Demokrasi sandık değil, silahla kahve basmaktır!

  • GİRİŞ18.04.2017 08:46
  • GÜNCELLEME18.04.2017 08:47

Evet! 16 Nisan Türkiye Cumhuriyeti’nin prangalarını attığı, üstüne biçilmek istenen gömleği yırtıp attığı tarihi bir gündü.

Batı’nın tüm alengirli ayak oyunlarına, derin istihbarat örgütlerinin çalışmalarına, bu topraklara aitmiş gibi gözüküp aslında ‘Gavur’ olanlara, sahte muhafazakarlara, eli kanlı terör örgütleri FETÖ’ye ve PKK’ya sıkı bir Osmanlı tokadı atmıştır.

Bu referandumun kazanını Türkiye’dir. Normal, sağlıklı düşünebilen, ortak müşterekte buluşabileceğimiz ‘Hayır’ oyu veren vatandaşlar da bunu anlayacaklardır.

Sandıkta millet gereken cevabı vermiştir. Bundan sonra kısır tartışmalar geride kalmış, yeni bir dönemin kapıları açılmıştır.

Şimdi burada AK Parti seçmeninden, MHP seçmenine ya da Kürt seçmenlerin durumuna da değinmeliyiz.

Sayın Devlet Bahçeli olmasaydı referandum bile olmaz, Türkiye yeni dönemin kapılarını açamazdı. MHP seçmeninin ‘Evet’e ne kadar rağbet gösterdiği ortadadır.

Doğu ve Güneydoğu’da devletin varlığını hisseden Kürtler çukur siyasetinden beri olduklarını kanıtlamışlardır.

AK Parti, Büyükşehirlerde neden kaybettiği muhasebesini kendi içinde yapmalı. Özellikle İstanbul ve Ankara’da.  Şapkayı önüne alıp düşünme zamanı.

TENCERE VE TAVACILAR SAHNEDE

Referandum sonucunu beğenmeyen bu topraklara düşman olarak gelmiş bir grup yeniden sokağa çıkarak ‘Acaba bundan ikinci Gezi çıkartır mıyım? Derdine düşmüş durumda. Çünkü demokrasi ‘Evet’ oyu verenleri kahveleri basarak tehdit etmek ve CHP üyesi çıkmaktır!

Ne kadar tencere tava çalsalar, ne kadar zıplasalar da ortaya çıkacak tek şey: Gürültü kirliliğidir.

CHP’DE GENEL BAŞKAN DEĞİŞİR Mİ?

8. seçimini de kaybeden Kılıçdaroğlu hala mağlubiyeti kabul etmeyen yenilmeye doymayan pehlivan durumundan bir türlü kurtulamadı. CHP Genel Merkezi önünde 16 Nisan akşamı ‘İstifa’ seslerine bakalım bu sefer nasıl bir kulp bulacak? Zannedersem bu kez de ‘Yüzde 25’lik oy oranından yüzde 48 çıkarttım.’ Diyecek gibi duruyor.

ZAFER, MİLLET, BİNALİ YILDIRIM VE ERDOĞAN

Kim ne derse desin. Bu başarının en büyük mimarı hiç şüphe yok ki, Cumhurbaşkanı Erdoğan’dır. İki aylık bir süreçte yüzde 40 bile olmayan desteği yüzde 52’lere getirerek Türkiye’ye yeni bir dönemin kapılarını açarak bir kez daha tarihe geçmiştir. Başbakan Binali Yıldırım'ın da hakkını teslim etmeden olmaz. Kendisinin nasıl millet sevdalısı olduğu, nasıl canla başla yeni sistemi getirmek için çalıştığı ortadadır. Eski Başbakanlar gibi bir 'evet' bile demeyenlerle arasında fersah fersah fark olduğunu koymuş ve kendisi de tarihe geçmiştir. 

Artık kabuk değiştiren devlet hiç durmadan koşacak.

Ne diyordu üstat Sezai Karakoç: “Biz koşu bittikten sonra da koşan atlarız”

serkan.ustuner@haber7.com

twitter: sustuner

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat