Türkiye Cumhuriyet’i yaklaşık dört yıldır sistematik bir saldırı altında ve görünse de görünmese de bir beka mücadelesi veriyor. 2013 gezi terörizmini milat olarak alırsa ondan bu yana bir silsile şeklinde gelen olaylar 15 Temmuz darbe görünümlü işgal planıyla son bulmuş diye gözükse de Suriye’nin kuzeyinde kurulmak istenen terör devletiyle başka bir safhaya geçti.

Türk devletinin sınırlarını alenen tehdit niteliğinde olan bu yılanın başı büyümeden ezildi ve ezilecek. Tabii bu süreçte bu toprakları bize yurt yapan şehitlerimiz için ne yapsak haklarını ödeyemeyiz. Peki bunca hadise vuku bulurken Gazi Meclis’te neler oluyor?

Devletin tüm imkânlarından yararlanan terör örgütünün siyasi uzantısı partinin vekilleri gün geçmiyor ki, Türk askerine aşağılık sözler sarf etmesin. 2015’teki çukur ihanetinde devletin kendisine tahsis ettiği araçla terörist taşıyan rezil insanlara hep beraber tanık olduk. Ekmek yediği ele ihanet edenlerin şimdi akıbetlerini izliyoruz ama maalesef utanmadan Meclis’te hala terör örgütünün propagandasını yapmaktan da geri durmuyorlar. Dün Hüda Kaya isimli şahıs milletin kürsüsünden alenen eli kanlı terör örgütünü dünyanın en demokratik yapısı diye tanıtırken, Türk askerini ‘katliamla’ suçlayacak kadar alçalıyor. Bu kişi ve kişiler devletten maaş alıyor ve alenen vatana ihanet suçu işliyorlar. Evet, halkın seçtiği kişiler Meclis’te temsil edilir. Bu demokrasinin en birinci kuralıdır. Ama koca bir ama. Anayasa’ya bağlı kaldığı sürece vekilliği devam eder. Her türlü melaneti yapacaksınız, bu memlekete ait ne varsa reddedeceksiniz, Kandil’den gelen emirle hareket edeceksiniz sonra da ‘Demokrasi havarisi’ kesileceksiniz. Neyse ki o devirler bitti ve ihanet karşısında devlet, devlet olmanın refleksini gösteriyor.

Siz hala ‘Biz sırtımızı YPG’ye dayıyoruz’ diyorsanız eski bir eş başkanınız vardı. Artık onun ziyaretine değil karşı hücresine gidersiniz.

Bu topraklar hain kusar, bağrında yatırmaz. Sizler anlamazsınız ama bu memleket şehit kanlarıyla kuruldu ve o şehitlerin mübarek kanları üzerinden yükselecek.

GÜZEL ŞEYLERE DAİR…

Kaç zamandır güzel şeylere dair bir şeyler yazmıyorduk. Gündemin yoğun mesaisinden fırsat gelmiyordu. Bu hafta güzel şeylerde Ayasofya Dergisi ve KETEBE var.

Recep Terler kardeşimiz genç bir ekiple taşırmadan, bağırmadan güzel işler yapıyor. Edebiyata, Türk kültürüne dair sıkı işler. İki ayda bir çıkıyor. Bu ayki sayı en iyi işlerinden biri olmuş. Yayın hayatlarında başarılar.

Yeni bir yayınevi kültür dünyamıza 'Merhaba' dedi. İsmi KETEBE. Çok sevdiğim isimler var işin başında. İsmail Kılıçarslan, Ömer Lekesiz, Ahmet Murat Güzel gibi isimlerin yanında Furkan Çalışkan, Yusuf Genç ve Aykut Ertuğrul da  bu birikime katkı sunuyorlar. CNR kitap fuarındaki standlarıyla ilk olarak bir adım öne geçmişlerdi. KETEBE'yle ilgili çok güzel planları var. Kendilerine de yayın hayatlarında başarılar diliyorum. 

serkan.ustuner@haber7.com

twitter: sustuner