş” 

Şöyle küfür ettiğim listeye bir baktım ve sonra döndüm dedim ki, Hasan ağabey sen ne güzel adamdın.

Allah mekanını cennet eylesin ağabey..

El Fatiha...

serkan.ustuner@haber7.com

Twitter: sustuner