Küresel güçlerin egemenlik felsefeleri üzerine ettikleri yeminden dolayı 3 yıldır Türkiye’yi boğmak sonunda da teslim almak istiyorlar.

15 Temmuz darbe görünümlü terör saldırısının başarısız olmasından dolayı delirmiş durumdalar. Ne yapıyorlarsa olmuyor. Gezi, 17 -25 Aralık, bölücü örgütün şehirlere inmesi, 15 Temmuz ve sonrasında sürekli yaşanan bombalı intihar saldırıları…

Son olarak Gaziantep’te terörden kaçan Kürtlerin yaşadığı bölgeye intihar saldırısı gerçekleştirdiler. Bu tür bombalama eylemlerinin amacı: Ülkede var olan demokratik zemini bozmak, kaosa sebebiyet verirken korku inşa etmektir.

FETÖ ile kurmak isteyipte beceremedikleri planı şimdi de YPG, PKK ve DAEŞ üzerinden devşirmeye çalışıyorlar. Geçen haftaya dönüp küçük bir hatırlatma yapalaım ne diyordu Cumhurbaşkanı Erdoğan “ PKK, YPG DAEŞ topunuz gelin.” Erdoğan nasıl bir durumun içinde olduğumuzu en iyi bilen kişi. Geçen hafta 'hodri meydan' dedi. Bu kuklalara ve onların sahiplerine.

Bu güçlerin de en büyük emeli: Türkiye’yi de Suriye ve Irak gibi çok parçalı bir yapıya kavuşturmak.

Gaziantep saldırısının kodları

Gaziantep saldırısında hayatını kaybeden vatandaşlarımız Adiyan aşiretine mensup kişiler. Yani tıpkı Jirki gibi onlar da bölücü örgüt PKK’yla mücadeleyi seçip, devletimizin yanında yer alan aşiretlerden.

Olayın ilk başta DAEŞ bağlantılı olduğu söylense de bombalama eylemi ve biçimi bakımından failin terör örgütü PKK’nın Suriye kolu YPG olduğu daha çok ağır basıyor. 

ABD destekli YPG’nin Fırat’ın öte tarafına geçirilmesi ve o hattın bütünüyle bölücü örgüte verilmesi Türkiye’nin kırmızı çizgilerinin geçilmesi demekti.

Türkiye’nin olası bir hamlesi karşısında içeride sürekli karışıklık istenmesi de bu yüzdendir.

Yani bu hain saldırının ardında Suriye’de kurulmak istenen kukla özerk bölge vardır.

HDP’ye ne zaman dokunulacak?

Türkiye son bir aydır resmen bir cephe savaşı verirken, darbe girşimini yarım ağız kınayan, Van, Bitlis ve Elazığ için tek bir söz söylemeyen bölücü terör örgütünün uzantısı olan partinin Gaziantep saldırısı sonrası bir anda dilinin çözülmesi riyakarlığın ve bölücülüğün kanıtıdır.

Eş başkanı çıkıp utanmadan “Gaziantep’teki düğün partili bir arkadaşımızındı.” diyerek ağzında bir şeyler geveliyor. Bir partili dediğiniz içlerinden biri kişi olabilir. Ama düğün sahipleri PKK’yla mücadele etmiş bir aile. Kendinizi aklama gayretiniz artık nafile. Bu kadar şehit verilirken artık yargının fazla mesai yaparak terör destekçisi vekilleri de hukuk önüne çıkarması lazım. FETÖ, PKK, YPG, DAEŞ ve diğer tüm terör örgütleriyle ve onların küresel ağababalarıyla mücadele başlamış ve millet olarak bu uğurda can verdiysek herkes görevini eksiksiz yerine getirmeli.

Son olarak artık terör örgütlerinin her alanda işbirliği yaptığını unutmayalım: Ankara saldırısı daha dün gibi. PKK, DAEŞ ve FETÖ’nün nasıl ortak hareket ettiğini ve o alçak saldırıyı gerçekleştirdiği delilleriyle ortaya kondu.

Dünyayı çepeçevre kuşattıklarını zannedenlerin Türkiye üzerindeki oyunları Allah’ın izniyle yerle bir olacak. Belki acı çekeceğiz, şehit vereceğiz, sokağa ineceğiz, üzerimizden tanklar geçip, başımıza bombalar yağacak ama 1071’de açıp 1176’da yurt edindiğimiz İslam’ın son kalesini ve onun başkomutanını teslim etmeyeceğiz.

Ne diyordu İsmet Özel:

“pusmuş bir şahanız şimdilik, ne kadar şahan olsak

ama budandıkça fışkıran da bizleriz

ölüyoruz, demek ki yaşanılacak...”

serkan.ustuner@haber7.com

twitter: sustuner