Sen imza atsan, meydana insen ne olur?

Darbe girişiminin 10. gününde demokrasi kahramanları meydanlardaydı!

  • GİRİŞ28.07.2016 08:24
  • GÜNCELLEME29.07.2016 09:21

15 Temmuz gecesi yaşadığımız o karanlık gece aslında birçok hayra da vesile oldu.

Amerika’daki teröristbaşının tek derdinin kendi psikopat ruhunu tatmin etmek için bir ülkeyi yakabileceğini tüm Türkiye gördü. Bazı medya organları olması gereken yerli çizgiye geldi.  

TSK’daki FETÖ yapılanmasının ana gövdesi çökertildi ama hala büyük bir temizliğe ihtiyaç var. Bürokrasideki teröristler ayıklandı. Yargı kısmındaki örgüt üyeleri meslekten uzaklaştırıldı.

Bu şer gününün hayırlarını ileride daha da göreceğiz ama vicdanımızı kanatan görüntülere mutlaka ve mutlaka bir şeyler söylemeliyiz.

Darbe görünümlü terörist saldırının ilk dakikalarını geçtim ilk gün ortalıkta gözükmeyen, ancak her şey durulduktan sonra ortaya çıkan kendilerine sanatçı, yazar, çizer, oyuncu diyen zevat 3. Gün darbeye karşıyız adı altında uyduruk bir metne imza atıyorlar.

3. gün imza atacaksın ki, darbe karşıtı olduğun belli olsun! İçlerinden bir tek Yıldıray Oğur’u tenzih ediyorum ki, kendisinin o listede olmasını gerektirecek bir durum yoktu. İlk gün köprüye gidenler arasındaydı çünkü kendisi.

Memleketin bu tarafı ucuz arkadaş ucuz! Kendi sırça köşklerinde oturup her zaman kazanana oynama hali artık sıktı ve son noktada ‘Yeter’ dedirtti.

Bu içler acısı hali en iyi özetleyen yönetmen Kutluğ Ataman’dı. O bildiri sonrası şunu yazdı: “ Beni kendini sanatçı olarak tanımlayan bu kişilerin yanına yazmayın.” Evet işte hakkaniyetli tavır budur.

Bunların içinde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın davetlerinde ilk sırada yer alan isimlerde var merak etmeyin.

Gelelim şu meydanlara inme meselesine: Darbenin ilk dakikaları ilk şoku atlatan bu vatanın evlatları bankamatiğe gitmiyor. Gitse de eksi hesabın kendisine sağlayacağı hiçbir avantaj yok. Evde olan abdestini alıp sokağa koşarken, dışarıda olan hemen olay yerine intikal edip kendini tankın, topun, füzenin önüne attı. Halil Kantarcı ardında 3 yetim bırakıp şehadet şerbetini içti. Mustafa Cambaz ağabey son yolculuğuna uğurlanırken kediler hem yetim hem öksüz kaldı.

Son dönemin derviş dâhisi Erol Olçak ve oğlu Abdullah Tayyip destan yazarken kanlı kurşunların hedefi oldu.

Ömer Halisdemir bir memleketin kaderini değiştirirken vücudundan tam tamına 30 mermi çıkartıldı. Ve ismini sayamadığım 241 yusuf soylu o mübarek insanlar…

İşte böyle bir durumda kendilerine ortak paydada sanatçı diyen bir güruh 8. Günün akşamında Kısıklı’da darbeye karşı çıkabiliyor. Gerçekten bravo, büyük cesaret. AK Partili belediyelerden kendilerine birer holding kuracak kıvama gelenlerin 10. Günde ortaya çıkmaları gerçekten demokrasi zaferini taçlandıran en önemli unsur!

Bu memleket şehit kanlarıyla kuruldu. Ayakta kalacaksa yine şehit kanlarıyla kalacak. Makyavel’i okumadan kendilerine Makyavelist bir dünya görüşü benimseyenlerin oportünist halleriyle değil.

Evet! Meydanlar bizim, mikrofon da, kürsü de, milyonlar ve davetler sizin olsun. 

serkan.ustuner@haber7.com

Twitter: sustuner

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat