Bir zehirlenme vakası ve Şemsi Paşa Camii

  • GİRİŞ20.06.2017 06:57
  • GÜNCELLEME20.06.2017 10:48

Manisa’da uzun zamandır evet uzun zamandır diyeceğim garip şeyler oluyor. Önce basit bir zehirlenme vakası olarak haber bültenlerinde yer aldı ve öyle alelade bir şeymiş gibi geçiştirildi. Sonrasında mütemadiyen gelen haberlerin ardı arkası kesilmeyince ‘Neler oluyor?’ sorusu sorulmaya başlandı.

Sosyal medya ve internet haber sitelerinde belki de bu kadar yoğun tartışılmasa yine üstün körü geçiştirilecekti.

İşin en acı yanı: Asker bu devlete bırakılmış en büyük emanettir. Dünyanın hiçbir ülkesinde davulla zurnayla asker uğurlaması yoktur. Bu kınalı kuzulara en iyi şekilde bakmak devletin en asli görevlerinin başında gelir.

Ortada bir yemek şirketi var ve 6 defa isim değiştirmiş. 27 günde dört defa zehirlenme vakası yaşandı. Düşünün ki bir tabur asker 1049 kişi zehirlenerek hastaneye kaldırıldı. Bir asker evladımız da şehit oldu.

Bu iş sadece bir sorumsuzluk vakası olarak geçiştirilemez. Olay büyüyünce Savunma Bakanlığı olaya el koydu. Ama maalesef geç kaldı. Aynı şirketin Maliye Bakanlığı ihalesini de aldığını öğreniyoruz. Sonrasında zehirlenme olayı olunca ihale iptal edilmiş.

Devletin işler mekanizmalarının daha hızlı karar alması temennisiyle vatan evlatlarına Allah’tan acil şifalar dileğiyle…

ÜSKÜDAR’IN KALBİNE HANÇER

Üsküdar Şemsi Paşa Camii’ni bilenler bilir. Üsküdar meydanda bir kıyı camisidir. Koca Sinan’ın İstanbul’a vurduğu o mübarek mühürlerden biridir. Şimdi caminin önüne kazıklar çakılarak koca bir tarih ve medeniyet yok ediliyor. Bu yapılar tarihimizin bize kalan son miraslarıdır. Çünkü son dönemlerde yapılanlar birer kötü taklitten öteye geçememiştir. Bu yüzden buralara rüzgarın dahi zarar vermemesi bilinciyle hareket etmemiz gerekir ama nerede?

Tanpınar Beş Şehir’de “ Cedlerimiz inşa etmiyor, ibadet ediyorlar” derken ne kadar haklıysa bugün Şemsi Paşa Camii’ni boğazla irtibatını kesmek o kadar haksızlıktır ve günahtır.

Caminin bize gelen hikayesi de şöyle: Şemsi Paşa ile Sokullu Mehmet Paşa arasındaki rekabetin bir sonucu olarak nam-ı diğer Kuşkonmaz Camii inşa ediliyor. Sokullu Mehmet Paşa’nın yaptırdığı cami için Şemsi Paşa Sokullu’ya ‘Senin camine kuşlar pislemiş’ diyor. Sokullu’nun ona cevabı ise şu oluyor:

“Paşa paşa bana bir yer göster ki kuşlar pislemesin”

Şemsi Paşa bu sözün ardından kafasında bir fikir beliriyor ve soluğu Mimar Sinan’ın yanında alıyor. Koca Sinan’a “Bana öyle bir külliye yapacaksın ki, asla kuşlar pislemeyecek” Çağları aşan bu dahi uzun uğraşlar ve hesaplamalar sonucu kuzey ve doğu rüzgarları kesiştiği için kuşların uğramadığı yer olan şimdi caminin yerini buluyor. Sonrasında bu yüzüğü oraya yerleştiriyor. Bu yüzden de caminin bir diğer adı kuşkonmaz Camii olarak tarihe geçiyor.

Şimdi İstanbul’un bu inci yüzüğü yok ediliyor buna hep beraber ‘Dur’ mu diyeceğiz? Yoksa yine o bildik sloganları mı atacağız?   

Ne diyordu Turgut Cansever : "Çare Mimar Sinan gibi cami yapmak değil, Mimar Sinan gibi insan yetiştirmek."

serkan.ustuner@haber7.com

twitter: sustuner

Yorumlar2

  • Ali Baran 6 yıl önce Şikayet Et
    Serkan abi bir Uskudarli olarak sana tesekkur ediyoruz.
    Cevapla
  • Yavuz Selim 6 yıl önce Şikayet Et
    Bu güzel tespitlerinizden dolayı sizleri tebrik etmek istiyorum.kaleminize sağlık inşallah her iki konuda'da durumlar memleketimizin hayrına çözümlenir.başarılarınızın devamını diliyorum. Rabbime emanet olun...
    Cevapla Toplam 6 beğeni
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat