İran'dan artık hesap sorulmalı
- GİRİŞ15.12.2016 07:46
- GÜNCELLEME15.12.2016 07:47
İran denen fitne yuvası Şah İsmail döneminden beri Müslümanların önündeki en büyük engel, ve İslam düşmanlarının taşeronu vazifesini görmüştür.
Taşıdığı misyona şimdi daha kanlı bir şekilde devam etmektedir. Bugün Suriye’de doğmamış çocuklara kurşun sıkan, Müslüman kadınlara tecavüzü kendi inanışlarının bir parçası gören, Şia adı altında şeytana hizmet etmeyi görev bilen rafiziler, Halep’te yaptıklarıyla Sırpların Bosna’da yaptığı vahşeti geçtiler.
İran ile DAEŞ doğuştan kardeştir
DAEŞ adlı eli kanlı terör örgütüyle İran aslında doğuştan kardeştir. Şimdi bakmayın Tahran’ın montajlı videolarına. Ne DEAŞ’in ne de İran’ın Müslüman haricinde kimseyle derdi yoktur. Misal tarih boyunca İran’ın Haçlılarla tek bir savaşını gösteremezsiniz. DAEŞ’in de Suriye’de ne rejimle ne de İran’la bir problemi yoktur. DAEŞ’in tek derdi: Sünni Müslümanları katletmek. Hatırladınız değil mi? Evet, tıpkı İran gibi.
İnsanlık yok ediliyor, dünyanın gözleri önünde bebekler vuruluyor, kadınlar namuslarını korumak için intihar ediyorlar, çoluk çocuk, genç yaşlı demeden herkes kurşuna diziliyor. Bunu da kendi mollalarından aldıkları ‘cennet garantili’ fetvalarına binaen yapıyorlar.
Özellikle devrimden sonra İran ‘Siyonizm düşmanlığı’ maskesine gizlenerek bir sempati oluşturmaya çalıştı. Özellikle 1980 sonrası Türkiye’de de İslamcılar arasında bir İran sevgisi peyda oldu.
Güneşin balçıkla sıvanamayacağı gerçeği kendini gösterdi ve bu şeytanın izinden gidenlerin gerçek yüzü Suriye’de ayan beyan ortaya çıktı.
Aslında tarihten gerekli dersleri çıkartırsak tekrardan aynı hatalara düşme riskimiz çok çok azalır. Misal Yavuz Sultan Selim Han’ın Doğu politikasını anlarsak İran Zerdüşt Cumhuriyet’ini anlamamız kolay olur.
Balkanlar’ı bilirsek bizi bölme planlarını nasıl tezgahladıklarını anlarız.
Bu Rafizilerin o kalın kafalarının almadığı şu var: Bugün Irak’ı ve Suriye’yi bölerken ortaklık yaptığı devleti tek parça halinde bırakır mı? İran kendi Acem oyunlarında, kendi kirli kanında boğulacak.
Boğulmazsa da o korkak Şah’ın tacını tahtını yerle bir edecek Yavuz çıkacak elbette.
Peki Türkiye’deki İrancılar ne olacak?
Türkiye’de hala İrancı olabilme cesaretine sahip kişiler var. Bunlara da kol kanat gerenler İslami camianın kültür sanat dergileri, gazeteleri, televizyonları.
Kimisi bir yerde öğretim görevlisi, kimi gazeteci adı altında İran güzellemeleri yapıyor, hepsi yıllardır İslami camia tarafından beslendi.
Bu saatten sonra İrancı ne kadar kişi, kuruluş ve kurum varsa hepsi toplum nazarında deşifre edilmeli ve hepsi ortaya çıkarılmalı. Bunlara yer açanlara da gerekli tepki gösterilmeli.
Yoksa Suriye’de öldürülen bebeklerin ahı gelip sizi bulacak. O ah sizi bulmadan bu millet de size gereken en güzel cevabı verecek.
serkan.ustuner@haber7.com
Twitter: sustuner
Yorumlar8