Birkaç zamandır Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan, bir takım çevrelerin hedefi haline geldi. Hemen listeyi bir çırpıda sayalım: Karanlık oda, Sözcü, Cumhuriyet, Aydınlıkçılar ve bizim mahallenin eskisi lise mezunu bir yazar!

Konu Fatma Betül Sayan’ın ablası Ayşe Hilal Sayan Koytak’ın Kuveyt’e Büyükelçi olarak atanması. Malum zihniyetin bitmek bitmeyen kinini artık tarif etmeye gerek yok.

Hala bir başörtülünün bir makamı doldurmasına tahammülleri yok. Ne kadar iyi eğitim almış olursanız olun bu 1930’ların statükocu zihniyeti o kirli ağızlarını gere gere bir şeyler kusacak.

Öncelikle Türk Dış politikasının nasıl yerlerde olduğunun kısa bir özetini geçelim:

Bizim hariciyemizi oluşturan ana unsur yakın zamana kadar devşirmelerden ve dönmelerden oluşurdu. Evet çoğu mason locasına kayıtlı fularlıların, dış politikasıyla bu ülke bir müstemleke gibi idare edildi.

Herhangi bir dış politikamız yoktu. Gerektiğinde agresif bir yapıya bürünemeyen ‘Aman efendim Avrupalıyı kızdırmayalım. Batı medeniyetini yakalamamız lazım…’ kabilinden ucuz kalıplardan oluşan bir hariciyemiz vardı.

Siyasal mezunu, yabancı dil bilen Anadolu’nun çocuklarına Hariciye kapalıydı. Hatta yasaktı. Şimdi kabuk değiştiren bir devletin asli evlatları hak ederek, öyle paraşütle falan inme de değil, yıllarca çalışarak, en iyi okullardan mezun olarak bir yerlere gelince ‘Çamur at izi kalsın’ kör taktiğiyle saldırıya geçtiler.

Diğer hedefte olan isim ise Fatma Betül Sayan’ın kardeşi Ömer Fatih Sayan. Kendisi çok önceden BTK’da görev almış ve 15 Temmuz gecesi darbeci hainlere karşı amansız bir mücadele vermiştir.

15 Temmuz mücadelesi geçerli bir akçe midir? Evet değildir tabii. O yüzden dönüp CV’sine bakalım:

-İstanbul Üniversitesi Mühendislik Fakültesi, Elektronik Mühendisliği.

-Bahçeşehir Üniversitesi, Hukuk Fakültesi, Hukuk Bölümü.

-Oxford Üniversitesi, St Antony’s School Diplomasi Eğitimi

Silikon Vadisi inisiyatifinde görev alarak girişimcilik konusunda çalışmalarda bulunan Fatih Sayan, Türkiye ve Almanya’da çeşitli üniversitelerde Bilişim Hukuku ve Bilişimde Yeni Trendler konularında dersler verdi. İngilizce, Almanca, Fransızca biliyor.

Sayın Bakan’ın özgeçmişi için internete 10 saniyenizi ayırmanız yeterli. O parlak özgeçmiş ne kirli çevrelerin ne de lise mezunu yazarın hayalini bile almayacağı yerler olduğunu göreceksiniz.

Sahi Fatma Betül Sayan’ın özgeçmişini bir kenara koyarak 15 Temmuz ihanet gecesinde neler yaptığını ve referandum sürecinde Hollanda’daki vahşete nasıl hakiki bir ‘ER’ gibi direndiğini hatırlayalım.

15 Temmuz’da Fatma Betül Sayan Süleyman Soylu’yu arar ‘Sayın Bakanım darbeci hainler her yolu kesmiş. Benim Çankaya Köşkü’ne gelmem lazım ne yapayım? Der. Soylu: Ayağındaki topukluyu çıkar kafalarına vura vura gel.” Der.

Bakan Sayan da ayağındaki topukluyu çıkartıp darbecileri yara yara Çankaya Köşkü’ne varır. Hollanda’da referandum sürecinde Hollanda’nın köpeklerine ve itlerine karşı aslanlar gibi herkesin gözü önünde mücadelesini verir ve oradaki Türklere sahip çıkar.

Şimdi Fatma Betül Sayan’a çamur atanların birisinin darbe gecesi nerede olduğunu bilmiyoruz. Diğerleri mi? Onların bir kısmı tankları alkışlıyor, bir kısmı ATM kuyruğunda, bir kısmı da makarna için birbirlerini eziyordu.

İşte bütün hikaye budur: Hala milletin çocuklarını hazmedemeyenlere söyleyecek bir sözümüz yok. Onlara kalsa Türkiye hala sabanla çift sürer, ekmeğimizi de karneyle alırdık. 

serkan.ustuner@haber7.com