Ercüment Ovalı: Kan ve kök hücreden yapay deri üreten buluşuyla bilim dünyasının gündemine oturan Ercüment Ovalı, GQ töreninde aldığı 'Yılın Bilim Ödülü' ödülünü şehit Eren Bülbül'e ve Afrin'de teröre mücadele veren Mehmetçik'e adadı.

ÖDÜL ALDIĞINI ÖĞRENDİĞİ GÜN EREN BÜLBÜL VURULMUŞTU

Ödülünü alırken Eren Bülbül, Şehit Astsubay Ferhat Gedik ve Afrin’deki askerimiz adına aldığını açıklayan Ercüment Ovalı, ödül aldığı haberini aldığında çok duygulu olduğunu söylerken, "O gün bir çocuk evinin önünde vurulmuştu. Onu korumak için bir astsubay üzerine kapanmış ve üzerinden 41 kurşun çıkmıştı. Ödül haberini verdikten sonra ben bu ödülümü Eren Bülbül'e, bu şehit astsubayıma ithaf ediyorum." dedi.

Sonrasında ne mi oldu? Salondaki gezi zekalı, kendini sanatçı zanneden güruh trene bakar gibi kalakaldılar. Hoşlarına gitmemişti anlaşılan böylesine büyük bir bilim adamı öyle ya, bu ödülü ya gezi terörizmine ya da teröre destek veren cezaevindeki bir haine adamalıydı. Yoksa sanatçı ya da bilim adamı nasıl olunurdu? Çünkü bilim yapmanın birincil şartı: Devletin, askerin ve milletin karşısında olmaktır. Özgür bilim başka nasıl yapılabilir ki! Ovalı’nın bu konuşmasının ardından salondan yükselen cılız alkışlar ve o kötü bakışlar, bu işlerin nasıl bir faşist dairede döndüğüne en büyük kanıttır. 15’inde bir aslan şehit olmuş ama Cihangir ve Nişantaşı soytarılarının umrunda bile değil. Çünkü onları ilgilendiren bir durum değil. Bunlar bu ülkenin ayrık otları. Hiç tohumları. Şimdi bundan haberdar olan bu toprağın çocuğu gitme kardeşim bu adamların filmine, gösterisine, tiyatrosunu izleme. Bak işte senin şehidine hangi nazarla bakıyorlar. Sana ait olan her şeye nasıl düşmanlar gör. Aynı şekilde Aziz Sancar ödül aldığında da böyle zehirlenmişlerdi. Nasıl olur bir Mardinli ‘Türk ve Müslüman’ım’ diyerek cümle kurar ve Cumhurbaşkanı’yla görüşürdü? O gün de ayrı bir şekilde en cahil halleriyle ölmüşlerdi. Onları kendi zehirli dünyalarıyla baş başa bırakıp, Ercüment Ovalı hocamızı ayakta alkışlayalım.

Ercüment Ovalı

ÖMER HALİSDEMİR

Ömer Halisdemir, bir milletin kaderinin çizildiği gün koca bir milletin yükünü omzuna alıp taşıyan büyük kahraman. İki gün önce doğum günüydü ve karargahtaki son görüntüsü ortaya çıktı. İki gündür fotoğrafa bakıp bakıp duruyorum. Allah’ım o nasıl bir vakar, o nasıl bir şecaat. Üzerine kaç şiir, kaç destan yazılır? Cennete koşacağını bildiğinden şahadete öyle bir yürüyor ki, yer gök sarsılıyor sanki. Ömer, Hz. Hamza’ya, Peygamber Efendimiz’e (s.a.v) kavuştu. Bir Ömer gitti, bin Ömer geldi. Yarabbi bu kahramanların sayısını arttır ve bizlere de unutturma.

FIRAT YILMAZ ÇAKIROĞLU

Fırat Yılmaz Çakıroğlu: İzmir’de üniversite öğrencisiydi. Ege Üniversitesi’nde PKK’lı teröristler tarafından şehit edildi. Tarih okuyordu. Tarih okurken, tarih yazdı Fırat Reis. Onun da öyle bir gülüşü var ki, o da aklımdan çıkmıyor. Geride bıraktığı anne ve babası, ülküdaşları ve sevgilisi onu hep o gülüşüyle hatırlıyor.

Şüheda yurdunun ne aslanları ne yiğitleri bitmeyecek. Kimisi 15’inde kimisi 20’sinde kimisi 30’unda gözünü kırpmadan düşmanın üzerine yürüyecek, yürüyeceğiz.

Allah bizleri onların izinden ayırmasın ve onları her daim hatırlayanlardan eylesin amin.

serkan.ustuner@haber7.com

twitter: sustuner