Türkiye’nin NATO eliyle tasmalı fetullahçılar tarafından işgal planının ardından tam bir yıl geçti. Hafızamızdan hiçbir zaman silmemiz gereken o karanlık gecede neler olup bittiğini anlatacak değilim.

Gelecek nesillere bu terör örgütünün ve elebaşısı çok iyi anlatılmalı ki nefretimiz ve kinimiz yüzyıllar boyunca diri kalsın.

Memleketi 1 dolara satmanın nasıl bir namussuzluk olduğunu bu memleketin çocuklarının zihinlerine ilmek ilmek işleyerek nakş etmeliyiz.

15 Temmuz 2500 yıllık tarihimizde Türk milletinin en zor durumda bile asla vatan toprağını kimseye vermeyeceğinin son sınavıydı. En son sınavı diyemeyeceğim çünkü görünen odur ki, bu kez tasmanın sahipleriyle karşı karşıya geleceğiz.

Asya’dan çıkıp yola revan olduğumuzdan beridir bu milletin kaderi zalimi dize getirip mazluma her daim umut vermektir.

15 Temmuz sonrası da bir milletin nasıl beklendiğine bir kez daha şahit olduk. Suriye’de, Gazze’de, Somali’de, Asya’nın uzak iklimlerinde, Urumçi’de o gece bu hain girişimden haberi olan herkes sabaha kadar ellerini semaya açarken bir yandan da güvercin tedirginliğiyle beraber büyük bir korku yaşadı. Akıllarında hep aynı soru vardı: Ya Türkiye düşerse. Ya Türkler bir daha bize gelemezse…

İşte Türkiye’nin sadece Türkiye olmadığı, var olan sınırlarla yaşamadığı bir kez daha en berrak şekliyle anlaşıldı.

Şimdi tarihin bu dönüm noktasını geçmemizde en büyük hakka sahip 249 şehidimizin ve 2 binden fazla gazimiz için yapılması gereken son bir borç vardır: O da idamı getirip, bu kuduz köpeklere hak ettikleri cezayı vermek.

Özel yasa mı gerekli? AK Parti ve MHP’nin Meclis’te buna gücü yeter. Referandum mu gerekli? İşte millet orada dört gözle önüne sandık kurulmasını beklemekte.

Kan hakkımızı isteriz bayım kan. Allah’ın bize verdiği kısas hakkımızı kullanmak istiyoruz bayım. Vatana ihanetin devlet geleneğinde bir tek hakkı vardır: O da yağlı urgan.

Madem artık kendi göbeğimizi kendimiz keser vaziyete gelmişiz  o halde 15 Temmuz’un ardından geçen bir senede bu millete verilecek en büyük hediye idamdır.

Yoksa gelecek nesillere ne anlatacağız: 249 canımızı bir gecede alanlar, namusumuza, sancağımıza, bu milletin en kutsal değerlerini yok etmek isteyen hainleri, 15 Temmuz’da canını hiçe sayanlardan aldığımız vergilerle geberene kadar besledik mi diyeceğiz?

Milletin talebi ortadadır. Ve Türk milletinin şu anda devletten en büyük beklentisi budur.

Son sözü Raşit Ulaş’a verip kenara çekilelim:

Daha dün ötelerden çığlıklar duyulmuştı

Gözlerinden usul usul kanlar dökülmüştü

Yüce dağlar ardından yiğitler süzülmüştü

nice meydanlar içre orada ecdat durur.

* Raşit Ulaş, Türkiye kadar bir kılıç’ şiiri

serkan.ustuner@haber7.com

twitter: sustuner